Hükümetin çok sevdiği bir terim var.
“Fahiş fiyat.”
Özellikle 2018 yılından beri süre gelen kur artışları ve Nas’a uygun düşük faiz politikası enflasyonu tetikledi.
Artan fiyatlar karşısında; hükümet ekonomi politikasında yaptığı hataları düzeltmek yerine şirketleri suçlamayı tercih etti.
Fahiş fiyat ve stokçuluk iddiaları gündemlerinden bir türlü düşmedi.
İktisatta fahiş fiyatın karşılığının bulunmadığını bu köşede ayrıntılı biçimde ele aldım. (15/5/2022)
Gelin görün ki hükümetin iktisat anlayışıyla bizim bildiğimiz iktisat bir türlü yan yana gel(e)miyor.
TBMM’ye sunulan bir kanun teklifi var.(3/5/2024)
Teklifte fahiş fiyat uygulayanlara ve stokçuluk yapanlara verilecek para cezalarının önemli ölçüde artırılması öngörülüyor. Teklif kanunlaşırsa belirli durumlarda işyeri kapatma cezası da verilebilecek.
Yakınlarda bir kamu kurumunun daha “fahiş fiyat” iddiasına tanık olduk.
Ama bu şikâyet karşısında, yetkili kurumların seslerini duyamadık.
Şikâyet konusu neydi?
Gelin bir bakalım.
MAMAK METROSU
Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) 31 Ocak, 2024 günü bir ihale yaptı. İhaleye önceden yeterlilik alan dokuz firma katıldı. Mamak Metrosu olarak bilinen proje Ankara’da Dikimevi ve Natoyolu’nu birbirine bağlayacak.
İhale Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının (EBRD) ihale düzenlemelerine göre yapıldı. İhalede benimsenen yöntem ön yeterlilik ve açık ihale usulüydü.
ABB Mamak Metro hattı ihalesini “fahiş fiyat” nedeniyle iptal ettiğini açıkladı.
İhaledeki en düşük teklif 575 milyon 141 bin 666,9 avroydu. ABB’nin hesapladığı yaklaşık maliyet ise 370 milyon avroymuş.
Bu durumda ihaledeki en düşük teklif ABB’nin hesapladığı yaklaşık maliyetin %55 üzerinde oluşmuş ve bu teklif “fahiş” bulunarak ihale iptal edilmiş.
Buraya kadar olan biten vakıa.
Bizim bir katkımız yok.
Değerli okur bizim katkımız bundan sonra başlayacak.
Nasıl mı?
Devam edelim.
FAHİŞ FİYAT DENETİMİ
Bu ülkede fahiş fiyat denetiminden sorumlu iki önemli kurum bulunmaktadır.
Birincisi “Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu.”
Kurul 17 Nisan, 2020’de kuruldu.
Kurul, fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarına yönelik denetim ve incelemelerde bulunmaktan ve gerektiğinde idari para cezası uygulamaktan sorumludur.
Ticaret Bakanlığı’nın internet sitesinden öğreniyoruz ki Kurul bugüne kadar toplamda 103 milyon 160 bin 995 TL idari para cezası uygulamış.
İdari para cezası uygulanan işletmeler arasında hazır beton ve çimento işletmecileri de var.
Bu bilgi neden önemli?
Çünkü Mamak Metrosu da bir yapım işi. Yani Kurulun idari para cezası uyguladığı çimento ve hazır beton sektörüyle eşdeğer.
Mevzuat fahiş fiyat artışını “olağanüstü hâl, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından satışa sunulan ve kamunun … temel ihtiyaçlarını karşılamak için zorunlu olan mal ve hizmetlerin fiyatında girdi ve diğer üretim maliyetlerindeki artış gibi haklı bir sebebe dayanmaksızın yapılan aşırı ve adil olmayan artışı” şeklinde tanımlıyor.
Peki şu anda ekonomik bir dalgalanma döneminde miyiz?
Tabii ki evet.
İnanmayanlar Hazine ve Maliye Bakanı’nın açıklamalarını izlesinler. Ya da ülkeye gelmekte nazlanan yabancı sermayenin ürkek tutumuna baksınlar. Ya da emeklinin ve asgari ücretlinin feryatlarına bir kulak versinler.
İkinci sorumuzu da şimdi soralım.
Peki, metro taşımacılığı kamunun temel ihtiyaçlarını karşılamak için zorunlu olan bir mal ve hizmet midir?
Evet, ulaşım devlet tarafından sunulması gereken zorunlu bir kamu hizmetidir.
Aynı zamanda toplu taşıma çevrenin korunması için gereken konuların başında gelmektedir.
Şimdi de üçüncü bir soralım.
