Bayram vesilesi ile kimi ailesini ziyaret için kimileri de tatil için yollara dökülmüş durumda. Öncelikle Allah herkese güzel bir bayram ve kazasız belasız yolculuklar nasip etsin. Trafik kurallarına uymak, yorgun argın araç kullanmamak elbette şart.
Kurallara uymak demişken Ak Parti döneminde ulaşımda atılan adımların hakkını vermek şartı ile gönül isterdi ki kara ve hava taşımacılığına verilen önem keşke demiryollarına da yeterince verilseydi. Elbette hızlı tren projeleri çok önemli ancak yetersiz.
Bugün kara yollarında en büyük sorunun ağır vasıta araçlardan kaynaklandığını görüyoruz. Her yaz aşağı yukarı 6-7 bin km yolculuk yapan birisi olarak özellikle ana arterlerde ister devlet yolu ister otoban olsun yoğun bir ağır vasıta trafiği var. Buradan kimsenin aklına ağır vasıtalara ve şoförlerine karşı bir ön yargı sahibi olduğum gelmesin, herkes ekmeği için mücadele ediyor.
Dikkat çekmek istediğim nokta yük taşımacılığında hala demiryollarının istenen seviyede olmaması. Demiryolları ağımız son yıllarda karayollarındaki atağın bir benzerini yaşamış olsa idi bugün karayollarındaki ağır vasıta sayısında bir artış değil muhtemel bir gerileme söz konusu olacaktı. Bunun karayollarını hem güvenlik hem de bakım masrafları açısından rahatlatacağını herhalde söylemeye gerek yok. Yine mal fiyatlarındaki ulaşım maliyeti de fazlasıyla düşecek bu da fiyatlara yansıyacaktı. Tonlarca mal yüzlerce araç yerine belki bir iki tren katarı ile kısa sürede hedeflerine ulaşabilecekti.
Türkiye’nin en büyük ithalat kaleminin petrol ve türevleri olduğu düşünülürse elde edilecek kâr ve tasarrufun çapı ve ekonomimize katkısı tahminlerimizin çok, çok üstünde olabilirdi.
Hizmete yakın zamanda giren İstanbul-İzmir otobanının tartışılan fiyatlarını hepimiz biliyoruz. Ben de dahil pek çok kimse istese de bu yolu çok acil durumlar dışında kullan(a)mayacak. Son yıllarda yap-işlet-devret (YİD) yoluyla yapılan projelerin maliyeti halk için gerçekten çok yüksek. Bu yollara-köprülere-geçitlere fiyat garantileri verilirken Dolar ve Euro’nun TL karşısındaki pozisyonunu hatırlarsak o günlerde uygun gibi gözüken fiyatlar bugün için maalesef oldukça fahiş durumda.
Peki ne yapılabilir?
Piyasa ağzı ile söyleyecek olursak sürümden kazanmak hedeflenmeli. Zaten devlet bu yollardan geçsek de geçmesek de YİD şirketlerine taahhüt edilen miktarı ödeyecek öyleyse fiyat indirimleri ile geçen araç sayısını ikiye üçe hatta beşe ona katlama şansı varken neden bundan geri duruluyor anlamış değilim. Hem devletin bir görevi de halkının hayatını kolaylaştırmak değil mi?
Örneğin Avrasya Tüneli yıllık araç geçiş garantisi 25.6 milyon. Fiyatı köprüler kadar ucuzlatmasak bile bir miktar aşağı 10-15 TL arasına çeksek muhtemelen bu tüneli kullanan araç sayısı artacak ve ödenmesi gereken garanti ücret için hiç geçmeyecek insanların cebinden belki de hiç para çıkmayacak. Bu işi çift taraflı düşünmek gerek geçen araçların köprüden geçmek için harcayacakları yakıtta kesemizde kalacak fayda maliyeti hesaplananın da üstünde olacaktır.
Aynı şeyler İstanbul-İzmir otoyolu ve Osmangazi köprüsü içinde geçerli. Bir otomobil için olan 256 TL’lik maliyet 100-125 TL olsa eminim o güzergah üzerinde yolculuk yapacak herkes bu yolu kullanacaktır.
Yavuz Sultan Selim köprüsü ve bağlantı yolları da buna dahil. Özellikle İstanbul’u transit geçmek isteyen illerin yolcuları uygun fiyat olduğu takdirde İstanbul trafiğinde kaybedecekleri zamanı makul bir fiyatla takas etmeyi gönülden isteyecektir ama kısıtlı gelire sahip vatandaşımız çoğu kez maliyet hesabı yaparken vaktinin daha büyük bir kısmını yollarda geçirmeyi tercih etmektedir.
Twiter, Facebook aleminde olduğu gibi “Rihanna konserine 7000 TL verdiler, Bodrumda 5 TL’lik lahmacunu 100 TL’ye yediler bu ne nankörlük!” demenin alemi yok. Bu paraları verebilecek vatandaş sayısı %3’ü 5’i geçmez. Ve eminim bu paylaşımları yapan ve beğenenlerin pek çoğunun böyle bir gücü yok.
Fazla uzattık ama son olarak bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum. Trafik kurallarına uyalım dedim ama yeni yollarımızın pek çoğundaki hız sınırları gerçekten çok düşük. Pek çok yolda ayağınızı gazdan çektiğinizde bile araçlar kendiliğinden 120-130 hatta 140’ları bulmakta. Sürücülerin büyük bir kısmı limitleri sonuna kadar kullanırken kurallara uyduğunuz da bu kez yollar da tehlike yaratan kurala uyanlar oluyor. Ulaştırma bakanlığı bu konuya ivedilikle el atarsa sanırım güzel olur.