Beşiktaş Belediye Başkanı yolsuzluk iddiasıyla tutuklandı. Bu olayın akabinde de doğal olarak tartışmalar başladı.
Tartışmaların merkezinde en çok sorulan soru da şu: “Bu bir yolsuzluk soruşturması mı yoksa siyasi bir operasyon mu?”
Ve bu sorular üzerine de birçok yorum yapılıyor.
Açıkçası bu yaşananların içini şu an itibariyle tam olarak bilmiyoruz. Bir anlamda tutuklamaya konu olan dosyanın ayrıntılarını bilmiyoruz.
Diğer taraftan iddia edildiği gibi bu yaşananlar siyasi bir operasyonu işaret ediyorsa durum sıkıntılı.
Sıkıntılı diyorum zira bu durum ekonomiden ve birçok sebepten ötürü bunalan, çözüm bekleyen kalabalıkların daha da umutsuzluğa düşmesi anlamına gelecektir.
Yinelemek isterim: Bu yaşananlar iddia edildiği gibi siyasi bir operasyonu işaret ederse eğer…
Bu durumda CHP’nin aksine AK Parti’nin zarar göreceği düşüncesindeyim.
Bu noktada kalabalıklar öncelikle şunu soracaktır:
“Yıllardır duyduğumuz, gördüğümüz birçok yolsuzluk iddiası neden şimdiye kadar hakkıyla araştırılmadı ya da üzerine neden hakkıyla gidilmedi?”
Bu soruyu en başta da özellikle makulün sesi olan kalabalıklar soracaktır. Burada ideolojinin önemli olmadığı düşüncesindeyim.
Sağmış, solmuş, ‘şu’cuymuş, ‘bu’cuymuş… Önemli değil…
Burada hakikatin sesi yükselecektir. Ne zamandır unuttuğumuz değerlerin sesi yükselecektir.
Zaten insanların canı burnunda…
Şu an ses gelmiyor gibi görünebilir yalnız bu yaşananlar siyasi bir operasyona dönüşürse eğer…
O zaman öncelikle yüreklerde ‘mağduriyet duygusu’ ortaya çıkacaktır. İşin içinde yolsuzluk dosyaları olsa bile mağduriyet duygusu daha yukarıda olacaktır.
Böyle diyorum zira mağduriyet duygusu çok güçlü bir duygudur doğrusu…
Bu duygunun karşısına istediğiniz argümanı koyun baş edemezsiniz.
Sel gibi sizi önüne alıp sürükler, götürür.
AK Parti’nin seçmen havuzunda çekirdek seçmeni dışında işler iyi gitsin, istikrar olsun diyen önemli bir kesim de var. Bu kesim şu an daha çok kararsızların içinde gibi. Kararsızım diyor ama bir taraftan da AK Parti’ye bakıyor neler yapıyor diye.
İşte özellikle bu kesimin bu olaylara tepki göstereceği düşüncesindeyim. Bununla birlikte muhalefet tarafında da mağduriyet duygusunun güçlü bir şekilde ortaya çıkacağı düşüncesindeyim.
Ayrıca birkaç gündür yorumlara bakıyorum. CHP ne yapacak bu durumda diye soruluyor?
Diyeceğim şu ki CHP en başta bu olaylarla birlikte ortaya çıkan duyguları yönetsin…
******
Makulün sesini artık daha fazla duyabiliriz diyorum zira son dönemde yaşananları yürekler artık taşıyamıyor.
Örneğin Özlem Gürses’in kendi YouTube kanalında kendi ifadesiyle 'dil sürçmesi' hadisesi nerelere kadar geldi.
Açıkçası Gürses’in sağlık muayenesine götürüldüğü andaki kelepçeli fotoğrafı yayınlandığında sanki o kelepçeler benim bileklerimde gibi hissettim. Eminim birçok kişi de böyle hissetmiştir.
Diğer taraftan Gürses’in ev hapsinde kelepçeli bile olsa dik durması sessiz yürekleri hem üzdü, hem de umutlandırdı.
Ne diyelim? Durumuz bu.
“Gelmez söğütler görmez halimiz harap
Sizin olsun yalan dünya ne var bu dağlarda ey söğütler?
Gittiniz de dönmediniz bıraktınız bizi bu yâd ellerde
Can dertte, can gurbette, ey söğütler can çığlık çığlığa duyan yok…”