Kimileri milyonların içinde yüzerken
Garipler de bir kuru hayalin peşine düştü de
Rüzgâr bile dayanamadı, tozu dumana kattı ya
Şimşekler de öfkeden ardı ardına çaktı da
Bunca olan hiç mi görülmez, bilinmez diyenlere de he de geç!
***
Anca analar, âşıklar dövünsün
Yürekler de yansın, kavrulsun
Zenginin canı yerinde nasılsa
Zalimlerin gönlü hoş olsun da
Kim ne yapsın düşeni, yolda kalanı diyenlere de he de geç!
***
Hiç mi sezilmez bir varız bir de yokuz?
Ağalara, sultanlara yar olmayan kime kaldı ki?
Şu dağlarda halden bilmez oldu da
Yer gök derdini yananlarla doldu diyenlere
Kör olası düzen kaldı mı başımıza diyenlere de he de geç!
***
Alın başımızdan bunca derdi, taşıyamaz olduk gayrı
Atın ta kuş uçmaz, kervan geçmez diyarlara
Dayanamaz olduk bilmeze, zalime dense ya
Her yanımızı yalancı, yağmacı sardı diye bağıranlara
Dağ, taş yandı da bunca adaletsizliğe diyenlere de he de geç!
***
Evimiz, barkımız başımıza yıkıldı diye tenhada içerleyenlere
Elimizde avcumuzda ne varsa uçtu gitti diyenlere
Nefessiz kaldık diye soyha feleğe kızanlara da ‘He de geç’ mi denilecek?
Yüreği buruk görmezden gelinenler de her yeri sarmış
Bir zamanlar damdan düşenler de gol peşindeymiş ya
Yaralar yokmuş, kapanmış gitmiş, hele de kalpler hiç kırılmamış ya
Ne diyelim?
He deyip geçelim!