Muzaffer Hacıhasanoğlu'nun 'Emin Efendi'si Vacilando Kitap'tan çıktı: Unutulmuş roman yarım asır sonra rafta

Taner Ay

Vacilando Kitap’tan Muzaffer Hacıhasanoğlu’nun ‘Emin Efendi’si geldi. Hacıhasanoğlu ‘79 yılına kadar sanki taşrada unutulmuş bir yazardır. Rauf Mutluay’ın ‘73 yılında çıkan ‘Çağdaş Türk Edebiyatı’nda onun edebiyatçılığa dair tek satır dahi yoktur, ‘79’da ‘Eller’ isimli hikâye kitabıyla Türk Dil Kurumu ödülünü alınca birden mahfillerde ismi dolaşmaya başlar. Hacıhasanoğlu’nu ‘Edebiyatımızda Unutulanlar ve Kaybedenler’in ikinci cildinde yazmıştım, merâk edenler oradan bakabilirler.

Muzaffer Hacıhasanoğlu’nu bilir misiniz? Onun dünyasıyla ilk ‘70 yılında Milliyet gazetesinde tefrika edilen ‘Evlerde Sevgi Yoktu’ isimli romanıyla tanışmıştım, ardındansa ‘54’de Varlık’tan çıkmış olan ‘Bu Dağın Ardı’nı okumuştum. ‘72’de Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilen ‘Emin Efendi’ romanınıysa dün gibi anımsıyorum. Bu tefrikanın kitaplaşıp kitaplaşmadığını şimdi tam çıkaramıyorum, ama kitaplaşmamıştı diye biliyorum.

Geçenlerde adresime gelen paketten ‘Emin Efendi’ çıkmaz mı, nasıl sevindiğimi ifâde edemem; sanki elli iki yıl öncesinden bir çocukluk arkadaşımla karşılaşmış hissine kapıldım. Günümüzün edebiyat pazarında vefâ denilen değere hiç önem verilmediğinden, ‘unutulan ve kaybeden yazarları’ yeniden basan yayıncıları pek seviyorum. Ötüken Neşriyât birkaç yıl önce Osman Zeki Özturanlı’nın ‘Bütün Hikâyeleri’ni basmıştı, şimdi de Vacilando Kitap’tan Muzaffer Hacıhasanoğlu’nun ‘Emin Efendi’si geldi. Hacıhasanoğlu’nu ben ‘Edebiyatımızda Unutulanlar ve Kaybedenler’in ikinci cildinde yazmıştım, yaşamını merâk edenler oradan bakabilirler. Ustamız ‘79 yılına kadar sanki taşrada unutulmuş bir yazardır, örneğin Rauf Mutluay’ın ‘73 yılında Gerçek Yayınevi’nden çıkan beş yüz yirmi sekiz sayfalık ‘Çağdaş Türk Edebiyatı’nda Muzaffer Bey’in edebiyatçılığa dair tek satır dahi yoktur...

TÜRK DİL KURUMU ÖDÜLÜ ALINCA HATIRLANMIŞTI

Muzaffer Bey, ‘79’da çıkan ‘Eller’ isimli hikâye kitabıyla Türk Dil Kurumu ödülünü alınca birden mahfillerde ismi dolaşmaya başlar, ‘55 ile ‘69 arasında hakkında hiçbir yazı kaleme alınmamışken, ödül sonrasında, Ayhan Hünalp, Aydın Doğan, Ahmet Telli, Bedii Demiresen, Osman Şahin, Muzaffer Uyguner, Ali Dündar ve Vecihi Timuroğlu döktürürler. ‘82’de ‘Trenler Yine Gidiyor’ ve ‘83’de ‘Dağ Başındaki Ölü’ Yazko Yayınları’ndan çıkar, Kemal Ateş Varlık dergisi için kendisiyle çok hoş bir söyleşi yapar. Ne var ki, tanınmaya başlamışlığın keyfini fazla yaşayamadan kalp yetmezliğinden ‘85’de aramızdan ayrılır. Onunla birlikte kara trenler de edebiyatımızdan kaybolur.

KIZININ ÇEVİRİLERİNİ DE OKUYUN

Yeri gelmişken belirteyim: Muzaffer Bey’in romanları ve hikâyeleri kadar kızı Ayşe Hacıhasanoğlu’nun Rusça’dan yaptığı çevirileri de çok önemsiyorum. Ayşe Hanım sadece Rusça’ya hâkim değil, Türkçe’de de babasının kızı, onun Vasili Grossman’dan ‘Yaşam ve Yazgı’ çevirisi, hayatımı değiştiren metinlerden biridir. Ayşe Hanım’ın geçtiğimiz günlerdeyse İş Bankası Kültür Yayınları’ndan bir İvan Bunin çevisi çıktı, ‘Suhodol Köyü’, müthiş! Benden söylemesi, bu yaz tatile çıkarken yanınıza mutlaka Muzaffer Bey’den ‘Emin Efendi’yi, Ayşe Hanım’dan da ‘Suhodol Köyü’nü alın.

