Amerikalıların çok kullandığım bir deyişi vardır.
“Pislik aşağıya akar.”
Bu deyiş “yukarıdaki karar alıcıların aldıkları eksik ve hatalı kararların bedelini aşağıdaki garibanlar çeker” anlamında kullanılır.
Türkiye’de geçmişi sorgulamadığımızdan sorunlar yeni çıkmış gibi davranıyoruz.
İki gün öce Türkiye’nin OECD bünyesindeki Mali Eylem Gücünün gri listesinden çıkmasına sevindik.
Gri listeye neden girdiğimizi sorgulayamadık.
Hazine ve Maliye Bakanlığı gri listeden çıkışımızın haberini “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde …” şeklinde verdi.
Türkiye terörün finansmanı ve kara para aklama suçlarıyla yeterince mücadele etmediği için 2021 yılında gri listeye ve dolayısıyla sıkılaştırılmış izlemeye alındı.
Peki Türkiye kimin liderliğinde alınmıştı gri listeye?
Şimdilerde ise emekli ve asgari ücret zamları gündemimizde.
Nasıl mı?
Gelin bir bakalım.
ASGARİ ÜCRET
Türkiye 2017 yılındaki referandumla yeni hükümet sistemine geçti.
Türk halkı 2018 yılında Sayın Cumhurbaşkanına verdi yetkiyi gördü etkiyi.
Kısa bir süre sonra laf dinlemeyen Merkez Bankası başkanları görevden alındı ve laf dinleyen bir başkanla, bildiğimiz iktisatta yeri olmayan “faiz sebep enflasyon” sonuçtur politikası devreye alındı.
Faiz Türk lirasının fiyatıdır.
Önceki Hazine ve Maliye Bakanı Merkez Bankası politika faizinin yani Türk Lirasının değerini önemsizleştirdiklerini söyledi açıkça.
Kendi mağazalarındaki malların fiyatını önemli hale getirerek/artırarak hem de.
Dövizi baskılamalar, bu amaçla çıkartılan Kur Korumalı Mevduat derken.
Kaçınılmaz son geldi.
Yüksek enflasyon.
Enflasyon sabit gelirlilerin ve alacaklıların başının belasıdır.
Ev sahiplerinin kira alacakları enflasyon nedeniyle erirken, hükümet üstüne bir de kira artışlarına sınırlama getirdi.
İkinci mağdur grup ise memurlar, memur emeklileri ve diğer ücretliler oldu.
Hükümet 2023 yılı genel seçimleri 2024 yerel seçimler öncesinde ücretlere yüksek oranlı artışlar yaptı.
2016 yılına kadar memur ve emekli maaşları yılda iki defa artırılırdı. 2016 yılından sonra sadece sene başlarında artırılmaya başlandı. Son yıllardaki yüksek enflasyon nedeniyle 2022 ve 2023 yıllarında tekrar yılda iki artış yapıldı.
2024 yılında tekrar tek artışa geçeceğiz dediler. Hala da tek artışta ısrar ediyorlar.
HANGİ ASGARİ ÜCRET
Kurban Bayramında yurt dışındaydım. Bindiğim taksilerin ikisinin şoförü Türk idi. Tesadüf ikisi de Konyalıydı.
İkisi de orada doğma büyüme. Bizim Türk olduğumuzu anlayınca hemen Türkiye’den konuşmaya başladık.
Birinci ve ikinci kuşaklar Türkiye’ye geldiklerinde tatillerini memleketlerinde geçirirlerdi.
Bizim Emirdağ’ında da durum böyleydi.
Ancak konuştuğumuz şoför arkadaşlar gibi üçüncü kuşak gurbetçiler otel tatili de yapıyorlar.
Konuştuklarım son yıllarda Türkiye’deki deniz kenarındaki otel tatillerini çok pahalı buluyorlar.
Bu nedenle tatilde İspanya sahillerini tercih ediyorlarmış.
Yani Avrupa’da avroyla kazananlar da Türkiye’yi pahalı buluyorlarmış.
Dedim ki Avrupa ile Türkiye’deki gelir seviyesini bir karşılaştırayım.
Ölçüt olarak asgari ücreti esas aldım.
Çünkü Avrupa istatistik ofisi EUROSTAT bu konuda Türkiye’nin içinde bulunduğu ülke grubu için veri yayımlıyor.
Veri seti üye ve aday ülkeler ile ABD’yi içeriyor.
Şekilde bu verileri gösteriyorum.
Türkiye’deki asgari ücret bu 27 ülkede sondan beşinci.
Bu ülkelerdeki ortalama asgari ücret bin 104 avrodur.
Türkiye’de 2024 başında asgari ücret 6 yüz 3 liradır.
Türkiye sadece Sırbistan (544€), Karadağ (533€), Bulgaristan (477€) ve Arnavutluk’tan (385€) daha iyi durumdadır.
Diğer ülkelerdeki asgari ücret Türkiye’den çok daha yüksektir.
