Son iki yazımda İstanbul örneğinden hareketle taksi piyasalarında rekabeti yazdım. İstanbul önemli. Önemli çünkü İstanbul kişi başına düşen taksi sayısı bakımında Dünya genelinde çok gerilerde.
Bin kişiye düşen taksi sayısı Dubai’de 4,16, New York’da 2,49 ve Londra’da 2,42’dir.
Taksi sayısının yetersizliğinden, öncelikle taksi bulamayan yolcular şikâyetçidir.
Değerli okur plaka kısıtlaması, tekelci bir piyasa yapısının oluşmasına zemin hazırlamaktadır.
Plaka sahiplerinin tamamı olmasa da plakaları kontrol edenler bu tekelci güçten önemli ölçüde rant devşirmektedir.
(Babadan, deden miras kalan plakaları galerilere kiralamak zorunda kalan bazı plaka sahipleri de mağdurdur aslında).
Nasıl mı?
Başlayalım o zaman.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNİN (İBB) ÖNERİSİ
İBB’nin yeni plaka önerisi Ulaştırma Koordinasyon Müdürlüğü (UKOME) tarafından dokuz defa reddedildi.
Şubat 2020’de yapılan yönetmelik değişikliğiyle UKOME üyelerinin sayısı artırıldı.
Bildiniz.
Merkezi hükümetin kontrolündeki kurumların temsilcilerinin sayısı artırıldı. Böylece İBB UKOME’de karar alma yeterliliği seçilmiş belediyeden alınarak Ankara’ya devredildi.
Yeni plaka tahsisi talebini İBB UKOME değil Ankara reddetti.
Oysa plaka lobisi yeni taksi plaka tahsisine itiraz etmiyordu. Sadece plakaların tahsis yöntemine itiraz ediyordu.
İBB yeni tahsis edeceği plakaların tamamını kendi iştiraki bir şirkete vermek niyetinde.
Bu iştirak ise plakaları ya kiralayacak ya da kendi istihdam edeceği şoförler üzerinden işletmeye alacaktır.
İBB 17 bin 395 plakalı piyasaya da dünyanın önemli büyükşehirlerinde olduğu gibi sizde şirketleşin diyor. Şirket kuramaz iseniz kooperatifleşseniz de olur diyor.
Neden? Çünkü taksi piyasasının kurumsallaşması isteniyor.
Plaka sahipleri ile şoförler arasında galeriler ve duraklar bulunmaktadır.
Şu anda taksi piyasasının tüm yükünü taksi şoförleri çekmektedir.
İşin kaymağını ise taksi plakalarının ticaretini ve kiralamasını kontrol edenler yemektedir.
Taksi hizmetlerinin yetersizliğinden ve kalitesizliğinden şikâyet edenlere verilen standart cevap denetimdir.
17 binin üzerindeki taksilerin denetimini kim, nasıl yapacak?
Kalite standartlarının maliyetini taksi piyasasındaki ranttan en az payı alan şoförler mi üstlenecek?
İBB’nin kurumsallaşmayı öngören modelinde plaka sahipleri bir araya gelecek ve şirketleşecek.
Böylece kalite standartları ve denetimi konusunda İBB, sahibi olduğu taksilerden ve şoförlerinden de şirketler sorumlu olacak.
Değerli okur günün sonunda galerilerin oluşturduğu kartel işlevini kaybedecek.
(İBB taksi plaka sayısı konusunda yetkisini daha yeni ve daha üst bir düzenleme olan 2004 tarihli Büyükşehir Belediyesi Kanunundan aldığını söylüyor. Plaka lobisi ise İBB’nin yetkisizliğini, daha eski ve daha alt bir düzenleme olan 1986 tarihli bir Bakanlar Kurulu Kararına dayandırıyor.
(Böyle bir hukuki çelişkide daha sonraki ve daha üst düzenleme geçerlidir diye bilinir.)
Bu nedenle plaka lobisi, İBB’ye mealen “plakaları satın bizler alalım ve aynı oyunu oynamaya devam edelim” diyor.
https://www.birgun.net/haber/istanbullu-istiyor-iktidar-engelliyor-356757
Oyunu sürdürebilmek için de bugüne kadar İBB üzerinde oluşturduğu etkisini, belediye el değiştirdikten sonra merkezi yönetim üzerinde kurmuş görünüyor.
Unutmayın, Taksiciler Esnaf Odası’nın Başkanı “Biz Türkiye’de siyasetin de kaderini değiştirecek bir STK ve topluluğuz” demişti.
Oyun ne peki?
TAKSİLERİN KİRASI
İstanbul’daki plakaların büyük çoğunluğu kiralanmaktadır. Galericiler plaka sahiplerinden kiraladıkları plakaları kiraya vermektedir. Galericiler bir taksiden ortalamada ayda 2 bin TL kazanmaktadır. Galericilik sisteminde 15 bin aracın kiralandığı varsayımı altında; yıllık komisyon tutarı 40 milyon doları bulmaktadır.
