Dolar niye düştü?

Taha Akyol

Dolar ve genelde döviz son günlerde iniş halinde. Nitekim 6.2’ye çıkmış olan dolar, 5.8 civarında. İktisatçılar bunu iki başlıkta izah ediyor:

- Cumhurbaşkanı’nın yargı reform paketini açıklaması, AB standartlarına ve kurumlarına atıflarda bulunması… Ankara’nın yeniden hukuk devleti ilkesine ve AB standartlarına yöneleceği şeklinde bir umut ışıltısının belirmesi.

- Erdoğan’ın Trump’la yaptığı telefon görüşmesi üzerine S-400 krizinin erteleneceği yolunda işaretlerin ortaya çıkması, Türkiye’de tutuklu bulunan ABD vatandaşı Serkan Gölge’nin cezaevinden ev hapsine alınması, Trump’ın bunun için Erdoğan’a teşekkür ederek Gölge’nin yakında ABD’ye döneneceğini de söylemesi.

Her birini uzun uzun tahlil etmek mümkün. Ben iki faktörün ekonomiyi “nasıl?” etkilediğine dikkat çekmek istiyorum: Hukuk ve dış politika…

KİM DEĞİL NASIL?

Ekrem İmamoğlu mazbatasını aldığında da dolar inişmiş fakat YSK İstanbul seçimlerini iptal ettiğinde yükselmişti…

Meseleye “Kim?” diye bakmak yanlıştır. Mesele Batı’nın ya da sermayenin “kim”i istediği meselesi değildir.

Mesele “nasıl?” meselesidir; Türkiye’de demokrasi ve hukuk “nasıl” işleyecek?

Eğilip bükülerek mi yoksa “düzgün” bir şekilde mi?

Ekonominizde tüketim ve rant politikaları gibi karmaşık sebeplerle makro dengeler bozulduğu için, hukukta ve diplomaside günlük olaylar bile böyle hemen dövizde, piyasada etkili oluyor.

Hiç küçümsemeyelim, dövizdeki birkaç kuruşluk hareketin karşılığı ekonomimizde birkaç milyar lira demektir!

Şu kesin bir gerçektir: Ülke yönetimlerinin başarısı ekonomiyi, hukuku ve dış politikayı koordineli şekilde yürütmeye bağlıdır. Güvenlik de hukuk kavramının içindedir.

Dış politikada ilişkiler sıkışıyorsa, ülke içinde hukuka güven aşağı gidiyorsa ekonomi iyiye gidebilir mi?

NAMIK KEMAL YAZMIŞTI

Büyük düşünür Namık Kemal’in 21 Haziran 1869 tarihli Hürriyet gazetesindeki makalesinin başlığı “bir saatlik adalet, bin yıllık ibadetten hayırlıdır” şeklindeki hadis-i şerifti, yani Peygamber Efendimiz sözü…

Kemal, bu hadisten hareketle şunları yazıyordu, bugünkü Türkçeyle:

“Yer yüzünde bugün mevcut olan devletlerin haline bakalım. Adalet neredeyse saadet ve mamuriyet ve bunların geliştirdiği gayret ve marifet dahi oradadır…”

Tarihten örnekler veriyordu: Hz. Ömer zamanında Irak’ın geliri 137 milyon dinardı… Zalim Haccac’ın Irak valiliği döneminde 18 milyon dinara inmişti… Sonra, âdil halife Ömer Bin Abdülaziz zamanında tekrar eski seviyeye yükselecekti…

Kemal, “Fransızların Osmanlılardan ziyade dört eli, sekiz ayağı yok” diyor, oradaki gelişmenin hukuk ve eğitimden, Osmanlı’daki perişanlığın “zulüm ve cehaletten” geldiğini belirtiyordu.

Namık Kemal bunları yazarken 29 yaşındaydı; bilgi birikimini ve vizyonunu görüyorsunuz değil mi?

Namık Kemal’in, Vakıf Bank tarafından yayınlanan iki cilt Hürriyet gazetesi koleksiyonunu okurlarıma tekrar tavsiye ediyorum.

İKTİDARIN İKİ DÖNEMİ

Çok mesafe aldık, uzun süredir “düşük gelirli ülkeler” arasında değiliz, “orta gelir” kategorisindeyiz.

Bütün ekonomilerde spekülatif hareketler her zaman olabilir ama ekonomik sorunları “düşman saldırısı” olarak niteleyip Türkiye’yi “beka” derdine düşmüş bir ülke gibi göstermek iç politikada bir miktar oy getirebilir… Fakat ekonomide çok ihtiyaç duyduğumuz yatırımları getirmez. Dış ilişkilerde “dostları artırmaya” yaramaz.

Aksine sermayeyi ürkütür, Türkiye hakkında kötü niyetli odakları tahrik eder; öyle de oluyor.

Halbuki tarihimizde hukuk, dış politika ve ekonomi alanlarında başarılı koordinasyon örnekleri vardır… AK Parti iktidarı da 2002-2010 döneminde AB yönelişiyle hukuk, ekonomi ve dış politikada başarılar sağlamış, Türkiye’ye yılda 20 milyar dolar yatırım gelmişti.

AİHM kararlarının “bağlayıcı” ve “üstün norm” olduğunu Anayasa ve kanunlarımıza koyan, AK Parti iktidarıydı… Ama bir süredir “bizi bağlamaz” diye konuşmalar yapıldığı gibi yeni hakimler bazen AYM kararlarına uymayabiliyor, AYM’de de açıkça çekingenlik görülüyor.

Ve yatırım gelmiyor!

Türkiye önü açık, potansiyeli çok büyük bir ülkedir. Yeter ki içeride hukukun üstünlüğü ve özgürlükçü demokrasiye, dışarıda bir süredir duymadığımız “dostlarımızı arttırma” rasyonalizmine dönelim. Ekonomi yükselişe geçer, dolar da faiz de yoluna girer.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (76)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.