Bu beyaz fil projelerini anlata anlata bitiremedim. Aranızdan bazıları “başka konu bilmiyor musun? Neden hep bunları anlatıyorsun?” diyor.
Ben konu değiştiriyorum, bu defa partili memurlar devreye giriyor.
Hatırlarsınız Avrasya Tüneli’nin ne kadar başarılı bir proje olduğunu anlatmak için bir rapor hazırlamışlardı. Bu köşede o raporu yerle yeksan ettim. Rapordaki manipülasyonları açık açık yazdım.
Cevap gelmedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın İBB’den gelme partili bir orta düzey yöneticisi var.
Bu şahıs KÖİ projeleri 2024 yılından itibaren kâra geçecek diye bir grafik hazırlamış ve sağda solda dağıtmıştı. 21 Kasım, 2021 tarihli KARAR yazımda bu grafiği yerle yeksan etmiştim.
Ses çıkmadı.
Bu partili memur yememiş içmemiş bir grafik çalışması daha yapmış. Bu çalışmayı değerli Fatih Altaylı’ya da göndermiş. Altaylı bu çalışmayı 25 Nisan, 2023 tarihinde Habertürk’teki köşesinde yazdı.
Bu çalışmaya, ben de çalıştım.
Ne gördüm?
Tam bir dezenformasyon vakası.
Nasıl mı?
Gelin bir bakalım.
ŞEFFAFLIK
Altaylı yazısında “kamu yönetiminde şeffaflık çok ama çok önemli” diyor.
Kesinlikle katılıyorum. Ayrıca benim katılmam da yetmiyor.
Kanun emrediyor.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın da tabi olduğu Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu diyor ki: “Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanlar, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludur ve yetkili kılınmış mercilere hesap vermek zorundadır.” (m. 8)
Yetmiyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı 2015 yılında bu kanuna istinaden “Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliği (Sıra No: 45) Kamu Özel İş Birliği Uygulamalarının Muhasebe İşlemlerine” ilişkin bir tebliğ yayımlıyor.
Bu Tebliğde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın da taraf olduğu YİD yöntemiyle yapılan otoyollardan, köprülerden ve tünellerden kaynaklanan kamu yükümlülüklerinin raporlanması öngörülüyor.
Sayıştay Raporları’ndan öğreniyoruz ki bakanlığın ilgili kurumları bu mevzuatı hiçe sayıyor ve mali tablolarında bu yükümlülükleri raporlamıyor.
Yani suç işliyorlar.
Değerli okur Bakanlığın adına sizinle şeffaf bir bilgi paylaşayım.
Fatih sultan Mehmet Köprüsü’nde 2021 yılında yıllık ortalama günlük trafik sayısı 117 bin 418’dir. Bu sayı 15 Temmuz Şehitleri (Boğaziçi) Köprüsü’nde 117 bin 623’tür.
Nereden mi biliyorum?
Karayolları Genel Müdürlüğü düzenli bir biçimde trafik ve ulaşım bilgilerini yayımlıyor da oradan biliyorum.
Pardon. Çok hızlı gittim. Hepsini yayımlamıyor.
Demirel’in ve Özal’ın yaptırdığı köprülerin trafik bilgilerini yayımlarken, Erdoğan’ın YİD yöntemiyle yaptırdığı otoyolların ve köprülerin bilgilerini düzenli biçimde açıklamıyor.
Bunun yerine Bakanlık memurları eklektik biçimde bu tür manipülatif bilgiler açıklıyorlar.
Gelelim şu arkadaşın çalışmasına.
Son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim.
Grafik tasarımcısı arkadaşa çok teşekkür ediyorum. Ben Excel’de bu kadar başarılı grafik oluşturamıyorum. Bu çalışmadaki grafiklerin yanında benim çizimler çok daha amatör kalıyor.
Bir hoca olarak zarfa, yani grafiklere tam not veriyorum.
İçerisindekilere ise sıfır.
