Ekonomi Bakanlığı ve TİM’in düzenlediği ‘hizmet ihracat şampiyonları’ ödül töreninde eğitim alanında Bahçeşehir Üniversitesi üst üste ikinci kez birincilikle ödüllendirildi. Peki bu neden önemli; dünyamız çok büyük ekonomik sorunlarla boğuşuyor. Bütün dünya ekonomide, yaşamda, doğal kaynaklarda, üretimde ve tüketimde sürdürülebilir politikalar üretmedikçe her on yılda bir veya sürekli ekonomik sorunlarla boğuşacak her kriz insanları daha da fakirleştirecek ve dünya çözülemez kaoslara sürüklenecek. Bunu ben söylemiyorum uzmanlar söylüyor. İşte bu yüzden katma değeri yüksek, sürdürülebilir politikalara ihtiyaç var. Bu anlamda kuşkusuz en önemli araç eğitim, eğitilmiş insan gücü her koşulda üretmeye ve sürdürülebilir işler yaratmaya devam ediyor. Bunun birçok örneği var; Finlandiya gibi bataklık ülkesinden çıkan insani mucizeler, Güney Kore gibi teknoloji alanında yetiştirilmiş insan gücü ve nihayet Singapur gibi bir mucize. Bu hikayelerin hepsinin altında eğitim ve onun ürünlerinin yarattığı güç yatıyor. Yıllardır eğitime yapılacak yatırımlardan bahsediyoruz, son yıllarda bu konuda hükümet eskiye göre oldukça iyi performans gösteriyor ama daha gidecek çok yolumuz var.
***
Ekonomi Bakanlığı’mız ve TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) işbirliği ile bu yıl ikinci kez hizmet sektöründe ihracat yapan kurumlara ödülleri dün verildi. Eğitim sektörü de bu kapsamda ikinci kez ödül almış oldu. Aslında diğer sektörler bir yana eğitim alanının bu sürece dahil olması hayati önemde. Neden mi? Dünyanın gelişmiş gelişmemiş bir sürü ülkesi var bu ülkelerde eğitim görmek isteyen milyonlarca çocuk ve ailesi var. Çinli öğrenciler ABD’de okuyor, Hindistanlı öğrenciler gerek ABD’de gerekse Japonya’da okuyor, hepsinin isteği iyi eğitim almak. ABD’de okuyan yabancı öğrenci sayısı sadece lisans seviyesinde 870 bin civarında düşünün 870 bin öğrenci ABD’de en az 4.5 yıl okuyor. Bu öğrenciler ABD’ye her yıl gerek eğitim gerek barınma gerekse yemek parası olarak 2016 yılında 39 milyar dolar yani 150 milyar lira kazandırmış. Ortalama bir öğrenci eğitim için 30 bin dolar, barınma ve diğer giderler için 30 bin dolar yani 60 bin dolar veriyor. ABD eğitimden para kazanıyor, hem öğrencilere iyi eğitim veriyor hem de bundan para alıyor. Kısacası ABD eğitimini pazarlıyor ve para kazanıyor. Ama dikkat ABD sadece para kazanmıyor çok daha değerli bir şey kazanıyor o da dünyanın her yerinde kritik görevlerde ABD kültürüyle yetişmiş milyonlarca eğitimli insan. İşte bu yüzden ABD tüm dünyayı yönetiyor. Sadece ABD değil Avrupa hatta uzak doğu bile bu işi başarıyla yapıyor. Bizde ise durum son yıllarda gerek kurumlar gerekse hükümet tarafından çok önemsenmeye başladı. YÖK bizzat bu konuya mesai harcıyor. Toplam yabancı öğrenci sayımız 120 bin civarında.
TİM ve Ekonomi Bakanlığı eğitim alanını son yıllarda çok ciddiye alıyor. Bu anlamda ihracat ödüllerini verirken eğitim alanını da bu ödül kapsamına alarak en fazla uluslararası öğrenci çeken üniversiteyi ödüllendirdi. Bu alanda geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Bahçeşehir Üniversitesi’ni birincilikle ödüllendirdi. Bahçeşehir Üniversitesi aslında globalleşmeye çok önem veren ve bu alanda çok çalışan bir üniversite. Dünyanın 113 farklı ülkesinden 3.3 bine yakın öğrencisi var. Üniversite şimdiye kadar 5 bine yakın uluslararası öğrenci mezun etmiş ve ülkelerine göndermiş, sekiz ülkede mezunlar ofisi kurulmuş. Her yıl gelen öğrencilerin bıraktığı ekonomik katkı başbakanın da dediği gibi “kemiksiz” gelir kaynağı. Ama tabii bu açıdan üniversitenin Türkiye için sağladığı değer paha biçilemez durumda. Bu alanın ödüllendirilmesi bence çok kıymetli umarın hükümetin hedefi olan 500 bin öğrenciye ulaşılır. O sayıya ulaşıldığında Türkiye’nin yıllık geliri eğitim, konaklama ve diğer gelirlerle kişi başı 30 bin dolardır. Yani toplamda yıllık 15 milyar dolardır. Türk parası karşılığı 60 milyar liraya yakın. İşte size istihdama açık, gelişime açık, ithalat payı olmayan çok güzel bir alan.
Bu sayının artması için yapılması gerekenler; üniversiteler İngilizce eğitim yapmalı, küresel dünyaya açık eğitim sistemine sahip olunmalı, rekabet edebilen kurumlara destek ve YÖK tarafından konulan kontenjan sınırının tüm bölümlerde kaldırılması ve tabii ki bu alanda çalışacak nitelikli iş gücünün yaratılması da şarttır.
***
Bahçeşehir Üniversitesi’ni ve diğer ödül alan üniversiteleri kutluyorum. Ama yeterli mi hayır; bu ülkede eğitime yatırım yapan veya devlete ait üniversiteleri yöneten kişileri yanınıza alıp yabancı öğrenci konusunda çok başarılı başta ABD olmak üzere birkaç ülkeye gitmelisiniz. Böylece yabancı öğrenci sayımız artar siz de bakanlık olarak bu ülkeye eğitimden kaynak sağlamış olursunuz.