AK Parti iktidarında bütçeden faiz ödemelerinin tarihimizde görülmedik boyutlara çıkması, iki temel yanlışın dışavurumudur: Bir, Erdoğan’ın “faiz sebeptir…” diye ifade ettiği iktisat politikalarının yanlış olması… İki, CB sisteminde yanlışları frenleyecek denetim ve denge mekanizmalarının bulunmaması…
Bu sebeplerden faiz giderleri 2021 bütçesinde 179 milyar liraya ulaşıyor! 2022 yılında ise bütçedeki faiz ödeneğinin 240 milyar liraya çıkması öngörülüyor!
CB sisteminde vaziyetin ağırlaştığı şuradan belli: Ak Parti iktidarının bütçelerinde faize ayrılan para yılda elli milyar civarında seyrederken 2018’den başlayarak hızla artmıştır. CB sistemi altında 2018-2022 döneminde bütçede faize ayrılan toplam para, tam 727 milyar 800 milyon lira!...
Bunlar muhalefetin iddiaları değil. Meclis’e sunulan 2022 bütçesinin resmi rakamları. (Karar, 18 Ekim.)
Erdoğan’ın faizi indirtmek için baskıları 2014 yılında başladı, giderek arttı… Şu sözler Merkez Bankası’na faiz indirtmek için Erdoğan’ın söylediği sözlerdir:
“Vatanı satmak yüksek faizle, kötü yönetimle emeği heba etmekle olur…” (27 Şubat 2015)
Nasıl ağır baskılar, görüyorsunuz.
TÜKETİM EKONOMİSİ
Erdoğan’ın bu tavrı İslam’da kişiler arasındaki ödünç para ilişkilerine dair ‘faiz haramdır’ hükmüyle ilgili olduğu gibi belki daha etkilisi, oy hesabıdır. Kendi deyişiyle:
“Seçim zamanı sandığa Merkez Bankası’nın başkanı mı gidiyor? Biz gidiyoruz, hesabı biz veriyoruz. Hesabı biz verdiğimize göre bizim bu işin planlamasını her şeyini yapmamız lazım.” (24 Ekim 2019)
Halbuki Merkez Bankaları modern ekonomilerde tam da bu sebepten, yani politikacılar oy hesabıyla makro dengeleri bozamasın, Merkez Bankaları siyasi değil iktisadi kararlar alsın diye bağımsızdırlar.
Erdoğan’ın faiz karşıtı söylemi ise hem İslami çağrışımlar yaparak, hem düşük faizli kredilerle tüketimi artırarak seçimlerde oy kazanmasındaki faktörlerden biri oldu… Bugünkü ağır ekonomik sıkıntılara yol açtı.
Evet, TL’yi mum gibi eriten negatif faiz tüketim ekonomisini ve dolarizasyonu teşviktir!
MERKEZ BANKASI LAF DİNLİYOR
CB sistemine kadar Erdoğan’ın “faize düşmanım” söyleminin ekonomi üzerindeki etkileri sınırlı oldu.
Çünkü hem o zamanki Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı direndi, hem parlamenter sistemde Ekonomiden Sorumlu Bakanlar Ali Babacan ve Mehmet Şimşek direndiler.
2016’da Merkez Bankası Başkanı olan Murat Çetinkaya da sınırlı bir ölçüde direndi.
Başbakan Erdoğan’ın konuşmalarının etkisi de sınırlı oldu.
Çünkü Merkez Bankası başkanını ve personelini istediği an görevden alma yetkisi o zaman yoktu…
Merkez Bankası’nın ve onu destekleyen Babacan’la Şimşek’in bu tavırları sayesinde bozulma sınırlı kaldı, enflasyon, döviz ve faizdeki artışlar kontrol edilebilecek düzeydeydi.
Bütçede faiz ödemeleri 50 milyar TL’yi geçmedi.
Fakat CB sistemiyle birlikte, Temmuz 2018’de 703 Sayılı KHK ve hemen ardından 3 Sayılı CB Kararnamesi ile, Erdoğan bütün kamu kurumlarında ve Merkez Bankası’nda istediği an atama yetkisini aldı. Berat Albayrak’ı ekonomin başına getirdi…
Ve “laf dinlemiyordu” gerekçesiyle Murat Çetinkaya’yı azletti. (8 Temmuz 2019)
EMİR DEMİRİ KESİYOR
Artık “emir demiri keser” dönemidir. Seçim öncesi süreçlerde Merkez Bankası’nın ihtiyat akçesi bütçeye aktarılacak, ünlü “128 Milyar dolar” piyasaya sürülecek, yirmi ayda Merkez Bankası’nın üç başkanı ve bir çok personeli görevden alınacak, dördüncü Başkan olarak Prof. Şahap Kavcıoğlu getirilecektir…
Bu aşağı doğru gidiş sürecinde çabuk yanıp sönen bir ümit dönemi vardı: Erdoğan Albayrak’ı “görevden af” edecek, “reform”dan, “acı ilaç”tan, “enflasyonun altında faiz olmaz” şeklindeki doğru iktisat kuralından bahsedecek, Merkez Bankası’nın başına da güvenilir ve liyakatli bir isim olan Naci Ağbal’ı getirecektir.
Fakat bu kısa dönemin ömrü, dört aydır!
Erdoğan’ın “Ağustos’ta faiz ve enflasyonda inişe geçiyoruz” sözüyle bu kısa süreli ümit söndü.
VE AĞIR FATURA
Bugün dolar 9.3 lira civarında!
Dış borcumuz 450 milyar dolar!
2018-2022 döneminde bütçede faize ayrılan toplam para, 727 milyar 800 milyon lira!...
Kişi başına milli gelirimiz 12 bin dolardan 8 bin dolara düştü…
Ekonomik büyüklükte 17. sıradan 21. sıraya düşmüş durumdayız.
Hülasa yanlış politikaların ve CB sisteminin faturası ağır oldu.