OSMANGAZİ KÖPRÜSÜ
Altaylı’ya konuşan bu arkadaş “40 binin üzerindeki her geçiş 10 dolar ücret ile garanti edilen 48 dolarlık ücret arasındaki farkı kapatıyor. Hatta hatırlarsanız otoyolun bazı kesimlerinde garanti edilenin 2 katı araç geçiyor ve buralardan toplanan fazla ücretin köprü tarafındaki farkı kapatıyor” demiş.
Ama sadece demiş. Otoyolun kesimlerinde gerçekleşen bilgileri vermemiş.
Ben söyleyeyim. Sözleşme bilgilerine göre Gebze-İzmir Otoyolu’nda verilen gelir garantilerinin % 75’6’sı Osmangazi Köprüsü’ne aittir. 7,8 milyar dolar. Otoyol’da verilen garanti ise 2,5 milyar dolar.
Bazı kesimlerin cürümü nedir ki Köprü’nün garantisine katkı sağlayacak?
Altaylı’nın yazısından devam edelim. Köprü’nün gişe ücreti 10 dolar denilmiş. (Aslında 8,9 dolar ama, nasıl olsa sallıyorlar, ne önemi var!)
10 dolardan devam edelim.
Garanti tutar ve Köprüden’ 40 bin/gün araç geçerse, günlük elde edilecek gelir 400 bin dolar eder.
Yazıda belirtilen 48 dolar sözleşme ücretine göre garantinin tutması için Köprü’den günde elde edilmesi gereken gelir 1 milyon 920 bin dolardır. Bu gelire ulaşabilmek için günde dolarlık ücretten 152 bin babayiğide daha ihtiyacımız var.
Eder mi size toplamda 192 bin araç.
Bu arkadaşların hazırladıkları aşağıdaki grafikte Köprü’den sözleşme sonuna kadar geçmesi öngörülen araç sayıları yer alıyor.
Bu öngörüler hangi varsayıma göre yapılmış bilmiyoruz. Bunu da geçelim.
Değerli okur ben yoruluyorum artık.
Şu grafikte 192 bin aracın yerini bir bulabilir misiniz lütfen?
Benim daha işim var.
Nasıl mı?
Devam edelim.
AVRASYA TÜNELİ
Bu arkadaşlar şöyle bir huy edindiler.
Yazının başında belirtmiştim. Avrasya Tüneli’ni işletenler bizleri de işletmek için manipülatif bir rapor hazırlamışlardı.
Normalde fizibiliteler yapılırken projelerin geleneksel tedarik veya KÖİ yöntemiyle yapılması varsayımlarına göre ayrı ayrı fayda maliyet analizleri yapılır. Sonunda hangi yöntemin faydası daha yüksekse, onunla yola devam edilir.
Bu arkadaşlar beyaz fil projelerini siyasi talimatla yaptıklarından, başlangıçta böyle bir çalışma yapmıyorlar.
Projeler hayata geçip atıl kalıyorlar. Geçiş ücretleri çok yüksek olduğundan sizler bu yolları ve köprüleri kullanmıyorsunuz. Hatta üstüne bir de olumsuz tepki veriyorsunuz.
Bu arkadaşlar da projeler hayata geçtikten yıllar sonra, bu projelerde KÖİ yönteminin ne kadar daha faydalı olduğu masalı anlatmaya devam ediyorlar.
Partili memurlar bu çalışmalarında da Avrasya Tüneli için bu tür bir çalışma yapmışlar ve Tüneli çok faydalı bulmuşlar.
Şaşırdık mı?
Şaka şaka ben şaşırdım!
Benzeri bir çalışmayı Bakanlığın partili memurları da yapmış. Aşağıdaki tabloda her iki çalışmanın bulgularının paylaşıyorum.
İşletmeciye göre Tünel’in geleneksel tedarik yerine KÖİ yöntemiyle yapılması neticesinde 749 milyon dolar kazanılmış. KÖİ’nin maliyeti % 29,6 daha düşükmüş.
Bakanlığa göre ortaya çıkan kazanç 270 milyon dolarmış. Kazanç % 7,2.
Değerli okur beni yetiştiren büyüklerimden şunu öğrendim: “Doğru tek olur ve her yerde doğrudur.”
İşiniz manipülasyona kaldıysa tabelanız her yönü gösterir.
Bu iki çalışma bu manipülasyonu gösteriyor.