Cumhurbaşkanı Erdoğan “yolsuzluğun olmadığı, yoksulluğun olamayacağı Türkiye’yi biz yaparız” diye konuştu. Bunun “hazırlığı içinde” olduklarını söyledi.
Niye on yıl gecikmeyle? On yıl diyorum, çünkü hükümet 2010-2014 dönemi için bir yolsuzlukla mücadele paketi hazırlamış, ancak yasalaşması ve uygulaması çok eksik kalmış, yolsuzluk algısı son on yılda zirve yapmıştır.
Bugün yolsuzlukla mücadele konusunda iktidarın “hazırlık” eksiği yoktur, iyi hazırlanmış hazır paketler raflarda bekliyor. Davutoğlu’nun hükümet programında “şeffaflık ve yolsuzlukla mücadele” bölümü vardı, sonraki metinlerde kaldırıldı.
Zaman zaman yazdığım ‘iki AK Parti’ tablosu yine karşımıza çıkıyor: Yolsuzlukla mücadele ilkelerini programına yazan, ilk on yılda uygulayan, sonra “yolsuzluk algısı”nı tırmandıran bir tablo…
ULUSLARARASI KISTASLAR
Avrupa Birliği’nin İlerleme Raporlarında 2013 ten itibaren sürekli yolsuzlukla mücadele uyarısı yapılıyor, ilgili kanunların çıkarılması, kurumsal yapının güçlendirilmesi, GRECO tavsiyelerine hükümetin uyması isteniyor.
GRECO, Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu adlı kurumun kısaltılmışıdır. 2018 raporunda, Türkiye’nin yolsuzlukla mücadele alanında “22 başlıktan sadece iki tanesini yerine getirdiği” belirtilir. (Euronews, 15 Mart 2018)
GRECO, HSK’nın yapısının “bağımsız ve özerk yargıya ilişkin Avrupa standartlarıyla çeliştiğini” belirterek bağımsız yargı vurgusu yapıyor, siyasi etik yasasının çıkarılmamasını eleştiriyor. GRECO, hükümetin 2023 yılı 31 Mart’ına kadar bu konularda rapor vermesini de istedi. (Euronews, 23 Haziran 2022)
Bakalım o zamana kadar bu yasalar çıkacak mı?
VİZE VE İHALE
AB ülkelerine vizesiz seyahatin hem ekonomi hem sosyal ve kültürel gelişme bakımından ne kadar önemli olduğu açık. Bunun sağlanması için Türkiye’nin 72 yasa ya da düzenleme yapması gerekiyordu. Biyometrik pasaportlar bunlardan biriydi. Fakat Türkiye 6 başlığı yerine getirmedi, bunlardan biri yolsuzlukla mücadele yasalarıdır.
AB için “Haçlı ittifakı” demekle bu sorunlar ortadan kalkmıyor.
Diğer önemli bir sorun 2001 yılında Avrupa standartlarına göre çıkarılmış olan Kamu İhale Kanunu’nun 200’e yakın değişiklikle “davet usulü”ne dönüştürülmüş olmasıdır. Bütün uluslararası raporlarda Kamu İhale Kanunu’nun değiştirilmesi ısrarla istenmektedir.
Lütfi Elvan, kısa süreli Hazine ve Maliye Bakanlığı döneminde Kamu İhale Kanunu’nun reforme edileceğini söylemişti. “Firmaların liyakat ve yetkinliklerini belirleyen kriterler” getirilecekti. “İhalelerde denetim güçlendirilecek, tasarruf ve şeffaflık artırılacak”tı. (AA, 16 Mart 2021)
Elvan ve Naci Ağbal gitti, reform sözü de bitti.
Netice şudur: Türkiye FAFT tarafından “gri liste”ye alındı. (21 Ekim 2021)
Uluslararası Yolsuzluk Algı İndeksi’nde 2011 yılında 54. sırada olan Türkiye bugün 96. sıraya inmiştir. (25 Ocak 2022)
Uluslararası kurumların bu tür raporları, ülkenin sadece itibarı değil, “yatırım yapılabilir” olması, yani ekonomisi için de son derece önemlidir. İşte, küresel Refah İndeksi’nde 2011 yılında 66. sırada olan Türkiye, 2021 yılında 93. sıraya indi! (Euronews, 23 Eylül 2022)
GÜÇ BOZAR…
İdarede, siyasette ve ekonomide yolsuzluğun önlenmesinin reçetesi muhafazakarlık da değildir, devrimcilik de değildir; şeffaflık ve hukuktur, kurallar ve kurumlardır.
İdeolojisi ne olursa olsun, “bizden” olanlara ihale vermek, soru çalarak veya mülakat yaparak “bizden” kişileri kazandırmak, kamu kaynaklarını “bizden” kişilere, vakıflara, derneklere, şirketlere dağıtmak… Bunlar modern hukukta kesinlikle yolsuzluktur.
Hemen her uzun süreli iktidar devrinde, bazen az, bazen çok büyük yolsuzluklar, kayırmalar, haksızlıklar yaşandı, yaşanmakta. Bugünkü veriler vahimdir.
Bütün milletlerin ve bizim yakın ve uzak tarihimizde böyle olaylar çoktur.
İnsanlık asırların tecrübesiyle hukuk ve demokrasi gibi etik kurallarını ve bunları uygulamak için şeffaflık ve denetim mekanizmalarını da geliştirdi. İşte GRECO kuralları…
“Güç bozar, mutlak güç mutlaka bozar.” Çözüm; şeffaflığın, rekabetin, etik ilkelerin, hesap verirliğin, denetimin, yaptırımın kanunlaşması kurumlaşmasıdır.
Ümitli miyim? Maalesef.