Bu parayı da bir avuç galeri paylaşmaktadır.
Plaka sahibi ile galerici ve galerici ile şoförün arasında kira ücretleri sözleşmeyle garanti altına alınmaktadır. Ancak şoförün gelir garantisi bulunmamaktadır.
Nitekim bir galeri neden taksi plakası alınmalı sorusunu şu şekilde cevaplıyor: “Bir taksi plakası almak için gereken ücreti başka yerlerde değerlendirdiğinizde; kira garantisi olmayışı size doğru bir yatırım yapmadığınızı gösterir.”
Yetmedi.
Şoförün sadece kira ödemesi yeterli değil. Plakanın takılı olduğu aracı da satın almak zorunda. Tabii ki bu araçların fiyatları rayiç fiyatların çok üzerinde belirleniyor.
BİJON YA DA TEKERLEK
KARDEŞLİĞİ
Bir önceki yazımda 17 bin 395 plakanın toplam bedelinin beş milyar dolar civarında olduğunu belirtmiştim. O yazımda 12 saatlik kira bedelinin 220 lira olduğunu kabul etmiştim. Aşağıda linki bulunan 25 Ağustos 2021 tarihli habere göre 12 saatlik kira bedeli 600 liraymış.
Buna göre taksi plakalarının toplam değeri 13 milyar 636 milyon dolar oluyor.
Taksi plakalarının getirisi çok yüksek ve çok da pahalı. Bunun için plakalar hisseli olarak satılıyor.
Değerli okur mali gücünüz ölçüsünde plakanın % 5, 10, 25, 50 veya 75’ine sahip olabilirsiniz. (Buna bijon veya tekerlek ortaklığı deniyor).
Böylece plakalar daha çok el değiştiriyor ve galericiler de daha çok komisyon alabiliyor.
HAYALİ PLAKA
Değerli okur unutmayın lütfen. Rant büyükse sahtekâr ve tamahkâr çok kolay buluşuyor.
İstanbul taksi piyasasında olmayan plakalar da satılabiliyor.
Bu sistemde gerçekte olmayan bir taksi plakası, taksi plakasının o günkü değeri üzerinden satılmakta; sözde taksi plakası alan kişiye aylık belli bir kâr payı ödenmektedir. Plaka değerlendiği dönemlerde sistemden çıkmak isteyen sözde plaka sahipleri ise daha önce yapılmış sözleşmeler ile daha düşük bir fiyatla sistemden çıkmak zorunda bırakılmaktadır.
Aşağıdaki haber doğruysa; İstanbul’da ticareti yapılan hayali taksi plakasının miktarı yaklaşık 45 bindir. Bu da 2021 yılı plaka fiyatlarıyla eder size 12 milyar dolar.
Değerli okur sürdürülmek istenen oyunun büyüklüğüne bakar mısınız?
Aşağıdaki haberden öğreniyoruz ki vakti zamanında Eyüp’te hayali taksi plakası satan bir galerici 900 vatandaşın yaklaşık 700 milyon lirasını çarpmış. (2021 fiyatlarıyla 1 milyar 784 milyon lira).
https://www.milliyet.com.tr/gundem/hayali-taksi-plakasini-900-kisiye-satti-1762856
Yurt içinden ve dışından çok sayıda vatandaş, paralarını değerlendirmek için geldikleri firmadan, “hayali” taksi plakası satın almış.
Dahası var.
KLON TAKSİLER
Değerli okur resmi bir taksi plakası gayri resmi biçimde birden fazla sayıda klonlanıyor.
Örneğin, Avrupa yakasındaki bir taksinin sahtesi Anadolu yakasındaki bir başka sarıya boyanmış taksiye takılıyor.
Alın size sarı taksi.
Sahte taksinin yediği trafik cezaları, gerçek plakalı taksinin şoförüne ödettiriliyor. (Değerli okur yükü şoför çekiyor dedim ya. İşte bu da tuzu biberi olmuş).
Bu gerçeği, Uberin taksilerini adım adım takip edenler bilmiyor olabilir mi?
Sonuç olarak, İBB’nin değiştirmek istediği ve UKOME’deki merkezi hükümet temsilcilerinin sürdürmeye kararlı göründüğü sistem bu.
Ya da siyasetin kaderini de değiştirebileceğini iddia eden 25 milyar doları yöneten bir topluluğun gücü bu.
İyi pazarlar.
Bu yazıda önemli ölçüde şu akademik tez çalışmasından istifade ettim: Tetikol, A. 2018. Küreselleşme Sürecinde İstanbul’da Taksicilik Hizmetinin İktisadi Olarak İncelenmesi. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi.