Ülkemiz Kurtuluş Savaşı’ndan bu yana tarihinin en büyük hainliği olan 15 Temmuz başarısız darbe girişimini yaşayalı henüz 2 aydan biraz fazla oldu. O kadar büyük ve o kadar korkunç bir şey yaşadık ki bunun travmasını atlatmamız zaman alacak. Tabi bu kötü olayın toplumun her köşesine, devlete, kurumlara hatta evdeki insana kadar yansıması oldu. Ekonomiden kamuya, bankalardan emniyete her sektörde ama en fazla da bu hain FETÖ’nün yapılandığı eğitim alanına etkisi oldu. Bu kısacık sürede 40 yıldır içinde yapılandıkları eğitim alanını bir terör örgütünden temizlemek şüphesiz çok kolay değil. Üstelik bunu yaparken masum öğrencileri hatta o kurumlarda çalışan ama onlarla hiç ilişkisi olmayan insanları ayıklamak sanırım en zor iş. Bu konuda sizin hafızanızı tazelemek istedim.
Hatırlayalım, darbe girişiminden hemen sonra 15 tane FETÖ ile bağlantılı üniversite kapatıldı. Devamında bin 100’ü aşkın okul, dershane, kurs kapatıldı. FETÖ soruşturması kapsamında buralarda çalışan binlerce öğretmenin öğretmenlik belgeleri iptal edildi. Her şey bu kadar kolay değildi elbette. Bu kapatılan üniversitelerin öncelikle öğrencilerinin mağduriyet yaşamaması için büyük bir çalışma başlatıldı. Ben burada YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç Hocamı gönülden kutluyorum. 65 bin öğrenci için bütün işlerini bir kenara bırakıp seferber oldu. Günlerce, haftalarca ekibiyle çalıştı ve okullar açıldığında bu öğrencileri yeni okullarına kavuşturdu. Bunu yaparken kılı kırk yardılar. Bir tek öğrenci mağdur olmasın diye gerektiğinde kendi kurallarını hiçe saydılar. Bu öğrencileri tercih hakkı vererek diğer üniversitelere yerleştirmeyi başardılar. Tabi bu işlemin ne kadar kompleks ve ne kadar sorun çıkarabilecek bir işlem olduğunu herkes bildiği için sürekli kurumları yönlendirdiler. Ben inanıyorum ki bütün üniversiteler bu öğrencilerin eğitimleri aksamasın diye sürece canı gönülden destek verdi. Bazı sorunlar da çıkmadı değil, ama bunlar tamamen kapatılmış üniversitelerden sağlıklı veri alınamaması sonucu olmuştur. Gelinen noktada bu kadar büyük bir işlem başarıldı ve öğrenciler kayıtlarını yapıp üniversitelerde eğitimlerine devam etmeye başladı. Eğitim alanındaki diğer kurumlarda işlemler daha hızlı ve kolay yürüdü. Kapatılan lise, ilkokul, ortaokul, kurs vb. kurumlardaki öğrenciler diğer kurumlara devam ediyorlar.
Şimdi bir daha düşünün; sadece 2 ay ve bu sürede siz hem suçluları, sistemdeki çıbanları temizlemeye çalışıyorsunuz hem de şefkatli kollarınızla kimse bundan zarar görmesin diye uğraşıyorsunuz. Ben şu ana kadar eğitim alanında yapılan çalışmalardan dolayı başta hükümet olmak üzere hem Milli Eğitim Bakanımızı hem de daha yakınen şahit olduğum için Sayın YÖK Başkanımızı ve YÖK’ü kutluyorum.
Gelelim bana, ben 20 yıllık bir eğitimciyim. Ülkesi ve ülkenin geleceği için uğraşan bir eğitim neferiyim. Hayatımı gençlere ve eğitime vermiş birisiyim. Tabi seven kadar sevmeyenimiz de var. Ama ben öğrencileri seviyorum çünkü ülkenin geleceğini onlarda görüyorum. Beni en çok mutlu eden 20 yıldır gece gündüz birlikte çalıştığım öğrencilerimin bu ülkenin birer neferi olmalarıdır. Bu darbe girişimi sonrasında bu üniversiteler kapatıldığında Ankara’ya gidip bu sürece nasıl katkı sunabileceğim konusunda görüşmeler yapmıştım. Daha sonra 4 yazı yazdım. Öğrencilerin mağdur olmaması için uğraştım. Onlara olması gerekeni ve onların yapması gerekenleri anlattım. Yaz döneminde üç yüze yakın aile ve öğrenci ile görüştüm, yardımcı olmaya çalıştım. Bu süreçlerin şov ile değil, başta YÖK Başkanı ve ekibi gibi işini doğru yaparak atlatılacağını ifade etmek isterim.
Bundan sonrası için gençlere birkaç öneride bulunmak istiyorum. Sevgili gençler, okullarınıza hoş geldiniz. Siz bu ülkenin geleceğisiniz. Yaşadığınız süreç kolay değildi biliyorum, ama bir an önce o psikolojiden kurtulup üniversite eğitiminizi başarıyla bitirip ülkeniz için çalışmaya odaklanmalısınız. Sizler bir uyum sürecinden geçeceksiniz. Bunu herkes anlayışla karşılayacaktır. Ama merak etmeyin herkes size destek olacaktır. Bu süreçte üniversitelerinizin ilgili birimleriyle sorunlarınıza çözüm bulmalısınız. Onlar artık sizin rektörünüz, hocanız, dekanınız ve size hizmet etmek için görevli birimlerdir. Siz bu süreçte kendinize, okulunuza, ailenize ve en çok da devletinize güvenin. Biz bu vatanı kolay kazanmadık unutmayın.