Geleceğin insanı kim?

Turgay Polat

Sevgili üniversite adayı gençler çevrenizdeki herkes bu dönemde size; puan, bölüm ve diğer kavramlarla bazı öğütler veriyor olabilir, bunlara ara verip bu yazıyı lütfen okuyun. Ben sizi başkalarından farklı olarak ezberlerin dışında bir dünya ile yüzleştirmek istiyorum. Bu yazıyı okumanızda fayda var çünkü bunların farkına varmanızın zamanı geldi.

Düşünün geçmişe göre daha hızlı düşünüyoruz, daha hızlı yapıyoruz, daha hızlı ulaşıyoruz, daha fazla seçeneğimiz var ve en önemlisi bütün dünya erişilebilir duruma geldi. Tabii ki bunun sonucunda da kurumlar bütün hizmet ve yapısını dönüştürmek durumunda. Bunlar içinde en tutucu olan ama doğası gereği bu değişimi en hızlı hisseden kurumlar kuşkusuz üniversiteler. Bu konuda çalışma yapan bilim insanları üniversiteleri üç nesile ayırıyor. Birinci nesil üniversiteler bilgiyi arayan ve aristokratların yetiştirildiği belirli zümrelerin ulaşabildiği kurumlardı. İkinci nesil üniversiteler birer bilgi mabedi hissyatı taşıyordu. Bilgi onlardaydı ve bilgiyi almak isteyen o kapalı kapıları aşmalıydı.

Üçüncü nesil üniversiteler ise birer üretim üssüne dönüşdü. Artık kapılar açık, teknoloji ve proje peşinde koşan üniversiteler var. ABD’de Stanford Üniversitesi, Harvard, MIT, Avrupa’da ise Cambridge, Leuven ve Münih Üniversitesi bu tip üniversitelerin en iyi örneğini oluşturuyor. Üçüncü nesil üniversitelerde bilim, üniversite ile yüksek teknoloji şirketlerinin işbirliği, kurumsal araştırma kurumları, ‘tekno-starter’lar için eğitim ve destek programları, teknoparklar, sponsor şirketlerin güç birliğini görüyoruz. Üçüncü nesil üniversiteler büyük bir ekonomik değer ve istihdam yaratabiliyor. Örneğin MIT’den mezun olanlar ve üniversitenin öğrencileri tarafından kurulan şirketler ayrı bir ülke olsaydı, dünyanın 24’üncü büyük ekonomisine denk gelirdi. Öğrencilerine iyi ders anlatma, güzel sınıflar, güzel kampus sunmak günümüzde hiç de cazip değil. Günümüzde üniversiteler öğrenci adaylarına yurtdışı bağlantıları ve küresel arenada sağladıkları avantajları, yabancı dilde eğitimi, transnasyonel olarak tanımlanan çok dilliği ve çok ulusluluğu sunmak durumunda. Öğrencilere küresel dünyaya entegre olma, aynı sınıfta yan sırada dünyanın başka ülkesinden birisiyle iş ve proje yapma, birçok dil öğrenme imkanlarını sunması gerekiyor. Ama kuşkusuz en önemlisi öğrencilerini bir kampuse hapsetmeden dünyanın her tarafını öğrenme alanı olarak sunan üniversiteler öğrenciler tarafından tercih ediliyor.

Peki neden bu kadar önemli üçüncü nesil üniversiteler; bugün bilgisayarınızı açın herhangi bir insan kaynakları sitesine girin. Bu sitelerde şirketlerin iş ilanlarına göz atın, ilanlarda geçen kavramları inceleyin. Sonra düşünün bu kavramlarla size söylenen eğitim kavramları örtüşüyor mu? Örneğin size üniversite sınavında taban puan çok önemli denmişti bakın bakalım herhangi bir ilanda üniversite sınav dereceniz soruluyor mu? Üniversite isminin önemli olduğu söylendi size bakın bakalım ilanlarda üniversite ismi soruluyor mu? Peki ilanlarda ne var; tüm dünya artık aynı insanı arıyor o da “geleceğin insanı” peki kim bu geleceğin insanı; İletişim becerileri güçlü; dijital iletişimde başarılı, teknoloji okur yazarı, Dünyayı tanıyan, eğitiminin bir kısmını yurtdışında almış, küresel dünyayı ve kavramları bilen, Dil yada diller bilen, “inovasyon” yenilikçilik kavramına göre beceriler kazanmış, Referansları olan insan olarak aranıyor.

Şimdi durun ve düşünün siz bu CV’yi yazmaya kalksanız ne durumda olurdunuz. Gerçek yaşam sizden bu becerileri istiyorsa bunları geliştirmek yerine neden size dikte edilen ezberleri yaşıyorsunuz. Benim size tavsiyem bu becerileri geliştirmek için sakın ha “beş yıl aynı kampuste eğitim” almayın. Kendinizi köreltirsiniz ve okul bittiğinde elinize bir kağıt tutuşturulur -ki ona diploma deniyor ve herkeste var- siz de kendinizi hayata hazır sanırsınız ama aslında yaşamınızdan kocaman 5 yıl kaybetmişsinizdir. Şimdi başlayın yoksa geç kalırsınız.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.