Referandum bitti ve Türkiye kararını verdi. Şimdi o gündemden uzaklaşıp memleketin çözüm bekleyen sorunlarına dönme zamanı. Sonuçların ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. On beş yıllık süreçte AK Parti eğitim alanında önemli adımlar attı. Bunlardan büyük çoğunluğunu destekleyip alkışladık. Tabii ki eleştirdiğimiz uygulamalar da oldu. Ama bugün yeni bir sayfa açma zamanı, bu yüzden yeni bir şeyler yazmak istedim.
***
Kuşkusuz dünya yeni bir eşikten geçiyor; inovasyonun, girişimciliğin, yeni üretim ekonomisi diye adlandırılan endüstri 4.0’ın, bilişimin ağırlığı her geçen gün artıyor. Tüm bunlar ülkeler tarafından oldukça ciddi politikalarla destekleniyor ve özellikle gelişmiş ülkeler bu yeni ekonomi araçlarının kullanımı konusunda çok hızlı davranıyorlar. Bütün bu yeni üretim ve ekonomi araçlarının bellendiği en önemli kaynak kuşkusuz ki eğitim. Eğitim alanında özellikle endüstri 4.0’a göre dönüşüm yapma konusunda ABD, Almanya, Kanada, İngiltere ve Uzak Doğu çok hızlı hareket ediyorlar. Bizim bu saatten sonra bütün tartışmaları bir yana bırakıp çok hızlı bir şekilde çocuklarımızı endüstri 4.0’a uygun yetişmiş insanlar haline getirmemiz gerekiyor. Bu açıdan, eğitim hedeflerimizin yeniden tanımlanması lazım. Çıktılarımız maalesef küresel alanda rekabet edemiyor. Üniversitelerimiz maalesef küresel rekabette yok denecek kadar zayıf durumda. Liselerimizde okul terk oranları artmış ve liselerin amacı dışında eğitim yapması yaygınlaşmış durumda. Liselerin görevi üniversite sınavlarına hazırlamak olmadığı halde liseler adeta bir dershane gibi çalışıyor. Her ne kadar çok fazla desteklenip çalışma yapılsa da okul öncesi eğitimde yüzde 50’lere yeni ulaştık ve bu oldukça düşük bir oran. Bunu en az yüzde 80’lere çıkartmamız gerekiyor.
Tabii en başta şu kararı vererek yeni döneme başlamamız lazım: Eğitimde artık fiziki mekânın ve sayıların konuşulmasının yerini içerik ve nitelik almak durumunda, bu sebeple acilen bu konuyu masaya yatırmamız gerekiyor. 15-16 yıl eğitimden geçirdiğimiz gençlerimizin mezuniyet sonrası kazanımları oldukça kötü. Bu alanı bir daha değerlendirip çağdaş dünyanın verilerine ulaşmamız gerekiyor. STEM’i, endüstri 4.0’ı, bilişimi, inovasyonu gündeme alıp bu konuda okullarımızı hazırlamamız gerekiyor. Türkiye eğer 10 bin dolarlık orta gelir tuzağından kurtulmak istiyorsa bunun tek yolu eğitimdir. Bakınız bundan 55 yıl önce atalarımızın savaşmaya gittiği Kore’nin 1990 yılında kişi başı geliri 8 bin 660 dolar iken 2016’da 33 bin 400 dolara yükselmiş, yani yüzde 385 oranında yükseliş yaşanmıştır. Türkiye ise bütün çalışmalara ve gelişmeye rağmen 1990’da 4 bin 860 dolar olan kişi başı milli geliri 2016 yılında 9 bin 670 dolara yükseltmiştir. Kore’nin yükselişinin tek sebebi eğitim sisteminin inovasyona, bilişime ve yüksek teknolojiye uygun hale getirilmesidir.
***
Nereden başlamak lazım? En önemli adım Türkiye’ye büyük bir iyilik yapılıp üniversite giriş sisteminin değiştirilmesidir. Çünkü öğrencilerin yeteneklerini, kişisel özelliklerini, proje ve fikirlerini dikkate almayan bir üniversite giriş sistemi Türkiye’yi geriye götürüyor. Bakın sınava ve akademik yeterliliğe dayalı model liseleri de üniversiteleri de verimsiz hale getirmiş durumda. Gelin bu sistemi değiştirelim. Öncelikle üniversite sınavının merkezi yerleştirme kısmını kaldıralım, sonra üniversitelere öğrenci seçme yetkisi verelim. Her bölüm ve alan için yeterliliklerine göre seçilsinler. Bu ne mi sağlar? Gençlerimize oturup ezber yapma yerine üretme ve düşünme bercerilerine dayalı portfolyo hazırlatarak gelişimlerini sağlamış oluruz. Bu gençleri geleceğe –mış gibi hazırlayan öğretmen ve okullara dokunun ve dünya bu işi nasıl yapıyorsa okulları öyle dönüştürün. Müfredatı çok keskin şekilde sınav ve bilgi odaklılıktan çıkarıp üretim odaklı yapalım. Kamunun eğitimdeki hakimiyetini kaldıralım, okul yöneticilerini liyakate göre seçelim. Endüstri 4.0 ve buna uygun politikalar üreten bakanlık veya birimler oluşturulmalı. Endüstri 4.0, MGK gündemine bile girmeli, STEM eğitim bakanlığımızın tek gündemi olmalı. Konuşmalıyız, tartışmalıyız ve bir an önce sahada uygulamalıyız. Eğer yapmazsak bugün konuştuğumuz hiçbir şeyin önemi kalmayacak. Ayrıca bu memleketin 2023 hedeflerine ulaşması, dünyanın süper gücü olması, bölgesinin lideri haline gelmesinin tek yolu endüstri 4.0 ve ona uygun insan yetiştiren bir eğitim sistemidir. Tekrar memleketimize seçim sonuçlarının hayırlı olmasını diliyorum ve hükümetin ilk önceliğinin ve gündeminin eğitim olmasını diliyorum.