Son dönemde İstanbul’da taksi bulmak altın madeni bulmak gibi bir şey.
Ya da çölde vaha görmek gibi bir şey.
Belki biraz abarttığım düşünülebilir ve fakat gelinen bu süreçte taksi; çok değerli, ulaşılamaz anlamında.
Aslında İstanbul’da yağmur yağdığında ya da yoğun trafik saatinde taksi bulmak hep sıkıntılıydı ama artık imkânsız desek yanlış olmaz sanırım.
Diğer taraftan bazı taksi şoförlerinin tekinsiz tavırları ya da müşteri beğenmemesi, çoğu taksinin eski olması, pis olması gibi tartışmalar da geride kaldı.
Açıkçası taksi bulamayınca bu tartışmalara de gerek kalmadı.
Maalesef şu an acil bir durumda taksi bulamama ihtimali çok yüksek.
Böyle bir şey olabilir mi?
Cevap: “Olmaz, olmamalı.”
Ama kime ne?
Yukarıdakilerin arabası var nasılsa… Vatandaşı kim düşünecek?
Vatandaş baksın başının çaresine.
Bir de İstanbul Taksiciler Odası Başkanı çıkıp çıkıp konuşuyor. Sanırsın tüm taksiler kendisinin…
Çözüm yok. Anca ayak direme.
Anlaşılan o ki, bu mesele konuyla ilgili yetkililer tarafından da görülüyor ama maalesef herhangi bir adım atılmıyor.
Öylece izleniyor, bir anlamda görmezden geliniyor.
Merak ediyorum bu vaziyet nereye kadar izlenecek?
Yetkililer sanırım uykudalar. Sessiz olalım da uyanmasınlar!
Öte yandan arabanız yoksa yandınız ki ne yandınız.
Bu da ayrı bir problem. Şu an araba sahibi olmak da çok zor.
Bir tarafta sürekli fiyatlar artıyor, diğer tarafta da sosyal medyadan izliyoruz… Arabaları stoklayan stoklayana…
İşin gerçeği araba almak hayal oldu. Taksi bulmak hayal oldu. Ev almak zaten hayal.
Ne diyelim?
Hep birlikte Zeki Müren’in ‘Rüyalarda buluşuruz’ şarkısını söyleyelim.
“Gözümüz yaş dolsa bile
Zaman geçmiş olsa bile
Rüyalarda buluşuruz”
******
Birkaç gündür yine sahadayım. Özellikle taksi meselesini sordum. Cevaplar hiç de iç açıcı değildi.
Birçok kişinin dilinde ‘servetine servet katan plaka ağaları’ söylemi. Bu problem çözülmeden taksi meselesinde yol alınamayacağı söyleniyor.
Sanki ‘oligopol piyasa’ özellikleri hakim gibi. Belli bir yapı tarafından piyasa kontrol ediliyor ve yenilerin bu piyasaya girişinde engeller çıkarılıyor.
Dolayısıyla genel olarak İstanbullular bu meseleden çok şikâyetçi. AK Partililer ya da diğer seçmenler fark etmiyor.
Özetle taksi meselesi yakın dönemde çözülmez ise…
Bu konunun çözümüne ayak direyenler sonuçları yerel seçimlerde net bir şekilde test etmiş olacak…
******
Sahada özellikle AK Partililere sorular sordum. Yeni kabineyi de sordum.
Ekonomiyle ilgili şikâyetler bir bir sıralandı. Zamlardan çok şikâyetçiler. Emekliler özellikle… Bir an önce emekli maaşlarına iyileştirme talep ediliyor.
Konu zamlardan açılmışken Mehmet Şimşek’i de sordum. Açıkçası Şimşek’ten çok eski dönemde yapılanlara kızılıyor.
Bu noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kızılmıyor. Çoğunlukla alt ekiplere kızılıyor. Konu Erdoğan’a gelince cümleler ‘Reis’ olarak devam ediyor.
Şu an için Şimşek’in yeni geldiği ve bu durumu çözmeye çalıştığı görünüyor denilebilir.
Örneğin Şimşek’in hedeflere ulaşmak için ‘biraz sabır ve zaman’a ihtiyaç olduğu cümlesini tekrar edenler oldu.
Bir taraftan sabredelim deniyor ama hızlı bir şekilde iyileşmenin de beklendiği söylenebilir.
Ayrıca Hakan Fidan’ın ismini özellikle belirtenler oldu. Fidan ile ilgili konuşulurken özellikle güç kavramı üzerinde duruldu. Açıkçası direkt güç kavramı belirtilmiyor ama biraz soruları derinleştirince altta yatanın güç kavramıyla ilgili olduğu görünüyor. Yani ilk izlenim olarak AK Partililer Fidan’ı güçlü bir figür olarak tanımlamış denilebilir.
******
Kitleler ekonomi başta olmak üzere birçok sorunla boğuşuyor. Ve doğal olarak iktidar ile birlikte muhalefetin de ne dediğine dikkat kesiliyor.
Gel gör ki muhalefetten istenen ses bir türlü duyulamıyor.
Seçim sonrasındaki ‘dağınık görüntü’ hâlihazırda devam ediyor.
CHP kendi içindeki sorunlarla boğuşuyor. Diğer partilerden de pek ses çıkmıyor doğrusu.
Özellikle Akşener ve Babacan’ın sesi hiç duyulmuyor…