OECD: ‘Türkiye yüzde 400 büyüyebilir’

Turgay Polat

Son dönemde yaşadığımız olayları biraz düşünmenizi rica ediyorum; ülke olarak içeride ne yaparsak yapalım, başta ABD olmak üzere dünyada olup biten her şey bizi direkt etkiliyor. ABD’de kimin başkan olacağı, ABD tarım verisi, Çin sanayi verisi, İtalya seçimleri, Alman borsası kısacası her şey bizi etkiliyor. Biz de her seferinde bu durumlardan etkilenmemek adına önlem alıyoruz. Peki, bu sefer başka türlü düşünelim; neden bizim seçimlerimiz ABD ekonomisini, bizim sanayi verilerimiz Çin ekonomisini etkilemiyor da onlarınki bizi etkiliyor? Biz ülke olarak ne yaparsak, bizde oluşacak gelişmeler dünyada etkisini gösterebilir diye düşünmemiz gerekmiyor mu? Bu açıdan bakmaya çalışmamızın zamanı çoktan geldi. Öncelikle size şunu belirteyim; dünyayı etkileyen bir güce sahip olmanın iki anahtar kelimesi var, İNOVASYON ve GİRİŞİMCİLİK. Tabi bunların olması için de güçlü ve üreten bir EĞİTİM sistemi. Kısacası devlet olarak, hükümet olarak hepimizin yapması gereken tek şey eğitim sisteminin çağın gereklerine uygun üreten, yeni ekonomiye uygun endüstri 4.0, STEM, girişimci, inovasyona yatkın mezun yetiştirmesini sağlamak.

Peki, ne durumdayız? Buyurun size OECD’nin en taze araştırması. OECD’nin yaptığı şimdiye kadarki en kapsamlı küresel eğitim araştırmasında Türkiye, 76 ülke arasında 41’inci sırada yer alıyor. Listenin ilk beş sırasında Asya ülkeleri, son beş sırasında ise Afrika ülkeleri var. Singapur’un başı çektiği sıralamada, İngiltere 20’nci sırada. OECD yetkilileri, 76 ülkedeki sınav sonuçlarını temel alarak yapılan kıyaslamanın, eğitim ve ekonomik büyüme arasındaki bağlantıyı gösterdiğini söylüyor. Buraya kadar bakarsak ilk gördüğüm, Asya ülkelerinin önümüzdeki 10 yıl içinde dünyaya yön vereceği; kuşkusuz bunu da eğitimle başarıyorlar. Listede başı çeken Singapur’un 1960’larda yüzde 55 okuma-yazma oranına sahipken bugün eğitimle ne kadar ilerleme kaydedilebileceğini gösterdiğini vurgulamak lazım.

Stanford Üniversitesi’nden Prof. Eric Hanushek ve Münih Üniversitesi’nden Prof. Ludger Woessmann’ın ortaklaşa yazdığı araştırma raporunda, “eğitim standartlarının ülkenin uzun vadedeki refah üretimine dair güçlü bir gösterge olduğu” vurgulanıyor. Raporda, “Kötü eğitim politikaları ve uygulamaları çok sayıda ülkeyi sürekli bir ekonomik durgunluğa sokuyor” deniyor.

Raporda en çarpıcı kısım nedir derseniz; Türkiye 15-17 yaş arası gençlerin var olan temel kabiliyetlerini geliştirebilirse, ülkenin GSYH’si ve gelişme oranı yüzde 400’e yakın artabilir deniliyor. Yani OECD diyor ki, hiçbir şey yapmanıza gerek yok, elinizdeki gençleri sadece yeteneklerine göre eğitin; hatta ben diyorum ki, onları rahat bırakın, onlar iş çağına geldiğinde Türkiye yüzde 400 GSMH’sini artırabilir. Müthiş bir tespit ve Türkiye için harika bir yol haritası. Peki, biz bunu dinleyip bu raporu ciddiye alıp önlem alacak mıyız? Bu konuda maalesef umutsuzum.

Bu çalışma, ülkelerin matematik ve fen bilimleri başarısı ile bu bilgileri ürün yapabilme becerisini ölçüyor. Yani sizin okulda ne anlattığınız değil, bunun ürüne dönüşmesi asıl iş. Bu anlamda bir daha hatırlayalım; çağımızın okulu artık sıralardan, sınıflardan, pasif öğrenci, aktif öğretmenden, yapılandırılmış müfredattan, kısıtlanmış zamandan oluşmuyor. Çağımızın okulu ve eğitimi gençlerin potansiyelini ortaya çıkaracak araçlardan, STEM’den, küresel becerilerden ve bu becerileri öğrencilerin aktif olarak almasına yardımcı olacak mentör öğretmenden oluşuyor. Bu açıdan öğretmen herkes olmalı, işin içine şirketler girmeli, işin içine dijital dünya girmeli yoksa başaramazsınız. Eğitimi köşeli hale getirip benim anlattığım kadarını düşün, benim müfredatım kadar öğren dünyası sona ermiştir. Bu klasik eğitimde ısrar etmenin ne memlekete ne gençlere ne de ülkemizin geleceğine faydası yoktur. Türkiye son dönemdeki ekonomik göstergelerin sebeplerini başka yerlerde aramak yerine sadece bir türlü düzeltemediği “EĞİTİM” sisteminde aramalıdır. Bu açıdan artık gecikmeden çözüm üretmemiz gerekiyor. Bu konuda hepimize çok fazla görev düşüyor.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.