Değerli Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, ABB’nin Mamak Metrosu ihalesindeki “fahiş fiyat” tespitini incelemeye uygun görüp gündeminize almayı düşünür müsünüz?
Halkın temel ihtiyacı olan toplu taşıma hizmetinde teklif edilen fahiş fiyat “zorunlu bir kamu hizmeti” olan metro projesine zarar vermiş olabilir mi?
Bu sorular burada dursun ve devam edelim.
REKABET KURULU
İktisat “fahiş fiyat” konusunda görüş birliğine varmamıştır.
Ders kitabı der ki “rekabetçi piyasalarda fahiş fiyat veya aşırı kâr pazara girişleri cazip hale getirecektir.”
Pazara yeni giren firmalar arzı artıracak ve böylece fiyatlar düşecektir.
Yani piyasalarda olası fahiş fiyatlar kısa vadeli bir sorundur. Uzun vadede piyasa bu sorunu çözecektir.
Kamu politikalarının öncelikli görevi pazara giriş ve çıkış engellerini ortadan kaldırmak ya da en aza indirmektir.
Fahiş fiyattan bahsedebilmek için iktisada göre öncelikle “bir firmanın hâkim durumda olması” veya “firmaların kartel anlaşması yapması” gerekmektedir.
Hatırlayın lütfen.
Rekabet Kurulu “fahiş fiyat” iddiasıyla perakende sektöründe soruşturma üstüne soruşturma açtı. Bu köşede yazdım. (31/10/2021)
Günün sonunda Kurul “topla-dağıt karteli” oluşturmaları nedeniyle, 2021 yılında zincir marketlere öncelikle 2,7 milyar TL idari para cezası verdi. Bu soruşturmanın devamında Kurul tedarikçi niteliğindeki 13 teşebbüse 878,6 milyon lira idari para cezası verdi.
Bu bilgileri paylaştıktan sonra da Rekabet Kurulu’na da sorularımızı soralım.
Mamak Metrosu ihalesinde firmalar “danışıklı teklif” sunmuş olabilir mi?
Rekabet Kurumu’nun internet sitesinde kartel, “rakipler arasında gerçekleşen fiyat tespiti, pazar paylaşımı, arz miktarının kısıtlanması veya kotalar konması, ihalelerde danışıklı hareket edilmesi gibi rekabeti sınırlayıcı anlaşma ve/veya uyumlu eylemler” şeklinde tanımlanmaktadır.
İhale literatüründe “danışıklı teklif” olarak nitelendirilen kartel anlaşmaları, günlük hayatta “çantacı” olarak bilinmektedir.
Teklif sahipleri ihale öncesinde bir firmanın ihaleyi kazanmasına destek olacak şekilde yüksek teklifte bulunmaktadır.
Bu durumda üzerinde anlaşılan firma dışındaki teklif sahipleri “çantacı” durumuna düşmektedir.
Yani ihaleye sadece teklif vermek için çanta taşımaktadırlar.
Nitekim 2005 yılında Rekabet Kurulu ihalelerde danışıklı teklif sundukları için firmalara bir kartel cezası verdi.
Kurulun bu kararı piyasalarda “kırmızı ışık karteli” olarak isimlendirildi.
“SIEMENS’in Türkiye genelinde trafik sinyalizasyon ihalelerini almak ve bu konuda tek üretici olmak için sektördeki küçük şirketleri ‘bayi’leştiren sözleşmesi, ‘kırmızı ışık karteli’nin kuruluş belgesi’ gibi ortaya çıktı.” (Hürriyet, 30/03/2005)
Değerli Kurul Mamak Metrosu ihalesinde teklif veren firmalar bir kartel oluşturmuş olabilirler mi?
Gündeminizde böyle bir soru(n) bulunmakta mıdır?
Ya da ihalede teklif veren firmaların ve hatta ihaleyi kazanabilecek teklif sahibinin, kamu ihalelerinin gözdelerinden olmaları sizler için caydırıcı bir etken midir?
Son sorularımızda ABB’ye gelsin.
Mamak Metrosunda hesapladığınız “yaklaşık maliyetin” gerçekliğine gerçekten inanıyor musunuz?
Hata sizde olabilir mi?
Bu durumda “fahiş fiyat” iddianız yersiz olmaz mı?
Kendinize güveniyorsanız “Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’na” ve/veya “Rekabet Kurulu’na” şikâyet başvurusunda bulundunuz mu?
Değerli okur son bilgiyi de sizinle paylaşayım.
Bu iki kurul herhangi bir şikâyet olmaksızın, “fahiş fiyat” şüphesi üzerine kendiliğinden inceleme başlatma yetkisine de sahiptir.
İyi pazarlar.