Kesinlikle karşıyım. Maazallah Diktatörlüğe yol açar da ondan. Diktatörlüğe yol açsa ne olur ki diye sormakta yerden göğe kadar haklısınız, çünkü bütün bir Cumhuriyet tarihi boyunca bir kere bile diktatörlüğe maruz kalmadınız! Nereden bileceksiniz? İşte benim endişelerimin, sabahlara kadar uyutmayan hafakanlarımın sebebi de sizin başkanlık sisteminin kaçınılmaz sonucu olan diktatörlüğü hiç görmemiş olmanızdır. Burada sezgilerime güvenmenizi salık vermekten başka bir şey gelmiyor elimden. Evet, siz bana güvenin, ben size başkanlık sistemi kötüdür diyorsam, bilin ki kötüdür. Şimdi size bu sistemin kötülüğünü uzun uzun anlatacak vaktim yok. Bir “çıplak uyarıcı” gibi kısaca söyleyeyim de siz gelmekte olan felaketin büyüklüğünü anlayın. Cahiliye döneminde bir adam gelmekte olan bir düşman saldırısını kabilesine en kısa yoldan haber vermek istediği zaman elbiselerini çıkarır ve bir değneğin ucuna bağlayarak uzaktan sallardı. Kabilesi de ne oluyor, bu adam niye elbisesini çıkarmış da uzaktan sallıyor, manyak mı ne?diye sorma gereğini duymadan gereken önlemleri alırdı. Bu gibi adamlara “Neziru’l Uryan” (Çıplak Uyarıcı) derlerdi. Siz de bana “çıplak uyarıcı” diyebilirsiniz sevgili halkım (Vaktiyle genzinden konuşan uluslararası şöhret ilahiyatçımız Arap cahiliye döneminin “Neziru’l uryan” ifadesinden araklayarak tv’nin birinde ben “çıplak uyarıcıyım” demişti de Hatemi hocalardan biri -çoğu kimse bilmez ama onlardan iki tane var- “giyinik uyarıcı” olsanız daha iyi olmaz mı?diye tatlı tatlı dalgasını geçmişti).
Benim de vaktim yok, size başkanlık sisteminin ne menem şey olduğunu hele bu sırada imkanı yok anlatamam. Ama belki birkaç somut örnek göstererek bu sisteme meyletmenizi engelleyebilirim . Yüz seneye yakın bir zaman dilimidir demokrasi cenneti sayılan parlamenter sistemle yönetiliyoruz. Şimdi nereden çıktı bu başkanlık sistemi sevdası? diye de sormayacağım. Vatandaştır, istediği sisteme meyleder. Belki de hayatında bir değişiklik olsun istiyor. Hep özgürlük, hep refah, hep huzur…nereye kadar?! Değil mi ama!. Hele ki diktatörlüğün nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsa. O halde başkanlık sistemini onaylama temayülünü gösteren vatandaşa bunun nasıl bir felakete yol açacağını anlatmak da bize düşüyor. Yol yakınken başkanlık sisteminden, dolayısıyla hiç bilmedikleri diktatörlükten vazgeçsinler diye.
Sevgili vatandaşlarım! (Evet, sözün burasında böyle bir nida hiç de fena olmaz. Daha inandırıcı oluyor.)
Eğer başkanlık sistemine evet derseniz, bir sabah uyandığınızda bin yılı aşkındır kullandığınız alfabenizin yerinde yeller estiğini görürsünüz. Meşhur (Emseytu Kurdiyyen asbahtu Arabiyyen=Akşam yatınca Kürt idim sabah uyanınca Arab oldum) deyişindeki gibi, akşam müderris-profesö r yatarsınız, sabah okuma yazma bilmeyen zır cahil uyanırsınız. (ihtimal vermiyorsunuz değil mi? E tabi tuzunuz kuru doksan senedir demokrasiyle yönetiliyorsunuz !)
Bin yıldır giydiğiniz milli kıyafetiniz yasaklanacak. Desem ki şalvarı çıkarıp yerine iki dişli çatal gibi ya da kazma sapı kılıflarını andıran pantolonlar giyeceksiniz, inanır misiniz?! İnanmak zor geliyor değil mi? Kılık kıyafetinize karışan yöneticileri ne zaman gördünüz ki bilesiniz!
Hani cenazede, mevlitte, düğünde bayramda, namazda okuduğunuz şu Kur’an var ya o da yasaklanır. Öldüğünüzde arkanızda bir fatiha okuyacak kimse bulunmaz. Namaz dedim de o bile yasaklanır. Vatandaş spor yap, namaz da bir spordur denir desem aklınız almaz değil mi?
Hele camileri ahır yaparlar başkanlık sisteminde desem, vallaha da billaha da beni taşlarsınız. Şu günlerde istediğinizde giydiğiniz istemediğinizde gardrobunuza astığınız şu şapkalar var ya, onları giymedikleri için binlerce insan asılacak desem, çıplak, giyinik uyarıcı dinlemez bu adamın aklından zoru vardır der, beni Mazhar Osman’a teslim edersiniz.
Ya bir de desem ki Müslüman kadınların başörtüsü başkanlık sisteminde yasaklanacak, başını örten kızlar üniversitelere alınmayacak, ey ahali bu adam akıl almaz şeyler söyleyerek huzurumuzu kaçırıyor diye beni linç ederdiniz. E haklısınız, başörtülü kızlarınız mı üniversite kapılarında coplandı.
Milli ve ebedi şeflerimiz olacak, milli şefimiz faşist İtalya’ya selam gönderecek desem, emin olun (bilinmeyen bir dilden bir şeyler mırıldandı) diye aval aval yüzüme bakanlarınız olacak. Ama eğer başkanlık sistemine evet derseniz, size anlamsız, saçma gelen bu olay ve benzerleri de olacak.
Ana diliniz yasaklanır. Anadilinizle ıslık bile çalamazsınız. Seksen yıllık harikulade demokraside her türlü kimliksel haklarını özgürce kullanan Kürtler, hele siz hiç üstünüze alınmayın. Siz ana dil yasağının ne olduğunu bilmezsiniz doğal olarak. Eğer siz, (burada özellikle Kürtlere sesleniyorum) başkanlık sistemine evet derseniz, havsalanız almıyor ama, mesela bir şekilde hapse düşen çocuklarınızla Kürtçe konuşamayacaksın ız. (Hala Kürtlere sesleniyorum) siz eğer başkanlık sisteminden yana tavır alırsanız, sizin menşeiniz bile sorgulanır, mesela karda yürürken ayaklarınızın çıkardığı kart…kurt… sesinden mülhem size Kürt dendiği iddia edilecek. Gülüyorsunuz değil mi! Eğer başkanlık sistemini kabul ederseniz ve de sonrasında diktatörlük oluşursa, menşeinizin zart…zurt… olduğunu bile söyleyebilirler.
Şimdi siz böyle Türk Kürt kardeş kardeş yaşıyorsunuz ya, bilmezsiniz tabi. Çıkıp desem ki başkanlık sistemi kurulursa ve sonrasında kaçınılmaz olarak diktatörlük kurulursa dağlarda kırk sene boyunca Kürt var mıydı yok muydu savaşı verilecek emin olun inanmayacaksınız .
Tabi inanmazsınız, siz diktatörlük mü gördünüz?!
Gene de söyleyeyim, zinhar başkanlık sistemine evet demeyin, yukarıda sıraladığım ve aklından zoru mu var diye bana ters ters bakmanıza sebep olan bu olayların tümü olacak. Bütün dünyanın saygıyla selamladığı parlamenter sisteminizin kıymetini bilin!