Okullarda neler oluyor

Turgay Polat

Hafta sonu haber sitelerinde bir video yayınlandı. Bu videoyu izleyenler gözlerine inanamadı, video Çorlu’da bir meslek lisesinde bir sınıfta çekilmiş, bir öğretmen sınıfta ders anlatmaya çalışıyor ama o sırada sınıfta ders dışında her şey oluyor. Öğretmen biraz sabırla bekliyor sonra bir öğrenci kırmızı kapüşonu kafasına çekmiş vaziyette ayağa kalkıp öğretmenle maalesef alay etmeye başlıyor. Sonra bir ara öğretmeni havaya kaldırıp tekrar yere bırakıyor. Diğer öğrenciler de bu sürece dahil olup öğretmen ile ders dışında her türlü dalgayı geçiyorlar. Bu video yayınlanınca bütün Türkiye şaşkınlıkla tepki vermeye başladı. Sonra mı; önce ilçe milli eğitim müdürlüğü öğretmen hakkında soruşturma açtı, sonra okul yönetimi öğrenciler hakkında soruşturma açtı.

Ben bu videoyu izleyip şaşıranlara çok şaşırdım desem inanır mısınız? Bu videodaki öğretmenin o sınıfı neden yönetemediğini hiç düşündüler mi acaba ya da o öğrencilerin sınıfta neden ders dinlemek yerine bu davranışları gösterdiğini düşündüler mi ya da bu sınıfta olanlardan okul idaresinin bal gibi haberi olduğu halde neden bir şey yapmadığını düşündüler mi? Neden bugüne kadar okullarda öğretmenler dövülürken, bu manzara her gün bir okulda olurken, veliler not yarışına girmişken, sınıftaki en ufak uyarıda videolar çekilip yayınlanırken, okul yönetimleri ve eğitimi yönetenler bu duruma çare bulmadılar bu da ayrı bir yerde dursun ama yıllardır olan ve herkesin görmezden geldiği olaylar şimdi ortaya çıkıyor.

***

Önce öğretmenden başlayalım; sevgili hocam senin hiçbir suçun yok. Seni öğretmen olup olamayacağına bakmadan eğitim fakültesine alan, sonra kişisel yeterliliklerine bakmadan atayan, seni o sınıfın karşısına atan sistem suçludur. Bu sistem sınavda iki soru fazla yapanı eğitim fakültelerine alıp, öğretmen olabilme yeteneklerine bakmadığı sürece yapacak bir şey yok. Bir de sevgili öğretmenim, sen hiç merak etme bu devlet kurulduğundan bu yana hiçbir meslektaşın başarısız olduğu için görevden alınmadı. Sen de işini kaybetmezsin korkma rahat ol.

Peki o öğrencilere ne demeli; baştan söyleyeyim ki yaptığınız davranışı tasvip etmiyor kınıyorum. Ama hepinizin ilkokul birinci sınıfa başlarken ayakkabılarınızla uyuduğunuzu, öğretmeninize sıkı sıkı sarılıp ona hayran olduğunuzu biliyorum. Peki ne oldu da bugün o hayran olduğunuz öğretmeninize bunu yapar oldunuz? Bunun cevabını biz biliyoruz ama dillendirmiyoruz. Ben söyleyeyim; siz ilkokulu bitirince ortaokulda sizi sınava aldık, adı TEOG’du. Orada dedik ki yetenekleriniz, yetkinlikleriniz bizi hiç ilgilendirmiyor. Bu soruları en çok yapan “iyi okula” en az yapan “kötü okula” gidecek. Hepiniz aynı yetenekte, beceride ve zekada olmayabilirsiniz. Olsun, biz sizi seviyelere ayırdık 15 yaşında, üstelik kendimize göre en zayıfları bir araya topladık. Güzelim meslek liselerini maalesef akademik olarak en zayıf öğrencilerin toplandığı okullar haline getirdik. Oysa bu liselere becerisi daha iyi olanlar gidecekti. Sonra gittiniz, öğretmenlerinizde, ailelerinizde size başarısız gözüyle bakmaya başladı. Sizde kendinizi bu şekilde ifade etmeye başladınız. Bu davranışınızın nedenini çözemezsek bu sorunları da çözemeyeceğimizi biliyorum.

***

Gelelim eğitimi yönetenlere; ben bu satırlardan bunları yazdığımda bana kızıyorsunuz, “sınavla eğitim dizayn edilmez” dediğimde kızıyorsunuz, “sınav sonuçlarına bakarak eğitimde başarılıyız” diyemezsiniz dediğimde kızdınız. Eğitim sorunlarını görmediniz görmek istemediniz. Bu çocuklar eski çocuklar değil dikkat dedim dinlemediniz. Öğretmenler yetersiz, 19. yy eğitim anlayışı ile devam edemezsiniz dedim kızdınız. Müfredat yazmakla, okul yaptırmakla, sınıfa öğretmen sokmakla olmaz dedim kızdınız. Evet sayın bürokrasi, tuz koktu. Artık şunu bilmek zorundasınız; öğrencileri sınavlarla dizayn etmek yanlış, herkesi akademik eğitime tabi tutmak yanlış, herkes bilim adamı olacak gibi konu aktarmak yanlış, bunlardan vazgeçin. Eğer bu okullarda ders yapmak istiyorsanız en azından eğitim fakültelerine öğretmen adaylarını sınavla değil öğretmen yeterliliklerine göre seçin. Ama sorunları bunlar çözmeyecek. Bu videodaki yüz kızartıcı tablodan kurtulmanın yolu; eğitim sistemini sınavlardan kurtarmaktır. Halen bazı kurumlar gazetelere boy boy sınav başarısı ilanı verirken eğitimin ne olduğunu bir daha düşünmemiz gerekmiyor mu? MEB düşünmeli, eğitim bir yaşamdır, ülkemizde her adımında bir yarışmaya, strese ve sadece akademik başarıya dönüşmüş bir sistemde maalesef bu tabloları daha çok görürüz üzülerek de izleriz. Son olarak unutmayın öğretmen bu ülkenin başının tacıdır ama öğretmen gibi öğretmenlere ihtiyacımız var.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (18)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.