Hazine ve Maliye Bakanı’nın (HMB) “ekonomik program” diye nitelendirdiği metin Orta Vadeli Program’dır (OVP). Bakan 3 Haziran 2023 tarihinde atandı. Ekonomi çok kötü olduğundan, herkes Bakan’ın bir şeyler yapmasını bekliyordu. Nitekim kendisi de “rasyonel politikalara döneceğiz” diyerek, o dönem uygulanan politikaların irrasyonel olduğunu kabul etmişti.
Evet Bakan’dan bir şeyler yapmasını bekliyorduk, ama bir an önce yapmasını bekliyorduk. Hatırlarsınız 2001 ekonomik krizinden sonra Hazine Bakanlığına 13 Mart 2001 yılında Kemal Derviş atandı.
Derviş atanmasından bir ay sonra 14 Nisan, 2001’de Güçlü Ekonomiye Geçiş Programını açıkladı.
O Program 2002 yılında iktidara gelen AK Parti tarafından da uygulandı ve ekonominin normalleşmesine katkı sağladı.
Nitekim 2004 yılında Türkiye % 9,9 büyüdü ve enflasyon iki haneli seviyelere düştü.
Oysa Bakan Şimşek hemen bir ekonomik program açıklamak yerine, 3 ay bekledi ve 5 Eylül 2023 tarihinde OVP’yi açıkladı. OVP’nin ekinde ise belirli bir takvim çerçevesinde yapılacak yapısal reformlar açıklandı. Bakan Şimşek 28 Ağustos’ta yapılan Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısından sonra OVP’de öngörülen yapısal reformları hayata geçireceklerini söyledi. Bu yazıda bu reformlardan ikisine daha yakından bakacağız.
Nasıl mı?
Gelin bir bakalım.
YARGI
Yargının içinde bulunduğu durum artık herkesin malumu.21 Ağustos’ta Diyarbakır’ın Bağlar ilçesindeki Tavşantepe mahallesinde kaybolduktan 19 gün sonra minik bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin’in katli hala aydınlatılamadı. Bir mahalle bizlerle adeta dalga geçiyor.
Sinan Ateş cinayetinin azmettiricilerine bulaşılamadı.
Buna karşın bir sürü masum insan hapishanede tutuluyor.
Mahkemeler iktidara yakın kişiler hakkında yapılan doğru haberlere hızla erişime engelleme kararı getiriyorlar. Barış Pehlivan’dan öğreniyoruz ki bu yılın ilk yarısı itibarıyla erişime engellenen web sitesi ile alan adı sayısı 43 bin 769’dur.
Yerel mahkemeler ve Yargıtay ne Anayasa Mahkemesi ne de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarını tanımıyor.
Cumhurbaşkanının hukuk danışmanı yargı kararlarına racon kesiyor. Yargının bağımsızlığına inanmayanların oranı, inananlardan fersah fersah daha fazladır.Hatta yargı bağımsızlığının bu denli tartışmalı olduğu bir ülkeye doğrudan yabancı sermaye gelmez denildi. Bırakın doğrudan yabancı sermayeyi, sıcak para da gelmez oldu.
Hakkını verelim Bakan Şimşek’in açıkladığı OVP’de 2023 yılında bir yenilik yapıldı.
OVP’ye İş ve Yatırım Ortamının iyileştirilmesine yönelik reformlar eklendi.
OVP de tartışmalı yargı kararlarından rahatsız olmuş olmalı ki “2024’ün üçüncü çeyreğinde ‘yargılama süreçlerinin etkinleştirilmesine’ yönelik önlemler alınmasını” öngördü.
2024’ün üçüncü çeyreğinde açıklanan OVP’den anlıyoruz ki bu konuda hiçbir işlem yapılmamış.
Nasıl anlıyoruz peki?
Bu yılki OVP diyor ki en geç “2025 yılının dördüncü çeyreğinde yargılama süreçleri etkinleştirilecektir.”
Yaşarsak önümüzdeki yıl açıklanacak OVP’de de aynı politika önerisini görebiliriz.
Çünkü Cumhur İttifakı üyeleri ve yakınları yargının bugünkü işleyişinden son derece memnunlar.
Yargılama süreçleri onlar için etkin biçimde işliyor.
Yabancı sermaye dahil kendileri dışındakilerin bağımsız yargı ve hukukun üstünlüğü yönündeki eleştirilerini dikkate almıyorlar.
Oysa OVP o kadar haklı ki.
Hukukun üstünlüğü konusunda Türkiye’nin hali son derece üzücüdür.
Nasıl mı?
Devam edelim.
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ
Dünya Bankasının yönetişim göstergelerinden bir tanesi de hukukun üstünlüğü alanındadır.
Hukukun üstünlüğü, insanların toplum kurallarına ve özellikle sözleşmelerin uygulanmasının kalitesine, mülkiyet haklarına, polise ve mahkemelere olan güven ve bağlılıklarının yanı sıra suç ve şiddet ihtimaline ilişkin algılarını kapsamaktadır.
Şekilde hukukun üstünlüğü endeksindeki gelişmeleri gösteriyorum. Şekil Türkiye’nin hukukun üstünlüğü notundaki yüzde değişimi göstermektedir.
Ak Partinin kalfalık (2007-2011) ve ustalık (2011-2015) dönemlerinde hukukun üstünlüğü notu genel olarak gerilemiştir.
2018 yılında geçilen yeni hükümet sisteminden sonra bozulma hızlanmıştır.
Nasıl hızlanmasın?
Cumhurbaşkanı bizzat AYM ve AİHM kararlarına saygı duymadığını ifade etti.
Bazı AİHM kararları için parasını veririz, kararı uygulamayız dedi.
Sonuçta Türkiye, Dünya Adalet Projesinin (World Justice Project) hukukun üstünlüğü endeksinde 142 ülke içerisinde 117’nci sıradadır. Düşünsenize Özbekistan, Çin ve Zambia gibi ülkeler Türkiye’den daha iyi durumdadır.
Devam edelim.
KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI
Murat Ağırel’den öğreniyoruz ki kişisel verilerimiz çalınmış ve internette üç bin TL’ye satılıyormuş.
Hangi veriler peki?
Kimlik bilgilerimiz, telefon numaralarımız, kredi kartlarımız, banka hesaplarımız, adreslerimiz, sağlık bilgilerimiz ve aile bireylerinize ilişkin bütün bilgilerimiz.
Bu bilgiler kamu kurumlarından çalınıyor.
Nüfus bilgilerimiz İçişleri Bakanlığına bağlı Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi tarafından tutuluyor. Kredi kartlarımız ve banka hesaplarımız bankalardan alınıyor.
Sağlık bilgilerimiz E-Nabızda yer alıyor.
Telefon bilgilerimiz Bilgi Teknolojileri ve iletişim Kurumundan alınıyormuş.
2023 yılında yayımlanan OVP’de bu sorun da görülmüş ve 2024’ün son çeyreğinde bu konuda bir kanuni düzenlemenin yapılması öngörülmüş.
“Mal ve hizmet ihracatını etkileyen yönleriyle AB dijital ekonomi düzenlemeleri doğrultusunda, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK)’nın Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) başta olmak üzere AB müktesebatına uyum süreci tamamlanacakmış.”
Bu da yapılmamış.
Nereden biliyoruz?
2024 yılında yayımlanan OVP’de aynı politikaya yer verilmiş ve kanuni düzenlemenin 2025 yılında yapılması öngörülmüş.
Bakana sorsan program tıkır tıkır işliyormuş.
İyi pazarlar.