Türkiye’deki tatilden şikâyet eden şoför arkadaşların yaşadığı Hollanda’da asgari ücret 2 bin 70 avrodur. Sayıyla 2.070€ sizin anlayacağınız. Türkiye’dekinden 3,5 kat daha fazla.
Bu asgari ücreti layık görüyor ülkeyi yönetenler çalışanlarına.
Öte yandan Dr. Berke Duran X hesabında bir bilgisel yayımladı. İSO 500 listesinde yer alan sanayi şirketlerinin mali tablolarını kullanarak, son yıllarda ücretlilerin üretimden aldıkları payın giderek düştüğünü gösteriyor.
Asgari ücret deyip geçmeyin. EUROSTAT verilerine göre 2014 yılında Avrupa’da çalışanların % 21’i asgari ücret kazanmaktadır. Aynı yıl Türkiye’de asgari ücret kazananların oranı % 42’dir ve Avrupa’nın en yükseğidir.
Bu oran Türkiye’de son yıllarda giderek artmıştır.
TÜİK 2021 yılı Hanehalkı İşgücü Anketi mikro verilerine göre tarım dışı sektörlerde çalışan ücretlilerin yaklaşık % 43,1’ini asgari ücretli ve altı çalışanlar oluşturmaktadır. Asgari ücret ve altı çalışanların oranı sanayi sektöründe % 50,4, evin şımarık çocuğu inşaatta % 71,4, hizmetlerde ise % 37,9 seviyelerindedir.
Değerli okur Türkiye’de çalışanların kahir ekseriyetinin neden asgari ücret aldığı, ortalama ücretin neden asgari ücrete hızla yakınsadığı sorunsalı başlı başına bir tartışma konusudur.
Ama biz bu sorunu şimdilik gelin emek piyasası uzmanlarına bırakalım ve yazımızın konusuna geri dönelim.
Nasıl mı?
Devam edelim.
ASGARİ ÜCRET SEBEP
ENFLASYON SONUÇ MU?
Öncelikle bizim asgari ücrete bakışımızı bir ortaya koyalım. Bu konuda da Uluslararası Çalışma Örgütü’nden (ILO) destek alalım.
ILO’ya göre asgari ücretin amacı çalışanları aşırı düşük ücretlere karşı korumaktır. Asgari ücret üretimin getirisinin tüm paydaşlar arasında adil ve eşitlikçi biçimde paylaştırılmasına ve çalışan ve bu tür korumaya ihtiyaç duyan herkese asgari geçim ücreti sağlanmasına yardımcı olur. Asgari ücret aynı zamanda yoksulluğun üstesinden gelmeye ve kadın ile erkek arasındaki eşitsizliği azaltmaya yönelik bir politikanın bir unsuru da olabilir.
Oysa bizim ekonomi yönetiminin asgari ücret konusunda böyle bir kaygısı yok.
Onlara göre asgari ücret artışı enflasyon için büyük bir tehdit.
Peki, öyle mi?
Değerli okur bu aşamada gelin biz tribüne çıkalım ve resmi raporlardan okuma yapalım.
TCMB 2023 yılının üçüncü enflasyon raporunda asgari ücretten enflasyon geçişenlik konusuna özel bir bölüm ayırdı (Kutu 2,6).
TCMB bu çalışmasında asgari ücret ve enflasyon arasında ilişkiyi hesaplama için bir esneklik hesabı yapmaktadır. Hesaplamada üç model kullanılmaktadır.
Modeller asgari ücretteki % 1’lik artışın tüketici enflasyonunu ilk çeyrekte 0,06-0,08 puan, bir yıllık bir dönem zarfında ise 0,08-0,12 puan bandında etkilediğine işaret etmektedir.
Ben bu modellerdeki en kötü senaryoyu esas alacağım ve yüksek oranları kullanacağım.
2024’ün ilk 5 ayındaki tüketici enflasyonundaki artış hızı % 22,7’dir. Son üç aydaki aylık enflasyon artışı % 3’ün üzerindedir. Hadi dezenflasyon politikaları çok başarılı oldu ve Haziran’daki aylık artış % 2,5 seviyesinde gerçekleşti. Bu durumda ilk altı aydaki tüketici enflasyonu artışı % 25,2’dir.
Asgari ücret bu oranda artırılırsa 2024 yılının ikinci yarısında net 21 bin 286 TL 5 kuruş olacaktır.
Bahsettiğim esneklikler dikkate alındığında, Temmuz ayındaki %25,5 oranındaki asgari ücret artışının tüketici enflasyonuna olası etkisi 2 ve 3 puan arasında olacağı anlaşılıyor.
Hatalı politikaları nedeniyle enflasyonu % 75 seviyelerine çıkaranlar, % 25,2 oranındaki asgari ücret artışı enflasyonu 2-3 puan artırabilir endişesiyle hemen şahinleşiyorlar.
Bir taraftan da elektriğe % 38 zam yapıyorlar.
İyi pazarlar.