Ülkemizde son iki üç haftadır eğitim konuşuluyor ama maalesef tartışma yine sınav üzerinden yürütülüyor. Bütün sorunlarımız sınav değişince çözülecekmiş gibi herkes buna odaklanıyor. Oysa bütün sorunumuzun çok fazla sınav konuşmak olduğunu bir fark etsek her şey daha güzel olacak. İşin kötü tarafı siyasetçiler ve karar vericiler de buna kapılıp gidiyor. Dün Başbakan Yıldırım yeni liseye geçiş sistemini anlatmaya kalkınca gülümsedim. Çünkü kavramlara hâkim olunmadığında nasıl yanlış anlamalar ortaya çıkıyor. Tabii eğitimin sınavla da olsa konuşulmasına razıyım en azından konuşuluyor olması güzel. Bu hafta Külliye’de yapılan akademik açılış töreninde YÖK Başkanı, üniversite giriş sınavında yapılan bazı iyileştirmeleri de anlatınca herkes sınavları ve dolayısıyla eğitimi konuşmaya son sürat devam ediyor. Bu konuda çok fazla yazacak bir şey yok çünkü birkaç değişiklik var, bekleyip onun yarattığı etkileri göreceğiz.
***
TEOG ve yeni sistem konusunda ilk gün ne söylediysem ne yazdıysam hepsi harfiyen yerine geliyor. Bazı kurumlar ve arkadaşlar “Sana bilgi mi geliyor?” diye soruyor. Söyleyeyim bana bir şey gelmiyor sadece olması gerekeni yazıyorum ve de olma ihtimali olanı düşünüyorum. Onlar da aşağı yukarı gerçekleşiyor. Ben size bugün özellikle son dönemde eğitim, eğitimin içeriği konusunda hükümet adına hatta karar vericiler adına - ki talim terbiye kurulu başkanı dahil - tek kişi sayın Cumhurbaşkanı. Son dönemde her dinlediğimde kendisinin gerçekten eğitimin sorunlarını anladığını, çok iyi noktalara temas ettiğini anlamanın mutluluğunu yaşıyorum. En son eğitimle ilgili konuştuğunda “İki konu benim için önemli; birincisi öğretmen kalitesi ve öğretmenin verimliliği. İkincisi ise bizi 2025 yılına taşıyacak, endüstri 4.0’a uygun üretim yapacak işgücünün yetiştirilmesi. Bunun için başta MYO’lar olmak üzere çok hızlı yenilenmemiz lazım” dedi. İşte konuşmamız gereken konu tam da bu. Yıllardır söylüyorum sınavlar bizi memur yapar, memur toplum batmaya mahkumdur. Üreten, yenilikçi, girişimci yetiştiren eğitime ihtiyacımız var. Bu yüzden bütün topluma söylüyorum, sınavı ve bu sistemleri sadece bir araç olarak görün ve asla unutmayın bu sınava milyonlarca kişi girdi. 43 yılda 41 milyon kişi, dile kolay. Ama ilginç olan sınav başarısı ile hayat başarısı arasında olumlu yönde bir korelasyon maalesef yok.
Birilerinin çıkıp bize nasıl sınavlar yapacağını değil. 15-16 yıl boyunca okula gönderdiğimiz çocuklarımızın ne öğrendiğini, hangi becerileri kazandığını düşünelim. Acaba geçen yıl TEOG denen sistemde tam puan alan öğrencilere bir CV yazdırsaydık kaç tanesi TEOG testi çözmek dışında bir beceriden bahsedebilirdi. Acı ama bir örnek vereyim size geçen yıl bir özel okul öğrenci kabulünde TEOG derecesiyle başvuran öğrencilere 10 soruluk açık uçlu ve yorum gücünü sorgulayan sorudan oluşan sınav yapmış. Sınava giren ve TEOG sonucu 500 tam olan öğrencilerin bu sınavdan başarısı 100 üzerinde 22 puan olmuş. Bu size nasıl geliyor bilmiyorum ama sanki başka şeyler konuşma zamanın geldiğini görmek lazım diye düşünüyorum.
Bu yüzden diyorum ki; bu çağda okul bildiğimiz okul değil. Fiziki mekanların iyiliğinin, kötülüğünün hiçbir önemi yok her yer okul. En iyi okul da ‘Google’dan başkası değil. Bu çağda müfredat ve ders kitabı denen sınırlayıcı bilgi aktarma çağı da yok, çünkü bilgi o kadar hızlı değişiyor ve artıyor ki onu bir kalıba koymak imkânsız. En önemlisi öğretmen bildiğiniz öğretmen değil, bilgi aktaran değil beceri kazandıran birlikte yapan ve sınır tanımayan her öğe öğretmen oldu. Çocuklarımız her mekânda, her koşulda, her kaynaktan ve herkesten her şeyi öğrenebiliyorsa, bizim böbürlenerek çok bina yaptığımızı çok öğretmen atadığımızı veya sınav sistemini nasıl yaptığımızın hiçbir önemi yok. Çok derin yazmayayım ama lütfen kafanızı değiştirin. Size tek bir önerim var “çocuklarınızı farklılaştırmak
için her yıl onlara yeni beceriler kazandırın. Tasarım, yazılım, kodlama, okuma, ifade etme, teknoloji, sanat” her şeyi almalarını sağlayın. Kendinize bir iyilik yapın çocuklarınızı okulla sınırlandırmayın o zaman kaybedersiniz.
***
İşte tüm bunlar size en önemli tavsiyemdir. Çünkü bu çocukların dünyası bizden farklı, gelecek bizim bildiğimizden ve hayal ettiğimizden daha karmaşık. Gelecek, TEOG’un çözemeyeceği kadar geniş ve farklı. Türkiye olarak ve özelde veliler olarak geleceği TEOG veya adı her neyse sınavlarla göremeyiz. Ve çocuklar, gençler; siz bu dünyayı bizim verdiğimiz zararlara rağmen geleceğe taşıyacak bizden daha zeki, yaratıcı, çalışkan, duygusal ve temizsiniz. Yolunuz açık olsun. Merak etmeyin bu yolda sizi hiçbir sınav asla engelleyemeyecektir.