Yıllardır Yap İşlet Devret (YİD) projelerindeki gelir garantilerini yazıyorum.
Bugün sizlerle yeni bir garanti öyküsü daha paylaşacağım.
Öykümüzün kahramanı Afşin Elbistan A Termik Santrali.
Öykümüz yeni eski veya eski yeni.
Nasıl mı?
Gelin başlayalım.
ELEKTRİK ÜRETİM YİD’LERİ
Cumhuriyet tarihinde ilk garantili imtiyaz sözleşmelerine 1980’lerde başlanıldı.
4 Aralık, 1984 yılında bir kanun çıkartıldı.
Kanunun amacı, Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) dışındaki özel hukuk hükümlerine tabi sermaye şirketleri statüsüne sahip yerli ve yabancı şirketlerin elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı ve ticareti ile görevlendirilmesini düzenlemekti.
Bu kanunla YİD ve işletme hakkının devri yöntemleri (İHD) geliştirildi. YİD modelinde yeni tesis kurulmaktadır. İHD yönteminde is mevcut kamu tesisleri özel sektöre devir edilmektedir. Her iki yöntemde de görevlendirilen özel şirketlere Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB) sözleşmede belirtilen miktarda ve ücretten satın alma taahhüdünde bulunmuştu. ETKB ise satın alacağı elektriği abonelerine satacaktı.
Bu yöntemlere ilişkin Anayasa Mahkemesine yapılan itirazlar çerçevesinde ortaya çıkan anlaşmazlıklar nedeniyle uygulama 1990’lara kadar sarktı.
Bu sözleşmeler o yıllarda çok tartışıldı ve bu tartışmaların neticesinde Sayıştay ve Devlet Denetleme Kurulu raporlar hazırladı. Raporlardaki çarpıcı üç bulguyu sizlerle de paylaşmak isterim.
“Firmaların belirledikleri yatırım tutarları ile özsermaye getiri oranlarının hiçbir araştırma ve analiz yapılmaksızın aynen kabulü sonucunda, santrallerden yüksek tarifelerle enerji satın alınmasına ve şirketlerin söz konusu yatırımlarından ABD doları bazında % 85’lere varan yüksek oranlarda getiri elde etmelerine yol açılmıştır.
Doğal gaz santrallarında BOTAŞ’ın zamanında gaz sağlama yükümlülüğünü yerine getirememesinden dolayı 4 santrala yaklaşık 126 milyon ABD doları ödeme yapılmıştır.
Elektrik enerjisi üretiminde doğal gaza dayalı ve alım güvenceli sözleşmelerin çokluğu yüzünden, alınmamış enerji için bedel ödemek zorunda kalınamaması için kamu elindeki termik santralların üretimleri düşürülmüştür.”
Elektrik YİD sözleşmelerindeki endişeler giderek arttı.
Nihayet 2001 krizinden sonra IMF ile yapılan anlaşmalar çerçevesinde elektrik üretiminde satın alma garantili YİD ve İHD yöntemlerinden vazgeçildi.
2001 krizinden sonra yapılan yapısal reformlarla modern bir elektrik piyasası kuruldu. Bu piyasalarda alıcılar ve satıcıların ikili sözleşmelerle ticaret yapmalarına imkân sağlandı.
Derken başka bir gelişme oldu.
Ne mi?
Devam edelim.
AFŞİN ELBİSTAN TERMİK SANTRALİ
8 Aralık, 1994 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararıyla Santralin işletme hakkı 20 yıllığına özel sektöre devir edilmişti. 1999 yılında dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ilgili şirket sözleşme imzalamıştı.
TEAŞ devir işleminin “kamu yararına aykırı” olduğunu ileri sürerek tesisleri şirkete devir etmemişti.
Şirket yargıya gitmişti ve Danıştay 3 Mayıs 2007’de Afşin-Elbistan A’nın işletme hakkı devri sözleşmesini hukuka uygun bulmuştu.
Ancak mahkeme kararına rağmen tesisler şirkete devir edilmedi.
Şirket 24 yıl sonra tesisin kendilerine devir edilmeyeceğini anlamış olmalı ki 2018 yılında Santralin hisselerini bir başka şirkete devir etti.
24 yıldır ilk şirkete devir edilmeyen santralin işletme hakkı devri anında yeni şirkete devir edildi ve tesisler de teslim edildi.
(Değerli okur yeni şirket 24 yılda yapılmayan neyi yapmış olabilir de Bakanlık devir işlemine anında onay vermiştir. Hem de başlarda ileri sürülen kamu yararına aykırılık iddialarına rağmen. Beni yormayın ve bunun cevabını kendiniz bulun lütfen.)
Sözleşmeye göre yeni şirket mevcut santrali rehabilite edecek. Bazı çevre yatırımlarını gerçekleştirecek.
Yaklaşık 700 megavat da yeni santral inşa edecek.
Neyin karşılığında?
Tabii ki 2001 yılında vazgeçilen “Elektrik Satın Alma Anlaşması” çerçevesinde.
Nasıl mı?
Devam edelim.
SATIN ALMA GARANTİSİ
1990’lardaki teknolojiyle bakıldığında elektrik üretimi görece pahalıydı. Ayrıca ETKB çok ciddi bir talep tahmini artışına gitmişti. Bu nedenle kısa dönemde çok sayıda tesisin yapılması gerekiyordu.
Bu tesisler de ihalesiz yapılıyordu hem de.
Yukarıda devlet kurumlarının denetim raporlarında bu işletmelerin ABD doları bazında % 85’lere varan getiri oranlarına sahip olduğunu belirtmiştim. Çünkü tarifeler günümüz tarifelerinden çok ama çok yüksekti.
Şekil 1’de Afşin Elbistan A Termik Santralinin İHD sözleşmesinde belirlenen tarifelerini gösteriyorum. 20 yıllık süredeki ortalama tarife 9,4 dolar senttir. Bunun TL karşılığı 189 kuruştur. İlk yıllardaki tarifeler 300 kuruşu bile geçmektedir.
Sözleşmeye göre ilk yıllarda elektrik tarifelerinin bu kadar yüksek tutulmasının bir nedeni de şu olabilir.
İlk yıl satılacak elektrik 3,5 milyon MWh. Dördüncü yılda 7,45 ve beşinci yılda ise 11 milyon MWh.
Muhtemelen şirketin gelir akımında istikrar yakalanmak istemiş. Belli ki ilk yıllardaki düşük üretim nedeniyle işletmenin düşük gelir elde etmesi istenilmemiş.
Aşağıdaki tabloda EPDK’nın Nisan/2023 tarihli perakende tek zamanlı elektrik bedellerini gösteriyorum.
Sanayi, 255 Krş/kWh
Mesken, 123 Krş/kWh
Tarımsal Faaliyetler, 134 Krş/kWh
Elektriği bu fiyattan satan üretim şirketleri bir de üstüne kâr elde etmektedir.
Demek ki şu anda Afşin Elbistan A Termik Santralini işleten şirketimiz bağayı kârlı bir iş yapıyor. Önceki şirketin 24 yıl neden mücadele ettiği de anlaşılıyor.
Bol kazançlar!
Bu tarifeleri bildikten sonra şirkete 20 yılı boyunca verilen gelir garantisini de hesaplamak mümkün hale geliyor.
Nitekim ben de bu işlemi yaptım ve garanti miktarını buldum.
20 yıl içerisinde Afşin Elbistan A Termik Santralinde işletmeciye 16,2 milyar dolar garanti ödemesi yapılacaktır.
İyi pazarlar.