Orta Vadeli Program (OVP) 6 Eylül günü açıklandı. Ciddiye almadım.
Ancak ciddi iktisatçıların OVP’yi ciddi ciddi tartıştıklarına tanık oldum.
Bunun üzerine eski bir Planlama Uzmanı olarak benim de OVP hakkında bir şeyler yazmam gerektiğine karar verdim.
Son söyleyeceğimi şimdiden söyleyeyim bu OVP tam bir “cambaza bak” hikâyesidir.
Nasıl mı?
Gelin başlayalım.
PLANSIZ OVP
Türkiye’de üç tür plan/program bulunmaktadır. Bunlar hiyerarşi sıralamasına göre yukarıdan aşağıya “Kalkınma Planı”, “Orta Vadeli Program” ve “Yıllık Program”dır.
Öncelikle beş yıllık kalkınma planı hazırlanır. Arkasından her yıl üç yıllık bir perspektifle OVP (revolving program) ve yıllık programlar yayımlanır. Bu planlar yukarıya çıktıkça soyutlaşır ve aşağıya indikçe de somutlaşır. Etkilerinin görmek için bir dönem beklemek gerekir
Kriz dönemlerinde ise çok kısa dönemde (3-5 ay) sonuç almak için “istikrar paketleri” hazırlanır. Burada somut biçimde yapılacaklar anlatılır. 1994 ve 2001 krizlerinde yapıldığı gibi.
(Değerli okur hatırlayın lütfen, 2001’de hazırlanan Güçlü Ekonomiye Geçiş Programına güveni artırmak amacıyla “15 günde 15 yasa” mottosuyla kanunlar çıkartılmıştı).
Neyse mevcut hükümet bunu tercih etmedi.
OVP’yi Haziran başında işbaşına gelen yöneticiler daha soyut olan OVP’yi, hem de 3 ay bekleyerek Eylül başında açıkladı.
Daha somut adımları ise Ekim-Kasım gibi yayımlanacak “Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programına” bıraktı.
Nereden mi biliyorum?
OVP’yi okudum da oradan.
Bakın OVP’nin Giriş bölümünde ne deniliyor: “OVP’de yer alan öncelikli politikalara yönelik Programın ilk yılında uygulanacak somut tedbirlere ayrıntılı olarak 2024 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programında yer verilecektir.” (s. 1)
Bu ifadeden sonra OVP okunmaz.
Ancak mesleki deformasyon gereği devam edelim.
Orta Vadeli Programın dayanağı Kalkınma Planıdır.
Bakın 5018 sayılı Kanun OVM’nin hazırlanma yöntemini nasıl anlatıyor: “en geç Eylül ayının ilk haftası sonuna kadar kalkınma planları, stratejik planlar ve genel ekonomik koşulların gerekleri doğrultusunda … orta vadeli programın Resmî Gazete’de yayımlanır”. (m. 16)
Biliyorsunuz 11. Kalkınma Planı 2019 yılında yürürlüğe girdi.
Planın süresi bitiyor diye 2022 Haziranından itibaren 12. Kalkınma Planı’nın hazırlıklarına başlandı.
Makbul akademisyenlerin katılımıyla özel ihtisas komisyonları kuruldu. Komisyonlar raporlarını yazdılar.
Planlama Uzmanları da bu raporlara göre Planın metinlerini kaleme aldı.
Sırada 12. Plan tasarısının TBMM’ye sunulması kalmıştı. Çünkü 3067 sayılı Kanun gereğince, kalkınma planlarının TBMM Genel Kurulunda tartışılarak onaylanması gerekmektedir.
12. Kalkınma Planı Tasarısı TBMM’ye getirilseydi, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal tüm sorunları ve çözüm önerileri seçilmiş vekiller tarafından şeffaf biçimde tartışılacaktı.
OVP’de -eksik de olsa- var olan bu katılımcılığın sonunda hazırlanmış olacaktı.
Bunun yerine “yaptım oldu” yöntemi benimsendi.
Devam edelim.
HESAPSIZ OVP
OVP hazırlıkları sırasında kaynaklarım “sayısal hedeflerin hesaplanması aşamasında uzmanların Hazine ve Maliye Bakanına ulaşamadıklarını” söylediler.
Çünkü OVP’deki makro büyüklükleri tahmin ederken uygulanacak politikaların ve tedbirlerin neler olduklarını bilmeleri gerekiyor.
