Yavrularımız en önde
Ne palto
Ne de bir mont
Sırtları incecik ceylanların
Elleri buz gibi
Issız kalmış dalları
Sökülmüş kökleri gürgenlerin
Kapanmış
Maraş’ın yolları
Tortum Şelalesi buz tutmuş
Denmiş ‘kader planı’
Ah, nasıl edem?
Gündüz olmuş
Gece
***
Susmuş ceylanlar
‘Biz’ milyonlar gibi üşüyor
Gökteki bulutlar gibi
Eriyor
Tercan ovası gibi
Sızlıyor
Olmaz olsun
Şu feleğin gölgesi
Küsmüş gönüller
Yerle bir olmuş ekinler
Saçılmış her yana yükler
***
Arkada
Paltolar, bereler, atkılar
Var da var
Kimse de çıkarmamış
Paltosunu
Sarmamış ceylanları
Bilmemiş, görmemiş
Yaralarını
Hele bir de çevikçe
Kalabalığı yarıp
Önde ‘resim verenler’
Hiç mi duymaz feryatları?
***
Derdi çeken bilirmiş
Sessizce akıtırmış
Neredesiniz yıldızlar?
Yakın ışıkları
Göz gözü görmez oldu
Neredesiniz söğütler?
Gelin artık dağların ardından
Omuz olun canlara
Çare olun gönülden gönüle
Kanat olun ceylanlara
Sarıp sarmalayın
Canım Anadolu’yu
Söküp atın şu acıyı uzaklara