Türkiye’ye sığınan Uygur Türklerinin Çin’e iade edildiği yolundaki haberler endişe verici… Çok yaygın bir uygulama değil ama yürek yakan olaylar yaşanıyor. Genç anne Zinnetgül Tursun’un iki çocuğuyla birlikte Tacikistan üzerinden Çin’e teslim edilmesi böyle vahim bir örnek.
Ankara’nın Çin konusunda çekingen davrandığı açıktır.
Fakat Türkiye Uygurlar için insan hakları açısından hassasiyet göstermekle Çin’le ilişkileri bozacak değildir…
Öncelikle hukuki duruma bakmak istiyorum.
ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI
Bu konuda bizim Anayasa Mahkememizin çok sayıda kararı var.
Rus vatandaşı bir Kabartay-Balkar Türk’ü Türkiye’ye sığınmış, Rusya’nın talebi üzerine iade işlemi başlatılmıştı. AYM, söz konusu kişinin idare mahkemesindeki davasının sürdüğünü, sınırdışı edilmesinin telafisi imkansız zararlar yaratabileceğini belirterek “yürütmeyi durdurma” kararı vermişti. (1 Kasım 2016)
Bir İran vatandaşı Türkiye’ye sığınmış, “rejim karşıtı faaliyetleri” olduğu gerekçesiyle Tahran bu kişinin iadesini istemiş, Ankara kabul etmişti. AYM ise hem İran’da “idam cezası”nın hem “işkencenin” bulduğunu belirterek sınırdışı işlemini durdurmuştu. AYM’ye göre, İran’da “kırbaç” cezasının bulunması insan haklarına aykırıdır, sığınan bir İranlı bu yüzden İran’a iade edilemez. (16 Aralık 2015)
İDAM CEZASININ LAFI BİLE...
Hatta, bazen “ihtimal” bile sınırdışı ve suçluların iadesi işlemlerine engel olmaktadır. Türkiye’de darbe eyleminde açıkça yer alan üniformalı bazı subaylar Yunanistan’a sığınmış, Ankara haklı olarak iade talebinde bulunmuştu. Fakat Yunan Yargıtay’ı, “Türkiye’de yetkili politikacılar idam cezasını geri getirmek ve geriye yürütmekten bahsediyorlar, işkence fotoğrafları yayınlandı” gerekçesiyle Ankara’nın talebini reddetmiştir.
Bu konuda Prof. İzzet Özgenç’in “Suç Örgütleri” kitabında geniş bilgi vardır.
Yunan Yargıtay’ı iyi niyetli değildir ama seçim nutuklarının bile nasıl kullanılabildiğini görmemiz gerekir. Ama öteden beri idam cezasının geri getirilmesini isteyen MHP bile bu yönde bir önerge girişiminde bulunmadı.
Sınırdışı ve iade işlemlerini durdurma kararlarında uluslararası Af Örgütü’nün raporları da gerekçelerde delil olarak yer alabilmektedir. Bu raporları küçümsemek büyük hata olur.
Çin’de idam da vardır, işkence de vardır.
Uygurlara yapılan Çin zulmü hakkında Af Örgütü, İnsan Hakları örgütleri, BM İnsan Hakları Komisyonu’nun da raporları mevcuttur. Türkiye’nin Uygur Türkleri’ni sınır dışı etmeyi reddetmesi için özel delillere ihtiyacı yoktur.
ANKARA’NIN POLİTİKALARI
Çin’le kavgaya gerek yok. Uygurları sınırdışı etmemek ve diplomatik usullerle ve dille, Uygurların insan hakları konusuna Türkiye’nin son derece hassas olduğunu net ifadelerle beyan etmek gerekir.
Bundan bile çekinmek, esef vericidir.
2017’de Türkiye’deki referandum amacıyla Hollanda ve Almanya’da propaganda çalışmaları yapabilmek için bu iki ülkeyle çok sert gerilimleri göze alan, bir süredir de ABD ile bilinen gerilimleri yaşayan Ankara belli ki Rusya ve Çin söz konusunda olduğunda titiz bir tavır gösteriyor.
Bunu anlıyorum ama bu sürdürülebilir bir denge değildir.
Türkiye’nin sermaye, pazar, teknoloji, güvenlik şemsiyesi ve siyasi değerler konusundaki son derece önemli ihtiyaçlarını Rusya ve Çin karşılayamaz.
Türkiye, 2010’a kadar olduğu gibi hukuk ve insan hakları konusunda kendi imajını yükselterek hem Batı’da Batı’da dost çevreler kazanır, hem Rusya ve Çin’le ilişkilerinde elini güçlendirir.
Ankara’nın Uygur hassasiyeti, insan hakları hassasiyetinin bir göstergesi olacaktır.
SURİYELİLERİN DURUMU
Bu vesile ile Türkiye’deki Suriyelilerin durumu…
Bir Suriye vatandaşı Ankara garında sahte kimlikle yakalanmış, Ankara Valiliği Suriye’ye gönderme kararı almıştı. Fakat AYM, bu Suriyeli’nin bireysel başvurusu üzerine, orada iç savaş ve hayati tehlike olduğu gerekçesiyle “yürütmeyi durdurma” kararı vermiştir. (18 Kasım 2016)
Suriye’de güvenliğin sağlanması sınırdışı ve iade hukuku bakımdan da ne kadar önemli, görüyorsunuz?
Suriyelilerin Suriye’ye dönmesinin tek hukuki yolu, iç savaşın bitmesi ve Ankara’nın Şam rejimi ile geri-göç konusunda anlaşma yapılmasıdır. Yani Ankara’nın Suriye politikasında revizyon…