Şu çok ‘çokomelli’ televizyon programını hatırlarsınız.
https://www.youtube.com/watch?v=44vFDn4hez8
Televizyoncu: “Kur yükselince endişeleniyorum. Eyvah her şey pahalanacak. Ülkemizin ekonomisi kötüye gidecek. Endişelenmeli miyiz?”
Bir önceki Hazine ve Maliye Bakanı: “Birincisi şunu sorayım size: dolarla mı maaş alıyorsunuz? Dolar borcunuz mu var?”
Televizyoncu: “Yok.”
Bu sohbeti yaparlarken çok eğleniyorlardı.
Oysa kur artışı nedeniyle hep birlikte fakirleştiğimizden, halkımızın canı yanıyordu.
Denenen bu garip iktisat politikası karşısında hepinizin dolarla maaş almanızı, ancak dolar borcunuzun olmamasını da çok isterdim.
Ama ‘kazın ayağı öyle değil’ maalesef.
Dolar borçlusu bir halk var.
Dolar alacaklısı yabancılar ve bir de seçilmiş yerliler var.
Nasıl mı?
Gelin bir bakalım.
DIŞ BORÇLAR
Değerli okur hepiniz biliyorsunuz Türkiye ekonomisinin 446 milyar dolar dış borcu bulunmaktadır. Bunun yaklaşık 180 milyar doları kamuya, 27,1 milyar doları TCMB’ye ve 239,6 milyar doları da özel sektöre aittir.
https://www.hmb.gov.tr/kamu-finansmani-istatistikleri
TCMB verilerine göre 31 Aralık 2020-24 Kasım 2021 tarihleri arasında dolar kuru 5,2 TL arttı.
Bu ne demek biliyor musunuz? Türk ekonomisinin dış borçları 2 trilyon 314 milyon 116 bin TL artmış demek. Bu rekabetçi kur politikasının Türk ekonomisine getirdiği ekstra yüktür. Bu dehşet bir gelişme.
Bu artışın kamuya yükü 934 milyar TL’dir. Bunu Nisan 2020-Temmuz 2021 döneminde milli bütçeden yaklaşık 7 milyon aileye sadece 10,6 milyar yardım sağlanabildiği gerçeği ile okuyun lütfen.
TCMB’ye yükü 140,6 milyar ve özel sektöre yükü 1 trilyon 243 milyar Türk Lirası'dır. Değerli okur bu yük özel sektör şirketlerinin çoğunun canını yakar.
GELİR GARANTİLERİ
Artık herkes biliyor. Sizler ulaştırma mega projelerinde ücreti gişelerde TL cinsinden ödüyorsunuz. Bu şirketler TL kredi bulamıyorlar. Bankalar, yerli de olsa, yabancı da olsa kredileri döviz olarak kullandırıyorlar.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı (UAB) döviz kuru uyumsuzluğu nedeniyle bu şirketlerin canı yanmasın diye kur riskini kendisi üstleniyor.
Tabii ki bu riski ücretler üzerinden hizmet kullanıcılarına ve vergi mükelleflerine aktarıyor. Bunun için sözleşmelerde ücretler yabancı para cinsinden belirleniyor.
Bakanlık yakın zamana kadar bu ücretleri dolar cinsinden belirlerdi. Son zamanlarda nedense avroya geçti.
Bununla da kalınmadı. Ücretler sözleşmede belirlenen dövizin anavatanındaki enflasyona göre de her yıl güncelleniyor. Tabii ki bu güncelleme de yukarı yönlü oluyor.
Bu hesaplamalarda döviz kuru dolarsa ABD enflasyonu, avroysa Avro Bölgesi enflasyonu dikkate alınıyor.
Değerli okur enflasyon konusunda ABD’den iyi haberler gelmiyor.
Ekim/2021 tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıldan yıla % 6,2 artış ile zirve yaptı. Uzmanlar bu artışın geçici de olmadığını söylüyorlar. Bu mega projelerin ücretlerinin artacağının göstergesidir.
Sonuçta bu projelerin ücretleri hem kur artışı hem de ABD TÜFE’sine göre yukarı yönlü güncellenmektedir.
Değerli okur bu zamları hep beraber ödeyeceğiz.
2022 yılında yapılacak zammın tutarını merak edenler için bir hesap yaptım.
Bu pazar gününü can sıkıntısıyla geçirmek istemeyenler okumayı burada bırakabilir.
Yok, hocam siz hesabı yapmışınız, biz de derdinize ortak olalım diyeniniz varsa gelin birlikte devam edelim.
