Bugün Lozan antlaşmasının 96. Yıldönümü… Lozan elbette akademik gözle tartışılabilir fakat Türkiye’de hâlâ politik ve ideolojik amaçla tartışılıyor. Lozan’ın “hezimet” ve hatta “ihanet” olduğunu söyleyenler var.
Eski Van mebusu merhum İbrahim Arvas’ın “Tarihi Hakikatler” adlı kitabı böyledir. Arvas’a göre, Lord Curzon Lordlar Kamarası’nda “evet Misterler, Türklere istiklal verdim fakat karşılığında bütün maneviyatlarını ellerinden aldım” diye konuşmuş…
Arvas şunları yazıyor:
“Kadınların memur, mebus ve avukat olması ve aile idaresinin erkeklerden alınıp kadına verilmesi, her içkinin ve fuhşun serbest bırakılması ve futbolun zararlı şekilde neşr ve tamimi ve bunlar gibi daha nice değişiklikler (Lozan’da) kabul edildi.”
KADINLAR, FUTBOL VE LOZAN
Lozan zabıtlarının tamamını, İngiliz Lordlar ve Avam kamaralarındaki Lozan müzakereleri tutanaklarının yine tamamını okumuş biri olarak belirteyim ki, Arvas’ın yazdıkları tamamen kendi hayalidir.
Zaten hiçbir kaynak göstermediği gibi “kadınların memur, mebus ve avukat olmasını… futbolun yaygınlaştırılmasını” maneviyatımı elimizden almak için bize Lozan’da İngilizlerin kabul ettirdiklerini söylemek, nasıl bir “hayal” olduğunu görmeye kafidir.
Bugün muhafazakar iktidar da kadınların “memur, mebus ve avukat” olmalarını teşvik ediyor.
Lozan’ı kötüleyenler Lozan’dan sonraki Takrir-i Sükun ve Tek Parti dönemindeki uygulamaların yarattığı travmaların psikolojisiyle Lozan’a bakıyorlar, bu yanlıştır. Lozan’ı kendi belgelerinden okumak lazımdır.
LLOYD GEORGE NE DEMİŞTİ?
İngiliz tarafında da Lozan’ı kendileri için “diplomatik hezimet” olarak görenler vardı. Sevr’in baş mimarı Başbakan Lloyd George 28 Temmuz 1923 günlü Daily Telegraph gazetesindeki makalesi “Lozan’da Türkiye’nin Başarısı, Medeniyetin yenilgisi” başlığını taşıyordu:
Lloyd George parlamentodaki konuşmalarında da Sevr’le Lozan’ı mukayese ediyor, Lozan’da İngiliz diplomasisin mağlup olduğunu anlatıyordu…
Fakat iktidardan düşmüştü!
Şubat 1923’te iktidara gelen İşçi Partisi, artık taşınmaz hale gelen sömürgeler siyasetini bırakmak, batık İngiliz ekonomisine ve Avrupa sorunlarına odaklanmak istiyordu. Onay için Lozan’ı parlamentoya sevk edecekti.
‘BİLİNMEYEN LOZAN’
Lozan’ı kötülemek için Türkiye’de söylenenlerden biri şudur: Yunanistan’ın Anadolu’da yaptığı yıkım için istediğimiz tazminattan İsmet Paşa feragat etti.
Evet, bu doğrudur.
Fakat madalyonun öbür tarafı da vardır: Müttefikler de bizden Birinci Dünya Savaşı için tazminat istiyordu… Dahası, Venizelos, 1913’ten itibaren Türkiye’den göçen Rumların emlaki için tazminat istiyordu…
Uzun tartışmalar sonunda bütün taraflar tazminattan feragat etti; olay budur.
Her olay gibi Lozan’ı da doğru okumak için bütün unsurlarına bakmak gerekir.
Çok konuşulan adalar ve Musul sorularını Türkiye askeri güçlü çözebilecek durumda değildi, onun için Lozan’da sonuç alınamadı. Yine de Lozan’da Türkiye asıl hedeflerine ulaştı: Hatay’ı da ileride içine alacak şekilde bugünkü sınırlarımızın çizildi, kapitülasyonların kaldırılmasıyla bağımsız Türkiye kuruldu.
Lozan’ın çeşitli yönleri hakkında benim “Bilinmeyen Lozan” kitabımı okurlarıma tavsiye ederim.
Lozan Türkiye’nin beka senedidir! Lozan’ın değerini bilmemek gaflettir.