Ak Partinin en büyük iddiası dindar ve ahlaki değerlere sahip bir nesil yetiştirmekti. Peki, ne oldu?
Eski Türkiye çok mu iyi idi? Elbette birçok kusuru vardı ama beğensek de beğenmesek de bir takım değerler hala toplumda sağlamdı. Zenginlik arttıkça, kağıt üstünde de olsa eğitim seviyemiz yükseldikçe kültür seviyemiz yükseleceğine tam tersine bayağılık seviyemiz dip yaptı.
Türkiye günlerdir Narin Cinayeti ile çalkalanıyor. Ölen kızımız mezarında bile rahat bırakılmadı. Çekirdek çitler gibi günlerdir dilimize pelesenk ettik ama yeni Narinlerin olmaması için bir çabamız da yok…
Bu arada bir sürü sorun var ama bu sorunları kimse görmek istemiyor.
Gerçek Türkiye akşam kuşağındaki programlarla sürekli karşımızda. Bu programlarda yaşanan rezillikleri roman diye yazsak ne ahlaksızlığımız ne aşağılıklığımız kalır, hatta Türk toplumunun değerlerine hakaretten içeri bile atılabiliriz ama tüm bunlar yanı başımızdaki mahallelerde gizli-açık yaşanıyor.
Tezatların bir arada çok rahat yaşandığı bir topluma döndük.
Ödül-ceza sisteminin oturmadığı bir toplumdan zaten ahlak da çıkmaz hukuk da çalışmaz. İstediğiniz kadar dindar görünün olmaz. Din-ideoloji günahların üstünü örten bir tüle dönüşmüşse felakete koşar adım gidiyorsunuz demektir. Türkiye’de pek çok insan günah işleyip günahlarından ibadetle arınabileceğine inanıyor, inandırılıyor. Şüphesiz Allah’ın merhametinden ümit kesilmemeli ama ümit kesmemek demek her haltı yedikten sonra kendisinden başka kimseye faydası olmayan riyazetle kurtulabileceğiniz anlamına gelmiyor.
Keza, inanmak istemesek de kanunlar adamına göre çalışıyor izlenimi hepimize hakim…
İbadet, dua, tövbe adına ne dersek diyelim bizi eski halimizden uzaklaştırmıyor sadece o anlık pişmanlığımızın üstünü örtüyorsa buradan ahlaklı bir toplum çıkmaz. Olması gereken kırmızı ışıkta geçtiğinizde şak diye cezanın hesabınıza düşmesi gibi olmalı…
Eskilerin anlayacağı şekilde yazalım; pirince bulgura taş katıp tartıyı bozduktan sonra namaza gitmenin, oruç tutmanın hatta zekat vermenin çok da bir anlamı yok…
Onları da yap ama pişmanlıkların senin hal ve hareketlerine bir izan getirsin.
Parası var diye bir adam çıkıp uçakta olay çıkarabiliyor ve bunu utanmadan yaparken polisimizde kendisini adeta ricacı gibi sakinleştirmeye çalışıyorsa bu kişi yarın bir başkasının canına kıymayı kendinde bir hak görebilir ve nitekim görüyorlar da!..
Bu işin başı okulda başlıyor.
Okullar, sokaklar bir yandan Çakırlar, Polatlar, Mematilerle dolu iken bir tarafta da Dilanlar vs. ile dolu.
Türkiye geçen hafta içinde bir veli cinayetinden son saniyede silahın tutukluk yapması ile kurtuldu. Bir veli; çalışmadığı, verilen görevleri yapmadığı için sınıfta kalan çocuğu için okul müdürünü öldürmeye teşebbüs edecek kadar küstahlaşabiliyorsa varın gerisini siz düşünün.
Ülkece çivimiz çıkmış durumda. Trafikte hiç kimse güvende değil çünkü her an bir magandanın tacizine, saldırısına uğrayabilirsiniz. Çakarlı aracı ile sizi sıkıştıran kişi bir mafya bozuntusu çıkabilir ve siz hayatınızı riske etmiş olabilirsiniz. Polis on metre ötenizdedir ama size yardım etmezken basit bir kabahatten dolayı sabahın köründe evinizden alınabilirsiniz.
Pek çok şehrimizde sokaklar belli bir saatten sonra bırakın kadınları erkekler için bile güvenli değil.
Cebimizde eskisi gibi paramız olmadığı gibi ahlakımız da dip yapmış durumda. Tüm bu olan biteni sadece iktidar-muhalefet döngüsünde tartışmak doğru değil çünkü aslında yok birbirimizden farkımız.
Halkın bir kesimine küfredeni, aşağılayanı savunanlar ile bunları içeri atalım diyenler aslında aynı zihniyetin iki farklı yüzü.
Ahlaklı bir toplum olabilse idik karşımıza çıkan durumlara kişinin aidiyetlerine göre tepki vermezdik.
Israrla yazılarımda belirtme ihtiyacı duyuyorum ki bizim toplumumuzun ortalama bir ahlaki düzeye sahip olamama sorunu var.
Ortalama bir ahlaki diskurumuz olmadığı için kolayca Narinler öldürülebiliyor, Gülistanlar kaybolabiliyor, çocuklar taciz edilebiliyor, kimin eli kimin cebinde oynanabiliyor. Trafikten futbola her yerde bu eksikliğimiz ortada ama gelin görün ki bu eksiklik genelimiz için bir nimet. Çünkü bu ortam kuralsızları ayakta tutuyor. Torpili, adam kayırmacılığı, akrabacılığı vs. besliyor. Olan da ...
Narin olayı neden 25 günde aydınlatılamadı diyenlere de bir soru; Rabia Naz olayı 6 yıldır aydınlatılabildi mi ki biz 25 günü çok buluyoruz?
Gerçekten hedef neydi?