Sağlık Bakanı TBMM konuşmasında şehir hastaneleriyle de ilgili bilgiler vermiş.
Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala benim hesaplamalarıma istinaden Sayın Bakana şehir hastanelerinde yapılan ödemeleri sormuş.
Bakan toplam kullanım bedelinin 27,5 milyar avro (o günkü kurdan 29,4 milyar dolar) olduğunu söylemiş. Ancak bu verinin detaylarına değinmemiş.
Şehir hastanelerinde kullanım bedelinin yanı sıra hizmet bedeli ödemeleri de yapılmaktadır. Sayın Bakan bu konuda da bir şey söylememiş.
O zaman biz bir şeyler söyleyeyim.
Nasıl mı?
Gelin bir bakalım.
BEDEL ÖDEMELERİ
Şehir hastanelerinde kullanım bedeli sözleşme çerçevesinde yaptırılan tesislerin kullanımında ortaya çıkan hizmetleri (bina, elektrik, asansör, soğutma, olağanüstü bakım onarım, peyzaj ve ana tıbbi cihazlar) içermektedir. Sözleşme süresi 25 yıldır.
Bunun yanı sıra ilaçlama, otopark, temizlik, bilgi yönetimi, güvenlik, resepsiyon, yardım, taşıma, çamaşır, yemek, laboratuvar, görüntüleme, sterilizasyon, dezenfektasyon, rehabilitasyon ve atık hizmeti gibi faaliyetleri içeren hizmet bedeli bulunmaktadır. Bunun süresi de beş yıldır. Ancak mevzuata göre her beş yılda bir pazar testiyle bu hizmetler yeniden özel sektörden alınacaktır. Yani kullanım bedeli süresince, hizmet bedeli de ödenecektir.
Yetkililer hesaplamalarında bu hizmet bedeli ödemelerini dikkate almıyorlar. Ben alıyorum.
Neden almadıklarını sorarsanız, kapatılan hastanelerde bu bedelleri zaten ödüyorduk diyorlar. Detaylarını açıklayın bu ödemelerin biz de görelim diyorum. Açıklamıyorlar.
2015 yılında Genel Yönetim Muhasebe Yönetmeliğinde değişiklik yapıldı. Akabinde Yönetmeliğin Uygulama Tebliği de çıkarıldı. Bu düzenlemelere göre Sağlık Bakanlığın bu iki bedel ödemesinden kaynaklanan yükümlülüklerini mali tablolarında göstermesi gerekiyor. Ama Bakanlık mevzuata aykırı biçimde göstermiyor.
Sonra da eklektik biçimde açıkladıkları verilere inanmamızı bekliyorlar.
Peki, Bakanlık bizim vergilerimizi şeffaflıktan bu kadar uzak biçimde harcarken biz elimiz kolumuz bağlı bekleyecek miyiz?
Değerli okur ben beklemeyenlerdenim.
Nasıl mı?
Devam edelim.
TAHMİNLERİM
Tahminimden önce bir bilgi vereyim. DPT’nin halefi olan Kalkınma Bakanlığı 2018 yılına kadar “Kamu Özel İşbirliği Uygulamalarına İlişkin Gelişmeler” raporları yayımlardı.
Nasıl olduysa 2016 yılı raporunda birinde şehir hastanelerinin kullanım bedeli ödemelerini açıkladı.30 milyar 263 milyon dolar. Sayın Bakanınkine yakın bir sayı.
Bir zamanlar basın bu tür ihalelerin sonuçlarını yayımlardı. Ben de bu sonuçları derlerim kendime bir veri tabanı oluştururum. Bunun teknik ismi “veri madenciliğidir.”
Veri madenciliği bulgularıma göre kira ödemeleri 36 milyar 483 milyon dolardır. Hizmet bedeli ödemeleri de 29 milyar 600 milyon dolar. Toplamı 66 milyar dolar.
Bazı hastanelerin bilgilerine de erişemedim.
Ben böyle veri madenciliği yaparken bütçe ödenekleri açıklanmaya başlandı.
