Türkiye’de maalesef “hukukun dışına çıkılma yönünde hızlı bir süreç yaşanmaktadır.” Siyasetin muazzam propaganda makinesi ne derse desin, ağırlaşan hukuk sorunlarımızda bu gerçek apaçık görülüyor
Öyle bir yere geldik ki Anayasa Mahkemesi siyasi saldırılara maruz kalıyor.
Hukuku uygulamakla görevli mahkemeler bile AİHM’nin ve Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına “uymuyorum” diyebiliyor.
Temeldeki sorun, siyasetin hukuktan üstün tutulmasıdır. Tarih boyunca sorunumuz hukukun siyaset karşısında zayıf kalmasıdır.
YERİNDELİK KAVRAMI
Enis Berberoğlu hakkında AYM’nin verdiği “hak ihlali” kararına 14. Ağır Ceza Mahkemesi uymama kararı verdi!
“AYM yerindelik denetimi yapamaz” diyerek AYM’nin kararına uymayı reddetti. Gerçekten de kanunda “AYM yerindelik denetimi yapamaz” diye bir madde vardır, ama nasıl?
TBMM Başkanı hukukçu Mustafa Şentop’un NTV’deki konuşması bu açıdan önemlidir. Sadeleştirerek özetliyorum:
Şentop, ilgili kanunun “50. Maddesinin 1. Fıkrası idari işlemlerle ilgilidir” dedi. Evet, AYM’nin “yerindelik” denetimi yapamayacağı hükmü işte bu 1. Fıkradadır, idari işlemlerle ilgilidir.
Enis Berberoğlu hakkındaki mahkumiyet ise idare değil, mahkeme kararıdır!
Şentop, “eğer ihlal bir yargı kararından kaynaklanmışsa… 2. Fıkranın uygulanacağını” söyledi. Bu da doğrudur ve 2. Fıkrada “yerindelik” kavramı yoktur, yargılamanın yenilenmesi kavramı vardır! AYM de tam buna karar vermiştir.
Ağır Ceza Mahkemesi ise 1. Fıkradaki idare hukukuna ait “yerindelik” kavramını, 2. Fıkraya taşımış ve AYM kararına uymamayı reddetmiştir.
AYM KARARLARI
Kanun bu kadar açık olduğu gibi, İdare ve Ceza hukukları arasındaki muazzam fark Hukuk Fakültelerin ikinci sınıfında öğretilir.
Dahası var. Mehmet Altan ve Şahin Alpay davalarına bakan iki ayrı ağır ceza mahkemesi yine “yerindelik” kavramını kullanarak AYM’nin verdiği “ihlal” kararına uymayı reddetmişti.
Ne tılsımlı bir kavrammış bu “yerindelik” kelimesi!
Altan ve Alpay tekrar AYM’ye gittiler ve bu defa AYM artık hiçbir yerel mahkemenin direnemeyeceği bir karar verdi.
“Yerindelik” kavramın söz konusu edilemeyeceğini karara bağladı. İşte AYM’nin bu kararı:
“Derece mahkemelerinin görevi Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkilerinin kapsamını değerlendirmek değil Anayasa Mahkemesince tespit edilen ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmaktan ibarettir!” (B. No: 2018/2620, Paragraf 43)
Düşünün ki, AYM’nin Mehmet Altan ve Şahin Alpay hakkındaki iki kararı… Yerel mahkemelerin direnmesi üzerine tekrar verdiği karar, etti üç…
Berberoğlu dosyası, etti dört!..
Berberoğlu’nun avukatlarının yaptığı itiraz hakkında 15. Ağır Ceza Mahkemesi, İstinaf’ın yetkili olduğunu belirterek “karar vermeye yer olmadığına” karar verdi. Bu hukuken mümkündür.
Asıl sorun AYM ve AİHM kararlarına yerel mahkemelerin uymaması yönündeki eğilimdir ve siyasetin buna destek vermesidir.
KOÇİ BEY’DEN BUGÜNE
Tarihen sorunumuz hukukun siyaset karşısında zayıf kalmış olmasıdır.
Koçi Bey Risalesi’ne bakın… Cumhuriyet döneminde mesela İsmet Paşa’nın yakın dostu Faik Ahmet Barutçu’ya anlattıklarına ya da Halis Turgut’un idamına bakın.
Yassıada kararları siyasi cinayetti…
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un terör örgütü yönetici diye tutuklanması yargı yetkileri kullanılarak yapılan bir FETÖ eylemiydi…
Bugün Ahmet Altan’ın, Osman Kavala’nın sürüp giden tutukluğu bu zamanın Dreyfüs davaları değil midir?
Dünya “Hukuk Devleti” sıralamasında yerimiz 101. sıradır!
COĞRAFİ TEMİNAT
Adli hatalar elbette olur. Ama açıkça hukuka aykırı kararların çokluğu ve ancak bir kısmının yüksek yargıdan dönmesi çok önemli bir sorunun işaretidir: Yüksek yargıda HSK’nın yetkisi yoktur ama yerel mahkemelerde HSK hoşa gitmeyen kararlara imza atan hakimleri başka illeri sürüyor!
Çünkü hakimlerin “coğrafi teminat”ı yoktur.
Öyle bir ortam ki, Yargıtay Başkanları adli yıl konuşmalarında yargıç sürgünlerini görmüyorlar, “coğrafi teminat” sözü ağızlarından çıkmıyor.
Yazımın başındaki “hukukun dışına çıkılma yönünde hızlı bir süreç yaşanmaktadır” sözü, Prof. İzzet Özgenç’indir.
Türkiye’nin bağımsız ve tarafsız bir yargıya yönelmesinin olmazsa olmaz ilk adıma HSK’yı tarafsız ve bağımsız hale getirecek bir anayasa reformudur.