YILIN EN ÖNEMLİ KİTAPLARINDAN BİRİ

Yılın en önemli kitaplarından biri Vakıfbank Kültür Yayınları’ndan geldi, Halit Ziya Uşaklıgil ile yapılan söyleşilerin, onun anket yanıtlarının ve konuşmalarının toplandığı ‘Edebiyatımız Ne Hâlde?’ yi yayına Erol Gökşen hazırlamış, bütün bir gece elimden bırakamadım.

Kitapta Halit Ziya ile yapılmış otuz üç söyleşi var, Hikmet Feridun’un Akşam gazetesinde ‘30 yılında yayınlanan ‘Edebiyat Üstatlarımızın Aşkları’ gibi metinlerse hazine değerinde, çok seveceksiniz. Örneğin, Halit Ziya’nın çocuk denecek yaşta Güllü Agop’un kadrosundan Madam K’ya nasıl tutulduğunu ‘Edebiyatımız Ne Hâlde?’den okuyabilirsiniz. Sorun Madam K’nın kim olduğundadır, birisi Kınar Sıvacıyan demişti de, bunu dolaştırıp duruyorlar, yahu Halit Ziya Bey kadının kendisinden epeyce büyük olduğunu söylüyor, oysa Kınar Hanım muharririmizden on yaş küçüktür, Halit Ziya on sekizine basmışken Madam K’nın ellisinde olmasını dikkate alıp, yeniden araştırın! Halit Ziya yaşamının son yıllarını Ayastefanos’taki Gülibrişim Sokak’ın Hatboyu’na bakan girişinde 11 kapı numaralı ve üç katlı köşkünde geçirdi, bahçesinde gül yetiştiriyordu. Onun Ayastefanos’a yerleşmesine vesile olan kişiyse Ahmet İhsan Tokgöz’dür, ayrıntılarını üstadın ‘Kırk Yıl’ında bulabilirsiniz. Vakıfbank Kültür Yayınları gerçekten büyük işler yapıyor, umarım bu türden daha fazla kitap yayımlarlar. İşin komik yanı, sermaye bankanın ya, hakiki kapitalistlerin kapitalist edebiyat pazarının ‘solcu’ dönmesi çakma kapitalistlerini bu türden kitaplarla tokatlamalarıdır. Bizim Hikmet Temel bankaların kitap yayınlamalarına çok kızıyor ama sevgili dostuma ‘Edebiyatımız Ne Hâlde?’yi bir bankadan başka pazarın hangi yayıncısı raflara çıkartabileceğini sormak isterim. Ben bankaların yayıncılık faaliyetlerine karşı değilim, iyi kitabı edebiyatımıza kim kazandırırsa kazandırsın, hepsine teşekkürü borç bilirim. Ayrıca, bankaların iyi kitaplar yayımlamaları, belki edebiyat pazarının çakma kapitalistlerinin de ileride iyi kitaplara yönelmelerine vesile olabilir.

RONİ MARGULİES ASLINDA KİMDİR?

Bir de hayli keyifli şiir kitabımız var: Roni Margulies’in Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan ‘Harfiyat Kamyonları’.

Roni’yle birkaç defa karşılaştım ama onunla hiç arkadaş olmadım, iyi bir şâir olmasına rağmen nedense bana ‘80 öncesinde kalmış bir ‘Bolşevik’ gibi gelirdi. Bu yüzden de sadece şiiriyle ilişki kurmayı tercih ettim. Benim için hep kendisini sigarayla, rakıyla ve Bolşeviklikle saklayan bir muammâ oldu, sakladığı kendisi kimdi, bilmiyorum. Kitaba bir takdim yazan yakın arkadaşı Şavkar Altınel’den de bunu çıkaramadım, şiirlerinden de. Kendisi de ‘Yahudiliğin Bireysel Tarihi’ şiirinde, ‘Merâk ettim ömrüm boyunca / nereden gelir bu kadar fobi / bu kadar korku, bu saklanma?’ demiyor mu? Hadi, sizi hafta boyunca meşgul edecek bir soru: Roni Margulies aslında kimdir?

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.