Okulların ara tatile girmesi ile sinirleri yeterince gerilmiş olan öğrenciler ve öğretmenler biraz olsun rahatladı. Artık ebeveynlerin iki haftalık imtihanı başladı ve eminim daha 5 gün olmadan pek çok veli okulların açılmasını -çocuklar ve gençlerle baş etmek güç olduğu için- dört gözle bekliyor.
Halbuki öğretmenler yıl boyu onlarca birbirinden farklı çocuk-gençle baş başa.
***
Okulların her kademesinin kendine göre farklılıkları var. Veliler ilk ve ortaokulda okul ile daha çok içli dışlı iken genelde lisede aradan çekilirler ve iş daha çok çocuklara kalır. İlk ve ortaokulda veliler veli toplantılarına genelde katılırken iş liseye gelince çoğunlukla oralı olmazlar.
Gerçi bu teknoloji çağında çocuğun okulla ilgili hemen her bilgisi anında internet üzerinden iletildiği için veli toplantılarının eskisi gibi bir önemi kalmadı.
Geçmişte pek çok öğretmen notları öğrenciye okumak yerine ailelere bildirmeyi tercih ederdi. Bu nedenle ebeveynler -bir kısmı öğrencilerin zoruyla- bu toplantılara merakla katılırdı.
Ama değişmeyen şey nedense dün de bugün de başarısız ve okulda sürekli problem çıkaran öğrenci velilerinin okula kolay kolay uğramaması.
***
Velilerin okulla ilişkileri de sosyo-kültürel-ekonomik şartlara göre değişim gösterebiliyor. Bazı veliler çok fazla okulun içinde iken bazıları ise hemen hiç görünmez. Tabii ki bu durum zaman zaman trajikomik hikayelere de yol açar.
Bir okulumuzda BEP’li (yaş olarak değilse de zihni gelişimi arkadaşlarının gerisinde) bir öğrenci kaynaştırmalı olarak eğitim alıyor. Velisi ise neredeyse her hafta okula gelerek okul idaresi ve öğretmenleri sürekli taciz ediyor. Neden? Karı-koca bir şirkette üst düzey yönetici olan bu çift çocukları BEP’li olmasına rağmen çocuklarının en az diğerleri kadar başarılı olmasını istiyor.
Peki, bu mümkün mü? Kimin umurunda...
Okulla çok içli dışlı olan bir velinin öğrencisi öğretmeni delirtince öğretmen öğrenciyi biraz sert bir şekilde paylar. Öğretmen duruma çok üzülür ve gerilir çünkü velinin ertesi gün okula damlaması kesindir. Ve beklenildiği gibi veli okula koşarak gelir ama öğretmen bu kez hazırlıklıdır. Veli kapıyı çalıp içeri girer girmez öğretmen “Geldiğiniz çok iyi oldu lütfen beş dakika benim yerime sınıfa bakabilir misiniz?” der ve sınıfı veliye bırakır. Sinirleri gergin öğretmen dışarı çıkıp bir süre oyalandıktan sonra sınıfa döner. Veli için 15 dakikalık sınıf macerası yetmiştir, öfkeyle okulun yolunu tutan veli öğretmene sabır dileyerek okuldan ayrılır.
Okulda bir öğrenci rahatsızlanır, öğretmeni öğrenciyi en yakın hastaneye götürüp tedavi ettirir ve evine götürür. Doktorun yazdığı reçeteyi de veliye uzatır. Veli “Hocam, görüyorsunuz inşaatımız (3. katı çıkıyorlar) var, keşke ilaçları da alsaydınız!” diye serzenişte bulunur kirada oturan öğretmene.
Kız-erkek yatılı bölge okullarında öğrencilere mont-ayakkabı gibi ihtiyaçlar okula gelen yardımlardan karşılanır. Ne hikmetse okul tarafından verilen bu eşyaların çoğu her köye gidiş gelişte yok olur. Öğrencilere neden montunuz-ayakkabınız yok denildiğinde “Öğretmenim annem-babam dedi ki öğretmenlerin sana yenisini alır.”
Okulda sürekli arkadaşları ile kavga çıkaran bir öğrencinin velisi okula davet edilir. Veli yanında üç adamla külhanbeyi gibi müdür yardımcısının odasına girer ve kendisini tanıtmadan “Buyurun beni istetmişsiniz! Bir durum mu var?” der.
***
Okulların son haftaları öğrenciler için müthiş bir not trafiği ile geçer. Pek çok öğrenci öğretmen öğretmen “Hocam belge almam için ya da geçmem için X puan lazım.” diye dolaşırken bir bakmışsınız neredeyse bütün okul belge almış olur.
E-okul’da not çizelgelerindeki performans notlarını elinizle kapattığınızda öğrencilerin yarısından fazlasının en az birkaç dersten başarısız, sınav notlarını kapattığınızda ise tüm derslerden fazlasıyla başarılı olduklarını görürsünüz.
Keşke öğrenciler son haftalardaki not istemek için harcadıkları enerjiyi derslerinde başarılı olmak için harcasalar emin olun öğretmenlere hiç ihtiyaç duymadan istedikleri belgeleri zaten kendileri alacak.
Tüm öğrencilere iyi tatiller...