Normalde ücretler 2 Ocak tarihli TCMB döviz alış kuru üzerinden TL’ye çevrilir. Bu yılın 2 Ocak’ı Cumartesi’ye denk geldiğinden, 2021 yılı ücret artışında 2020 yılının son işgünün dolar kuru uygulandı.
Ocak/2022’de bu ücretler -Avrasya Tüneli hariç- 31 Aralık 2021 kuru ve ABD yılsonu TÜFE’si üzerinden artacak. Avrasya Tünelinin ücreti 2 Şubat 2022’de güncellenecek.
Bu artışı sizin adınıza tahmin etmeye çalıştım.
(Bu arada sözleşme değişikliği yapıldı ve ücretler Ocak ve Temmuz başlarındaki kura göre yılda iki defa güncellenmeye başlandı. Tabloda göreceğiniz bu ücretler 2021 Temmuz ayında daha yüksektir aslında. Yer darlığı nedeniyle Temmuz verilerini paylaşmadım.)
(Değerli okur köprü ve yol ücretleri yılda iki defa asgari ücret ise yılda bir defa artırılmaktadır. Güçlü ses Ahmet Kaya yaşasaydı “bu ne yaman çelişki anne” derdi bence.)
2021 yılı sonunda dolar kurunun 24 Kasım 2021 tarihli TCMB döviz alış kuru seviyesinde gerçekleşeceğini varsayacağım. (Bu yazı 25 Kasım Perşembe günü yazıldı).
Yanı sıra ABD TÜFE’sinin 2021 Kasım ve Aralık aylarında; Eylül-Ekim 2021 dönemindeki aylık artışlar kadar artacağını kabul edeceğim.
Aşağıdaki tabloda bu otoyolların ve köprülerin 2021 ve 2022 Ocak aylarına ilişkin ücretleri gösterilmektedir.
2022 yılında bu ücretler sözleşmeye göre önemli ölçüde artacak. Geçiş ücretleri çok pahalı olduğu için tabii ki sizler bu yolları kullanmayacaksınız. Bu nedenle bu ücretler gişede düşük tutulacak ve aradaki fark ‘katkı payı’ başlığı altında çaktırmadan milli bütçeden ödenecek.
Devletin yaptığı köprülerden geçerken % 18 KDV, ama bu köprülerden ve Tünel’den geçerken % 8 KDV ödüyorsunuz.
Bu da bir şey mi! Gebze-İzmir ve Odayeri-Paşaköy arasında otoyolda % 18, köprülerde ise % 8 KDV ödüyorsunuz.
Yetkililer siz bu köprüleri kullanın diye bin bir takla attırıyor. Bence “geçiş ücretleri bedava ve maliyetin tamamı milli bütçeden ödeniyor” desinler ve rahatlasınlar. Dost tavsiyesi.
(Hesapladığım bu sayıları sizlerle paylaştığım için; şeffaflıktan ödü kopan partili devlet memurları çok ama çok kızıyorlar. Ama alengirli işler yapmaktan da vazgeçmiyorlar.)
Belirttiğim varsayımlar çerçevesinde yaptığım tahmine göre 2022 yılı başındaki ücretlerin artışlarının % 83 seviyesinde olabileceğini söylemek mümkündür (Varsayımlar değiştiği ölçüde 2022 ücretleri de tabii ki değişecektir.)
Değerli okur asgari ücret ve memur/emekli maaşları ne kadar artacak sizce?
TÜİK 2021 yılı TÜFE’sini % 20’nin altında tutmak için yüksek performans gösteriyormuş. Sizler bu kadar maaş zammı alabilesiniz diye tabii ki. (Farkındaysanız sizlerin ücretleri artarken ya da zamlanırken, mega projelerin ücretleri sadece güncelleniyor. Manidar değil mi?).
Siz de ücretlerinizin dolar üzerinden belirlenmesini ve TÜİK’in TÜFE’si yerine ABD’nin TÜFE’siyle güncellenmesini istemez miydiniz?
Değerli okur, KÖİ şirketlerine bu hak tanınıyor.
Ancak nedense siz asgari ücretlilere tanınmıyor.
Geçen yüzyılın en önemli ve etkili seslerinden biri olan yazar George Orwell ‘Hayvan çiftliği’ isimli kitabında “Bütün hayvanlar eşittir. Ama bazıları daha eşittir” der.
Giderayak; ‘her tercihin bir vazgeçiş’ olduğunu bir kez daha hatırlatayım istedim.
İyi pazarlar.