CHP: ‘Devletçilik bitti’

Taha Akyol

Siyasi hayatımızdaki temel eğilim ya da dip dalgası partilerin uçlardan merkeze, uzlaşmaz ideolojik tavırlardan müzakereci tavırlara yönelmesidir. Ak Parti’nin ‘merkez’ yönelişli ilk on senesindeki başarısı ile ideolojik ve kutuplaştırıcı son yıldaki başarısızlığı, tersinden bir ders etkisi yarattı. Artık daha çok kimse ılımlı ve rasyonel politikaların ne kadar gerekli olduğunu görüyor.

Demokrasinin sağlıklı işlemesi ve “yönetebilir” olması, biri merkez sağ, diğeri merkez sol iki ana damarın güçlü olmasına bağlıdır. Bütün demokrasilerde böyledir. İtikadi ve kültürel değerleri, hayat tarzlarını özgürlük alanı olarak kabul eden, politikayı ise rasyonel verilerle yürüten ana akım partileri… Uzlaşmaları daha kolay olur üstelik.

CHP’nin, geçmişteki “devletçilik” siyasetiyle ilgisi olmayan, piyasa ekonomisini yansıtan “İkinci Yüzyıla Çağrı” açılımı böyle bir yöneliştir…

CHP’NİN YENİ DİLİ

Kılıçdaroğlu’nun açış konuşmasındaki “ben” vurgusunun çokluğunu yadırgadığımı belirtmeliyim. “Tek adam rejimi bitsin mi? Evet bitsin. Ancak, yerine bir sistem, çalışan yeni bir sistem gelsin” sözünün ise altını çiziyorum. Uzmanlar kadrosu olarak “70 değerli isim” vurgusu da artık siyasetimizde karizmanın yetmediğini, uzmanlığın, liyakatin önemeni yansıtan bir veridir.

Bugünkü Ak Parti Erdoğan’dan başka kimleri öne çıkarabilir?! Kimleri uzman kadromuz diye takdim edebilir?!

CHP’de Faik Öztrak, 2001 reformlarında Derviş’ten sonraki ikinci teknokrat isimdi. Konuşmasında “risk priminin aşağıya çekilmesi, bunun için bağımsız ve güvenilir bir Merkez Bankası yönetimin” şart olduğunu anlattı.

Siyasetin olması gereken diline bir örnektir bu.

Siyasetimizin bu düzeyde rasyonelleşmesi zorunludur. ‘Dış güçler’ yahut ‘heterodoks’ ya da ‘mandacı iktisatçılar’ diyerek resyonellikten uzaklaşmanın sonuçlarını ekmeğimizin küçülmesiyle yaşıyoruz işte!

CHP’nin yeni ekonomi danışmanlarından Daron Acemoğlu dünya çapında görüşlerine değer verilen saygın bir iktisatçıdır. Hakan Kara, Refet Gürkaynak ve Ufuk Akçiğit eserleriyle ve görevleriyle liyakatlerini herkese kabul ettirmiş iktisatçılardır. Hacer Foggo ise Türkiye’de yoksulluk hakkında ilk bilgi kaynağıdır.

YETİŞMİŞ İNSAN GÜCÜ

CHP’den bu iktisatçıları İYİ Partili, Gelecek Partili, DEVA Partili iktisatçılarla bir araya getirin, ayrıntıları tabii ki tartışırlar ama ana hatlarda uzlaşarak mükemmel bir iktisadi program hazırlarlar. Peşini de bırakmazlar.

Uzmanlık nasıl ideolojileri ve siyasi hırsları aşarak ülke yarına rasyonel programlar üretebilir, görüyorsunuz.

Dün, iktisatçı Prof. Osman Cevdet Akçay’la sohbet ettik. Bugünkü Türkiye’nin yetişmiş insan gücünün çok yüksek olduğunu, Özal’ın ise o yıllarda bu kadar yetişmiş insan bulamadığını anlattı.

Daha önce İYİ Partili Bilge Yılmaz da aynı şeyleri söylemişti.

Kendimize soralım, sağcı-solcu diye, “bizden” ya da “öteki” diye beyinleri dışlamak, hele de yurt dışına gitmelerine yol açmak bu ülkeye yazık etmek değil midir?!

Nitekim Daron Acemoğlu konuşmasında kaynakların ranta gitmesini, eğitimli işgücü yetiştirmenin ihmal edilmesini eleştirdi. Bu yüzden Türkiye’nin “verimsiz büyüme” çıkmazında olduğunu anlattı.

İNÖNÜ 1965

CHP’li bazı entelektüeller, yazarlar “neo liberal” damgası basarak modern iktisadın 21. Yüzyıldaki birikimini dışlıyorlar. 1930’larda, daha çok Başvekil İsmet Paşa’nın yürüttüğü devletçilik siyasetini bugün de esas alınacak bir iktisat teorisiymiş gibi idealize ediyorlar.

Halbuki 1930’ların politikaları ve Kemalizm doktrini o zamanın şartlarında oluşturulmuştu… Nitekim İsmet İnönü, daha 29 Temmuz 1965’te Defter’ine şunu yazmıştı:Devletçilik bitti.” (İnönü, Defterler, Yapı Kredi Yayınları, cilt 2, s. 909)

Turgut Özal 24 Ocak 1980, Kemal Derviş 14 Nisan 2001 reformlarıyla ülkeyi krizden çıkardılar, ekonomiye doğru istikamet ve kurumlar kazandırdılar. Piyasa ekonomisi reformlarıydı bunlar. AK Partinin ilk on yılındaki başarılı ekonomisinin temelinde bu reformlar vardır bir; ikincisi AB sürecinin kazandırdığı ivme ve bugün artık uzaklaştırılmış Ali Babacan ve Mehmet Şimşek gibi siyasilerle Derviş’ten devraldıkları teknokrat kadro vardı.

Her birimiz ideolojilerimiz uğruna birbirimizle kavga ederken ülkemizi elbirliğiyle nasıl rasyonellikten uzaklaştırıyoruz; hepimiz bunu görmeliyiz artık.

İnşallah Altılı Masa bu yönde örnek olur.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (103)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.