Kemal Derviş’i anmak

Taha Akyol

Sabancı Üniversitesi bir Kemal Derviş’i anma toplantısı düzenledi. Maalesef önemli bir meşguliyetimden dolayı ben katılamadım. Sabancı Üniversitesi’nin bu kadirşinaslığını tebrik ediyorum.

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül daima Kemal Derviş’ten büyük bir takdirle bahseder. Anma toplantısında da gözlem ve anılarını anlatmış…

2002 Kasım’ında AK Parti iktidara gelmişti, Gül geçici başbakandı. Kemal Derviş’in yapısal reformlardan biri olan Kamu İhale Yasası’nın ertelenmesini, böylece “daha hızlı” ihaleler yapılmasını isteyen bakanlara Başbakan Gül’ün cevabı şudur:

Devletin en dindar kabinesi olarak biliniyoruz ama ne bizim dindarlığımız ne sadece sağcılık ne solculuk önemli değil. Bizi yanlışlıklardan, yolsuzluklardan koruyan açık kurallar ve denetimdir.”

Kamu İhale Yasası “açık kurallar ve denetim” getiriyordu. Gül ve bakanlar uygulanması için gerekli kararnameyi imzalamışlardı.

Bu hadise, hem Derviş reformlarının bir örneğidir; hem “iyi yönetim”in şartının sağcı, solcu falan olmak değil, “açık kurallar ve denetim” olduğunu gösterir.

DEVRVİŞ REFORMLARI

Merhum Kemal Derviş, 2001 krizi üzerine Başbakan Ecevit tarafından göreve çağrılmıştı. Çünkü ekonomi bilgisiyle bir reform programı hazırlayabileceği ve kararlılıkla uygulayacağı konusunda güven yaratan bir isim lazımdı. Bu, Dünya Bankası’nın üst düzey yöneticilerinden Kemal Derviş’ti.

Derviş programıyla ve güven veren kişiliğiyle Dünya Bankası ile IMF’den destek sağlayarak “acı ilaç”ın acısını azaltacaktı.

Merhum Özal da Dünya Bankası tecrübesine sahipti. Bunun anlamı, uluslararası iktisat tecrübesidir.

3 Mart’ta ekonomi bakanı olarak göreve başlayan Derviş, 14 Nisan’da, yani 42 günde “Güçlü Ekonomiye Geçiş” adıyla istikrar programını açıkladı. Program 15 kanunda değişiklik öngörüyordu. En önemlileri Merkez Bankası’nın bağımsızlığı, Kamu İhale Kanunu ve Derviş’in deyişiyle, “kamu bankalarıyla siyasi rant arasındaki ilişkiyi kesen” kanunlar…

Derviş Meclis’teki konuşmasında, “her kamu bankası bir koalisyon partisine bağlanmış” diyerek siyasetin nasıl rant ilişkisine dönüştüğünü anlatacaktı. (24 Nisan 2001)

Program açıklandıktan hemen iki hafta sonra Dünya Bankası’ndan 10 milyar dolar ek kredi desteği gelecek, toplam 38 milyar dolar dış finansman sağlanacaktı. Bu kaynak, reformun acılarını hafifletecek, ekonominin ayağa kalkmasını çabuklaştıracaktı.

DERVİŞ VE İKTİDAR

Derviş kendisini daima “sosyal demokrat” ve Türkiye’nin çıkarları söz konusu olduğunda “ulusalcı” olarak nitelerdi. Fakat ekonomiye tamamen ‘iktisat bilimi’ açısından baktı.

2015’te, Cansu Çamlıbel’e yaptığı açıklamada AK Parti’nin 2003-2007 dönemini övüyor, Ali Babacan’dan takdirle bahsediyordu. Fakat “Merkez Bankası ve BDDK gibi kurumların özerkliğinin çok önemli olduğunu” belirterek, “2011 den sonra, düzenleyici kurullar, torba yasalarla özerkliğini kaybetti… siyasetle ekonomi arasındaki denge bozuldu” diyor, endişelerini anlatıyordu. (Hürriyet, 5 Nisan 2015)

Evet bozulma öyle başladı, Türkiye’yi kişi başı gelirde 23-25 bin dolara ulaşabilecekken, 10 bin dolar civarına düştü.

Sağcı olalım, solcu olalım, bu tablodan olacağımız dersler yok mu?

Bilhassa çağımızda devletlerin iyi yönetilebilmesi için “bizden” değil, liyakatli ve sağlam kurumlara sahip olması gerektiğini görmeliyiz.

Parti ve ideoloji aidiyetlerimiz at gözlüklerimiz olmamalı. Objektif gerçekleri görebilmeliyiz, milli hayatımızda etkili olmuş şahsiyetlerin tecrübelerinden dersler çıkarabilmeliyiz. Medeni toplumla kabile toplumu arasındaki birçok farktan biri de budur.

‘KURUMLAR’ VURGUSU

Rahmetli Derviş’le sağlam bir dostluğumuz olmuştu. Türkiye’ye hemen her gelişinde CNN Türk’te kendisiyle program yapardım. “Kurumların bozulması”, iktidara yönelttiği eleştirilerin başında gelirdi.

Son olarak kanserle boğuşuyordu. “Sağlık ve sigorta sorunlarıyla uğraştığını” yazmıştı.

Kendisinden ve reformlarından geniş olarak bahsettiğim “Laf Dinlemedi, Merkez Bankası Nereden Nereye?” adlı kitabımın PDF nüshasını e-posta ile göndermiştim. Cevabında kitabım hakkında takdirkâr ifadelerden sonra, “programın başarısı çok iyi bürokratlar takımının uyumlu ve birbirine tam güven duyarak beraber çalışmasıyla mümkün oldu” diye yazıyordu.

Liyakatli bürokratlar ve takım ruhu!

Merhum Kemal Derviş’i derin bir saygıyla anıyor, Allah’tan rahmet diliyorum.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (99)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.