Zakir Hussain’in ardından sessizleşen ritimler

Şule Demirtaş

Zakir Hussain, Hint klasik müziğinin en önde gelen müzisyenlerindendi. Hint müziğinin alameti farikası olan “tabla” enstrümanını dünya sahnesinde tanıtan da kendisiydi.

Zakir Hussain 9 Mart 1951'de Hindistan'ın Mumbai kentinde doğdu. Ünlü tabla ustası, babası Ustad Alla Rakha'nın n rehberliğinde küçük yaşlarda müzikle tanışan Hussain, yeteneği ve disiplini sayesinde kısa sürede uluslararası bir müzisyen haline geldi.

Onun müziği her ne kadar Hint klasik müziği geleneğine dayansa da Batı müziği, caz ve dünya müziği gibi farklı türlerle yaptığı yenilikçi çalışmalarla ritmini evrensel bir norma taşıdı. Özellikle doğaçlamadaki yeteneği ve teknik ustalığı kendisini tabla sanatında yeri doldurulamayacak bir makama oturttu.

Şüphesiz en çok ses getiren çalışmaları Amerikalı gitarist John McLaughlin ile kurduğu grup olan Shakti ile yapılanlardır. 1975 senesinde Hussain ve McLaughlin’in birlikteliğinden mamul “Shakti” grubu Hindistan'ın geleneksel müziğini Batı cazı ile buluşturan yenilikçi bir müzik grubu olarak dünya müziğine farklı bir yön çizdi.

Türkiye'de de birçok kez konser veren McLaughlin, en son 2022’de 29. İstanbul Caz Festivali kapsamında Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda sahne almıştı. Bu anlamda bizlerin de yakından tanıdığı pek çok isimle çalışmış olan Hussain, Türk müziğine olan hayranlığını da hemen her konserinde dile getirirdi.

İtalyan yönetmen Bernardo Bertolucci tarafından çekilen, Budizm'in öğretilerini ve Siddhartha Gautama'nın hikayesini anlatan yapım Little Buddha’nın Ryuichi Sakamoto tarafından bestelenen müziklerine tabla performanslarıyla katkıda bulunan Hussein, sadece Asya ya da Amerika’da değil uzak doğu’da da müziklere aşkın bir ritim dünyası çiziyordu. Bu film ile birlikte tablanın meditatif ve ritmik özellikleri, Budizm'in derin ruhsal anlatımıyla mükemmel bir uyum sağlayarak daha önce eşi görülmemiş bir tını yakalanıyordu.

Seneler sonra Güney Hindistan’a özgü bir klasik müzik türü olan karnatik müziği, Batı cazı ve doğaçlamayla harmanlayan albüm Shakti’yi yeniden yad etmek ve grubu yeniden ihya etmek için 1997 senesinde John McLaughlin ile “Remember Shakti” albümünü çıkardılar.

2008’e gelindiğinde Hüsnü Şenlendirici (klarnet), Aytaç Doğan (kanun) ve İsmail Tunçbilek (bağlama) tarafından kurulan müzik topluluğu Taksim Trio ile Aya İrini’de sahne alan Hussain, o sene bizler için en unutulmaz konserlerinden birisinin de sahibi oluyordu.

Anouar Brahem’in Thimar albümünden tanıdığımız ünlü basçı Dave Holland’la da çalışan Hussain, yanına Saksofoncu Chris Potter’ı da alarak “Crosscurrents Trio” isimli bir grupla yeniden Türkiye’yi ziyaret etti. Bu trio da Hint ritimleri ile cazın doğaçlama unsurlarını birleştirerek Türk seyircisine benzersiz performanslar sergilemeye devam etti.

Türkiye'de, Crosscurrents Trio'nun ikinci ve -ne yazık ki- son konseri 2022 senesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu'nun organizasyonuyla, Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda gerçekleşti. Bu bir veda mektubuymuş, bilmiyormuşuz…

Doğu’nun mistik geleneklerinden Batı’nın caz rüzgârlarına kadar uzanan bir köprü olan müziği geniş bir yelpazede nice insanları birleştirdi. Zakir Hussain ne zaman sahneye adım atsa, o küçücük tabla zihinlerde dev bir orkestra olurdu ve müziği hisseden her ruhun en derin yerinde sese gelirdi. Onun elleri müziği sadece çalmaz, anlatırdı, o müzikle konuşurdu…

Hussain ritmin şairiydi. Bir tabla ustasından çok daha fazlası; geleneğin taşıyıcısı ve yeniliklerin öncüsüydü. Tablasıyla yalnızca Hindistan'ın değil, tüm dünyanın sesi olan sanki ritimleri, yeryüzünün atan kalbinden duyulan yankılar gibi sınırsız, zamansızdı….

Türkiye’ye sık sık gelerek bizi müziğiyle onore eden bu büyük müzisyen hayata gözlerini yumdu, yaşadığı her an, müzikle nefes alan bir ustanın, bir filozofun hikayesi üç gün önce sonlandı…

Daha bu yıl üç Grammy Ödülü kazanarak sanki hiç ölmeyecekmiş gibi başarılara imza atan bu isim “idiopatik pulmoner fibrozis” olarak bilinen kronik bir akciğer hastalığı nedeniyle 73 yaşında aramızdan ayrıldı.

Zakir Hussain’in asıl mirası, müziğe adanmışlığı, yenilikçiliği ve ritimle kurduğu evrensel bağ ile yaşamaya elbette devam edecek… Zira Zakir Hussain müzikal evrende yalnızca bir sanatçı değil, sonsuz bir ilham kaynağıydı…

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.