Bu kısıtları da bilmedikleri için serbest tahmin (atış) yapıyorlar.
Öyle ya ne yapılacakta 2023 yılında % 4,4 beklenen büyüme hızı, 2026’da % 5’e çıkacak?
Ekonomi büyürken ne yapılacakta aynı dönemde enflasyon % 65’ten % 8,5’a düşürülecek?
Benzer soruları diğer tahminler/hedefler içinde söyleyebiliriz.
Ben bütçe dengesine baktım.
OVP, 2023 yılında GSYİH’ya oranı % 3,9 olması beklenen “faiz dışı bütçe açığının”, 2025’de sıfıra düşmesini öngörüyor. Sıfıra.
Ne yapılacakta bütçe açığı sıfırlanacak diye merak ettim. Bütçe giderlerinin kırılımına baktım.
En güçlü destek sermaye transferlerinden* geliyor.
2023 ve 2024 yıllarında sırasıyla % 2,7 ve % 1,8 olan sermaye transferlerinin % 2025’te % 1’e düşmesi hedefleniyor. (Az değil, % 2,6 oranında bir tasarruf)
Seçim yıllarında artırılan bu transferlerin sonrasında düşürülmesi başlangıçta anlaşılabilir gibi geliyor.
Ancak bu transferlerin ne olduklarını ve neden düşürüleceklerini OVP’den okumamız gerekmiyor mu?
15 Eylül günü Ağustos/2023 itibariyle Merkezi Bütçe gerçekleşmeleri açıklandı.
Sermaye transferlerinin başlangıç ödeneği 521 milyar TL’ydi. (Ek bütçeyle 685 milyara çıkarıldı.)
Bunun 100,5 milyarı harcanmış.
Aslan payını hangi ödenek kalemi almış diye bir bakayım dedim.
“Sınıflandırmaya Girmeyen DİĞER Kurum, İşletme ve Hane Halkına Yapılan Sermaye Transferleri” kaleminden yaklaşık 70 milyar TL harcanmış.
Sekiz aylık gerçekleşme bilgisiyle aslan payının bu ödenekte olduğunu söyleyebiliriz.
Peki, bu diğerleri kim?
“Analitik Bütçe Sınıflandırmasına İlişkin Rehber” bu diğerlerini şu şekilde sınıflandırıyor: “Dernek, Birlik, Kurum, Kuruluş, Sandık vb. Kuruluşlar; Vakıf Üniversiteleri; Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşları; Kamu Ortaklıkları; Özel Teşebbüsler; Hane Halkları.”
Şimdi ne yapacağız? Tabii ki OVP’ye gidip bunlarla ilgili hangi tasarruf tedbirleri alınmış ona bakacağız.
Siz zahmet etmeyin.
Ben sizlerin yerine baktım.
Harcama tasarruflarını içeren tedbirlerde sermaye transferleri konusunda her hangi bir tedbir göremedim.
Şimdi diyeceksiniz ki “hocam yetkililere haksızlık ediyorsunuz, 2 ay sonra 2024 Yılı Programında bu tedbirleri somut biçimde açıklayacaklar.”
Haklısınız da ben de size sorayım o zaman: “uzmanlar bu tedbirleri bilmeden neye göre tahmin yaptılar?”
5 Nisan 1994 krizindeki “Ekonomik Önlemler Uygulama Planını” hazırlayan DPT yönetimi bu tedbirleri belirlemişlerdi.
Uzmanlar da Planda yer alan tedbirlerin uygulanması halinde kesimler üzerinde ortaya çıkacak mali yüklere kadar hesaplamışlardı.
1994 yılındaki istikrar tedbirlerinin “ücretliler üzerindeki mali yükü % 18,8” olarak öngörülmüştü.
Anladığım kadarıyla bu program, geçen hafta da yazdığım gibi ücretlilerin yükünü % 100’e çıkarmayı hedefliyor.
O nedenle OVP başta da söylediğim gibi “cambaza bak” programıdır.
Ne yapardı meşhur öyküdeki yankesici: “baba cambaza bak bee.. ulan nasıl yörüyo keraneci o ipte” diyerek milleti gaza getiriyor ve yukarı bakanların ceplerini boşaltıyordu.
İyi pazarlar.
*Sermaye transferleri, bütçe dışına sermaye birikimi amaçlayan veya sermaye nitelikli mal ve hizmetlerin finansmanı amacıyla yapılan karşılıksız ödemelerdir.