Altı Parti liderinin açıkladığı güçlendirilmiş parlamenter sistem raporu hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan “yurt dışında hazırlandı” demişti! Delilsiz, mesnetsiz bir iddiaydı bu. Hükümetin en güçlü bakanı Süleyman Soylu geride kalır mı? Bu metni Kılıçdaroğlu’nun bir büyükelçiliğe gönderip “düzelttirdiğini… redakte ettirdiğini” söyledi!
Soylu, CHP’li Faik Öztrak’tan cevabını aldı.
Ben bütün siyasi tarihimizi zehirleyen ‘dış güçler’ paranoyası üzerinde durmak istiyorum.
İktidarın CB sistemini, muhalefetin parlamenter sistemi savunması normaldir. Anormal olan, sistem sorununu hukuk ve siyaset bilimi verileriyle tartışmak yerine, ‘dış güçler’ söylemiyle muhalefeti hain gibi göstererek kutuplaşmayı körüklemek, sağlıklı tartışmayı engellemektir…
‘KÜRESEL EMPERYALİST FAŞİST’
CB Başdanışmanlarından Mehmet Uçum’un şu sözlerine bakın:
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini bozma veya tasfiye hedefiyle Türkiye’yi yeniden küresel emperyal-faşist güç odaklarına ve iç uydularına teslim etme çabasına halkımız asla geçit vermez.” (3 Temmuz 2019)
Erdoğan Türkiye’yi 14 yıl parlamenter sistemle yönetmedi mi? Saygın anayasa hukukçusu Ergun Özbudun ve arkadaşlarına parlamenter sistem anayasası hazırlattırmadı mı? O zaman “Türkiye’yi küresel emperyal-faşist güç odaklarına ve iç uydularına teslim” mi etmişti?!
CB sisteminde Türkiye Düyun-u Umumiye faizinden daha yüksek faizle ‘dış güçler’e borçlanır hale gelmedi mi?
Uçum’un sözlerinin sebebi, Milli Gazete’de “Cumhurbaşkanlığı sisteminin mimarının ABD’li McKinsey şirketi olduğu ortaya çıktı” diye bir haberin yayınlanmış olmasıydı. Buna tepki olarak da Uçum, CB sistemine karşı çıkanları “küresel emperyal-faşist güç odakları ve iç uyduları” diye suçlamıştı.
Boş komplo teorileri bunlar.
‘Dış güçler’ söylemi nasıl her şeye yapıştırılabilen ucuz ve bayağı bir etikettir, görüyorsunuz.
Sistemlerin muhtevasını, denetim ve denge mekanizmalarını, işleyişteki sonuçlarını araştırmak ve tartışmak yerine ‘dış güçler’ diye damgalamak!
Analitik düşüncenin yeterince gelişmediği toplumumuzda, çok kolay ve yaygın bir çamur atma usulü…
SORUNLARIN ÜSTÜNÜ ÖRTMEK
Siyasi tarihimize bakın, kendini güçlü hisseden bütün iktidarlar, muhalefetleri hain diye suçladı! Siyaset kör döğüşüne, ülke darbelere sürüklendi. Aynı vatanın çocukları, komünizme karşı veya emperyalizme karşı ülkeyi savunma duygusuyla birbirini öldürdü!
Kimler AK Partiyi “Bizans’ın çocukları” diye suçlamıştı?!.
AK Partiler kimleri “Pontusçu” diye suçlamıştı?!
Toplumsal enerjimiz nasıl paranoyakça kavgalarla israf ediliyor, açık değil mi?
Bu paranoya, sistem gibi hayati bir meseleyi de bilimsel verilerle konuşmamızı engelliyor.
CB sisteminde ciddi sakatlıklar olduğunun ispatı sadece ülkenin dört yılda düştüğü durum değildir. Devlet Bahçeli’nin 4 Mayıs 2021’de açıkladığı yeni anayasa önerisinde de açıkça görülür: Bahçeli Meclis denetiminin ve kamu kurumlarının güçlendirilmesi, Cumhurbaşkanı yardımcılarını halkın seçmesi, Liyakat Kurumu kurulması, Merkez Bankası’nın statüsünün anayasaya yazılması gibi önemli düzeltmeler istiyor.
Bir yıl doluyor, bu ağır sorunlar konusunda Beştepe ortaya bir metin koymadı, hatta gündemde bile değil.
‘Dış güçler’ suçlamasıyla sorunların üstü nasıl örtülüyor, görüyorsunuz.
6 LİDERİN İTTİFAKI
Ekonomik sorunlar, hele de iktidarın krize yol açan yanlışlarının da üstü “hain, dış güçler, saldırı, üst akıl” gibi heyecan veren ama iktisat-dışı efsanevi kavramlarla geçiştiriliyor. İktidarın 2001 reformu ve AB süreci kıstaslarıyla ekonomiyi iyi idare ettiği ilk on yılda “dış güçler” söylemi yoktu… Hatta ülkeye 220 milyar dolar dış yatırım gelmişti. Yanlış ve kişisel politikalar yüzünden ekonomi sıkıştıkça “dış güçler” retoriği geliştirildi. Reform ve kurumlaşma ihtiyacı da böylece gündemden çıkarıldı… Sonuç ortada.
Sistemiyle, ekonomisiyle, daha önemlisi yönetim zihniyetiyle krize girmiş bir Türkiye var!
Çözümü rasyonel ekonomi politikaları, kurumlaşma, hukuk ve daha fazla dışa açılmaktır. Devleti bu liyakate sahip kadrolarla teçhiz etmektir.
Altı liderin bu konuda tarihi sorumluluğu vardır. Doğru yoldalar. Sonuç almak için ortaya ekonomik program ve liyakatli kadro koymaları her şeyden önemli… Önümüzdeki günlerde bu konuları yazacağım.