Geçen hafta tüm Türkiye asgari ücret görüşmelerine ve çıkacak enflasyon farkına kilitlendi. Net asgari ücret 2002 Aralık ayında 184 (6 sıfırsız) TL iken 2022 yılında Ocak ve Temmuz zamları ile net 5500 TL oldu. Bu rakamların ilerleyen süreçte ekonomiyi nasıl etkileyeceği, az çok ekonominin işleyişinden anlayanlar için belli ama önce 2002 yılına dönelim istiyorum.
2002 yılı aralık ayı verilerine göre en düşük memur maaşı 392 TL, en düşük memur emeklisi: 377 TL, SSK’lı: 257 TL, BAĞ-KUR’lu ise 66 TL alıyordu. BAĞ-KUR’lular dışında hiçbir maaş asgari ücretin altında değildi.
Rahmetli Babam inşaat işçisi olarak emekli olduğunda aldığı ilk maaş o günkü asgari ücretin iki katı kadardı. Vefatından hemen önce aldığı son maaş ise güya bugüne kadar enflasyona karşı kimseyi ezdirmediğini söyleyen Ak Parti iktidarında asgari ücretle hemen hemen aynı seviyeye düşmüştü.
Hani o “en düşük emekli maaşını Ocak’ta 2500 TL’ye, Temmuz’da 3500 TL’ye yükselttik” şeklindeki sükseli sözler var ya, maalesef içi boş sözler. BAĞ-KUR emeklilerini bir kenara koyarsak diğerlerini asgari ücretin altına mahkûm ettik dense yeridir.
21 yıllık çalışmanın sonunda Kasım 2021’de emekli olan öğretmen eşime bağlanan ilk maaşı asgari ücretin %34 fazlası ile 3800 TL idi ve Ocak’ta maaşı 4954 TL olurken asgari ücretle arasındaki fark %34’den %17’ye, 1000 TL’lik fark da 700 TL’ye indi.
Halbuki aradaki %34’lük fark korunmuş olsa alacağı emekli maaşı 4954 TL değil 5700 TL olacaktı. Eşimin maaşını 2002’deki en düşük memur maaşına denk kabul edersek o günkü %113’lük farkla maaşının 9000 TL’den fazla olması gerekiyordu.
2002 yılı Aralık ayında yeni başlayan bir öğretmen 470 TL maaş alıyormuş yani asgari ücretin % 155 fazlası. Buna göre de 2022 Ocak ayında yeni başlayan bir öğretmenin maaşı 10845 TL civarı olmalı idi. Son asgari ücret zammına göre ise Temmuz itibariyle maaşların 14000 TL barajını çoktan geçmesi gerekiyordu. Yıl başından beri 6354 TL alan 9/1’indeki öğretmenin cebine açıklanan enflasyon farkı %41,69 ile birlikte Temmuz ayında ancak 9002 TL girecek.
Halbuki bugün göstergede gidecek yeri kalmayan 20-30 yıllık bir öğretmenin maaşı bile 8700 TL’yi ancak buluyor ve Temmuz zammı ile 12880 TL’yi ancak bulacak, onun bir kısmı da vergi dilimine kurban gidecek. Kimse ek ders nerede demesin alandan daha çok al(a)mayan var.
Geride kalan 20 yılın sonunda öğretmen maaşı %1914 kat artarken asgari ücret ise tam %2889 kat artmış. Bunu diğer tüm sektörlere yayabiliriz sanırım.
Yeri gelmişken bir ayıbı da yazalım buraya: Asgari ücretliye 4253 TL ödenmesini isteyen devletimiz haftada 30 saat derse giren ücretli öğretmenine (4 Hafta için) sadece 3400 TL para ödedi bu yıl…
Ak Parti İktidarı 2002’den beri memurlara hemen her seferinde resmi enflasyon(!) oranı kadar ya da 1-2 puan fazlası zam yaparak bir kere bile gerçek anlamda refah payı vermedi. 2016’dan beri de zorunlu olarak enflasyon oranında zam yapılıyor.
Halbuki, Ak Parti geçmişte ülkenin ekonomik olarak iyiye gittiği dönemlerde oluşan refah ortamından çalışanları bir nebze uygun oranlarda faydalandırsa idi salgın döneminde yaşanan kriz toplumu, özellikle beyaz yakalı orta sınıfı -yanlış adımlara rağmen- bu denli etkilemezdi. Memur zamlarını kıskanmak yerine bu oranların memur olmayanların alacakları zamlar için de ciddi bir gösterge olduğunu göz ardı etmemek gerekiyor sanırım.
Bugün Türkiye’de çalışan nüfusun ezici çoğunluğu maalesef asgari ücret ve biraz üzerine mahkûm edilmiş durumda. Meselenin asgari ücretin azlığı ya da çokluğu olmadığı belli, ancak kamuoyunun çoğunluğu hala asgari ücretin gerçekte ne anlama geldiğini anlamaktan çok uzak.
Neden, bir insan asgari ücretle çalışmak zorunda kalır?
Cevap aslında çok basit. Bilgi, beceri, yetenek vs. her ne ise bu birikimi ile yapmaya talip olduğu işe ya ihtiyacın çok çok üzerinde bir talep vardır ya da o alanda hiç kimsenin bir hizmet talebi yoktur.
Yıllardır aklı başında herkes yazıp-söylüyor. Bu hali ile üniversite diplomaları anlamsız. Üniversite diplomasını o kadar ucuzlattık ki bugün piyasada kasiyerlik, temizlikçilik, bekçilik vb. aslında çok da fazla beceri ve bilgi gerektirmeyen birçok alan için -hangi alan olduğundan bağımsız- ön lisans ya da lisans diploması isteniyor. Nitekim Emniyet Genel Müdürlüğü bile polis alımlarında 4 yıllık Lisans mezunlarına daha fazla kadro veriyor.
Asgari ücretin açıklandığı saatlerde karşılaştığım lise terk eski bir öğrencimin zam hakkında yaptığı yorumu, bugün güya iyi eğitimli üniversite mezunlarının bile yapabileceğini sanmıyorum: “Hocam bu oran bize zam sağanağı ve benim gibi asgari ücretten daha fazla gelir elde edenlerin de gelirlerinin azalması olarak döner.”
Bazen hayat, öğrenmek isteyene okuldan da kitaplardan da daha çok şey öğretir insana!..