Asgari ücret yine ve yeniden

Uğur Emek

Malum 118 iktisatçı asgari ücretin geçmiş enflasyona göre artırılması ve adil gelir dağılımı konusunda bir çağrı yayımladı.

KRT televizyonunda moderasyonunu Olcay Aydilek’in yaptığı bir programda “çağrı bana gelmedi, gelse ben de imzalardım” diye bir açıklama yaptım.

Meğer Prof. Dr. Ceyhun Elgin çağrıyı 26 Ekim Cumartesi günü işyerimdeki e-posta adresime göndermiş.
Dört günlük tatilde çağrıyı atlamışım.

30 Ekim’de Ceyhun hocaya cevaben bir mesaj gönderdim ve “çağrıyı görseydim, imzamı koyardım” mealli bir açıklama yaptım ve “hakkınızı yemişim” dedim.

Çağrının hazırlayıcılarından Dr. Cem Oyvat sosyal medya hesabı X’ten “ulaştıklarımız arasında asgari ücret çağrısını imzalamayan ünlü iktisatçılar var. Bir kısmı çağrımıza katılmadı, bir kısmı da çekindiği için imzalamadı” şeklinde bir açıklama yapınca, bu yazıyı kaleme almak elzem oldu.

Çünkü daha önce bu köşede, çağrıdan çok önce asgari ücretin insanca yaşamaya imkân sağlayacak şekilde artırılmasını önermiştim.

Hazırsanız başlayalım.

ÇAĞRI

Öncelikle bilmeyenleriniz için altına imzamı atarım dediğim çağrıyı bir hatırlayalım.

Böylece samimiyetimizi de teyit edelim.

“Biz, aşağıda imzası bulunan iktisatçılar olarak:- Enflasyonla mücadelenin toplumsal maliyetinin adil dağıtılması gerektiğini,- Asgari ücretlilerin alım gücünün korunmasının sosyal devletin bir gerekliliği olduğunu,- Gerçekleşen enflasyon oranının altında yapılacak ücret artışlarının gelir dağılımını daha da bozacağını,- Enflasyonla mücadelenin başarısının dar gelirlilerin yaşam standartlarının düşürülmesi pahasına sağlanamayacağını,vurgulama ihtiyacı duyuyoruz.Bu bağlamda, ekonomi politikasını yönetenleri:- Asgari ücret artışlarında gerçekleşen enflasyon oranının dikkate alınması,- Gelir dağılımını da gözeten bütüncül bir ekonomi politikası izlenmesi,konularında acilen adım atmaya davet ediyoruz.”

Değerli okur böylesine insani bir çağrıyı imzalamaktan korkacak ne var ki?

Devam edelim ve çağrıda eksik gördüğümüz bir hususun da altını biz çizelim.

ASGARİ ÜCRET

Bu köşede asgari ücrete bakış açımın Uluslararası Çalışma Örgütüyle (ILO) benzer olduğunu söylemiştim

ILO’ya göre asgari ücretin amacı çalışanları aşırı düşük ücretlere karşı korumaktır. Asgari ücret milli gelirin tüm paydaşlar arasında adil ve eşitlikçi biçimde paylaştırılmasına ve çalışan ve bu tür korumaya ihtiyaç duyan herkese asgari geçim ücreti sağlanmasına yardımcı olmaktadır.

Oysa bizim ekonomi yönetiminin asgari ücret konusunda böyle bir kaygısı yok.

Aksine, asgari ücret zammının enflasyonu tetikleyeceğini iddia ediyorlar.

Hazine ve Maliye Bakanı asgari ücret tespit komisyonunun ücreti belirlerken iş dünyasının rekabet gücünü de gözetmesini istiyor.

Yani asgari ücret zammı şirketlerin maliyetlerini artırıp, kârlarını düşürmesin demeye getiriyor.
Asgari ücret tek başına bir asgari ücret değil ki.

DİSK-AR TÜİK Hanehalkı İşgücü Araştırması verilerden hareketle asgari ücretin kapsamını hesaplamaktadır.

Bu hesaplamaya göre 2022 yılında ücretlilerin % 40,5’ı asgari ücretin altında gelir elde etmektedir. Ücretlilerin %37,5’i asgari ücretin yüzde 5 fazlası gelir elde etmektedir.

Şirketler diğer çalışanlarına asgari ücrete yakın maaş veriyorlar.

Asgari ücret zammı bu çalışanların ücretlerini de etkiliyor. Zam düşük olunca diğer çalışanlar da düşük zam alıyorlar.

Çağrı’da asgari ücret zammının gelecek enflasyona göre değil, geçmiş enflasyona göre artırılması talep ediliyor.

Yetmez ama evet.

Nasıl mı?

Devam edelim.

REFAH ETKİSİ

Yetkililer ekonomideki olumlu gelişmeleri aktarırken milli gelir büyümesini öne çıkartırlar.

Ama milli gelir büyümesinin kime fayda sağladığını görmezden gelirler.

Dr. Berke Duran X hesabında bir bilgisel yayımladı. İstanbul Sanayi Odası ilk 500 listesinde yer alan sanayi şirketlerinin mali tablolarını kullanarak, son yıllarda ücretlilerin üretimden aldıkları payın giderek düştüğünü gösteriyor.

TÜİK 10 Ekim’de Gelir Dağlımı İstatistikleri verilerini açıkladı.

2023 yılında nüfusun en zengin %20’si milli gelirin %48’ini paylaşmaktadır.

2014 yılında bu oran %45,9 idi.

Yani 10 yılda zenginler daha zengin olmuş.

Zenginler kimin payını almış? Tabii ki orta direğin.

Türkiye’de orta direk çökmüş vaziyette.

Çağrı’da haklı olarak asgari ücret geçmiş enflasyona göre artırılsın denilmektedir.

Peki, ücretli iktisadi büyümeden refah payı almayacak mı?

Bu nedenle asgari ücret geçmiş enflasyon artı iktisadi büyüme kadar artırılmalıdır.

Devam edelim.

EN BÜYÜK ASGARİ ÜCRET BİZDE!

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek “Türkiye’nin gelişmekte olan ekonomiler arasında en yüksek asgari ücrete sahip olduğunu ve asgari ücretin yeterli olduğunu” açıkladı. (1/7/2024)

Bir zamanlar Avrupa Birliği (AB) hayalimiz vardı.

AB’ye tam üye olmak için 2005 yılında müzakereler başlatıldı.

AB’nin iktisadi ve siyasi düzenlemelerini üstlenecektik.

Kamu yönetiminde şeffaflık ve hesap verebilirlik sağlanacaktı.

İyi işleyen piyasalarımız olacaktı.

Böylece verimlilik artışı sağlanacak ve milli gelirimiz artacaktı.

Bu milli geliri adil biçimde paylaşacaktık.

Geldiğimiz noktada ne oldu?

Türkiye Avrupa’nın en düşük asgari ücretli ülkeleri arasındadır.

2014’te Avrupa’da Türkiye’den düşük asgari ücretli 12 ülke varken, 2024 yılı başında sadece 5 ülke vardır.

Geriye doğru rekora gidiyoruz.

İyi pazarlar.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.