Hastaneler açıklandıkça ödenekler artmaya başladı.
2019 yılında dediler ki 2022 yılında bütün hastaneler açılacak.
Ne yapacağız? İnanacağız tabii ki.
2019 yılı Ekiminde 2020-2022 bütçesi geldi. Yetkililere inanarak 2022 yılı bütçesindeki ödeneğin bütün şehir hastaneleri için tahsis edildiğini kabul ettim.
Orta Vadeli Programda (OVP) GSYİH büyüklükleri TL ve dolar üzerinden verilir. Buradan örtülü bir kur tahmini yaparız. Kurumların bütçe ödeneklerini hesaplarken OVP’deki makro büyüklükleri esas almaları gerekir. Sağlık Bakanlığının da bu kurala uyacağına inandım.
2019 yılında yayımlanan OVP’deki 2022 yılı dolar kuru tahmini 6,74 TL’dir.
Bu kurdan 25 yıllık kullanım ve hizmet bedeli ödemeleri sırasıyla 44 ve 37,2 milyar dolardır. Toplam 81,2 milyar dolardır.
Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın Sayın Bakana sorduğu 81,2 milyar doların hesabı budur.
Bizde verilmeyecek hesap bulunmamaktadır.
Şimdi Sayın Bakanlığa ben de bir soru sorayım.
SÖZLEŞME BEDELİ DEĞİŞİKLİĞİ
2019 yılında şehir hastanelerinin yapılma ve işletme usul ve esaslarını düzenleyen 6428 sayılı Kanun’da bir değişiklik yapıldı.
Yapılacak değişiklikle “sözleşme ve eklerindeki hükümlerin uygulanmasını etkileyen bir durumun ortaya çıkması veya anlaşılabilirliğini sağlamak amacıyla, sözleşme bedelini artırmamak kaydıyla Sağlık Bakanı onayı ile sözleşme ve eklerinde taraflarca değişiklik yapılabilir. Bu kapsamdaki sözleşme değişikliklerinde, sözleşme bedelinin artırılmaması kaydıyla, kullanım bedeli veya hizmet bedeli artırılmak veya azaltılmak suretiyle değiştirilebilecektir.”
Kanun değişikliği TBMM’ye sunulduğunda 12 Temmuz 2019 tarihinde kişisel blogumda bir yazı kaleme aldım.
Sayın Durmuş Yılmaz ve İsmail Tatlıoğlu Komisyon görüşmelerinde bu yazımı muhalefet şerhi olarak aynen kullanmışlardı.
Yazı da şu soruyu sormuştum: “sözleşme bedelini artırmamak kaydıyla; hizmet bedelini düşürerek (örneğin, bina işletmecisinden ilaçlama, otopark, temizlik ve güvenlik hizmetleri tedarikinden vazgeçilerek), şehir hastanelerinin zorunlu unsuru olan P1 hizmetlerine (kira ödemelerine) yapılan ödemeleri artırarak sözleşmeler değiştirilirse, yükleniciye rant aktarılmış olunur mu?”
Anton Çehov’un meşhur sözünü de hatırlatmıştım: “oyunun başında duvarda silah asılıysa oyunun sonunda top patlar”.
Teklif olduğu gibi kanunlaştı.
Malum Bakanlık bu konularda açıklama yapmayı pek sevmiyor.
Değerli okur ne yapacağız? Elimiz kolumuz bağlı bekleyecek miyiz?
Tabii ki işimizi yapacağız.
Sağlık Bakanlığının bütçe tekliflerinde yer alan ödenekleri kullanarak bir hesaplama yaptım ve bunu da şekilde gösterdim.
Şekilde hizmet bedellerinin, kullanım bedellerine oranını gösteriyorum.
Görüyoruz ki hizmet bedellerinin oranı giderek düşüyor.
Simdi de Sayın Bakanlığa soralım.
Hizmet bedeli ödenekleri düşürülürken, “sözleşme bedelinde değişiklik yapmadan” kullanım bedeli ödenekleri artırılmış olabilir mi?
İyi pazarlar