Dünya genelinde koronavirüsün etkileri yıkıcı olmuştur ve olmaya devam ediyor. Hâlihazırdaki salgın karşılaşılan tek küresel sorun değildir doğrusu… İklim değişikliği, temiz suya erişim gibi diğer konuların da acilen ele alınması gerekiyor. Bu bağlamda, koronavirüs gibi sınırları aşan problemlerin kutuplaşmış bir dünyada çözümünün de kolay olmadığı belirtiliyor.
Aksine, bu şekilde zor meseleler, uluslararası işbirliğini geliştirerek ve en önemlisi ortak bir kader duygusu geliştirerek çözülebilir.
Belki de bugün ülkelerin, hükümetlerin çözüm için ortaya koydukları tüm çabalar 21. yüzyılın tanımlanmasına da yardımcı olacaktır.
Tam da içinden geçtiğimiz bu zor zamanlarda, belki de ortak bir kader duygusu geliştirmek iyi gelecektir hepimize…
*****
Son dönemde hep bir huzursuzluk var içimizde… Ne zaman geçeceğini bilmediğimiz bir huzursuzluk hali… Geleceğin kimse tam olarak ne getireceğini bilmiyor doğrusu… Sorularla dolu günlerden geçiyoruz… Kimsenin de tam olarak cevaplayamadığı sorular… İşte tam da böyle zamanlarda birbirimize destek olmamız gerekmez mi?
Birde böyle zor dönemlerde şiddet haberleri canımızı çok daha acıtıyor.
Artık kadına yönelik şiddet konusunda birlik olmamız gerekmiyor mu? Birçok konuda olması gereken de bu tabii…
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “Memleket Masası” önerisi, bu süreçte, şiddeti, kadın cinayetlerini önlemek için toplanamaz mı?
Hepimizin yüreği yanıyor… Bu yangın yerini söndürmek için çözüme katkı sunacak kişilerin bir araya gelmesi gerekmez mi?
Kınamak da bu konuda üzüntülerini belirtmek de önemli tabi ve fakat asıl bu konuda yapılması gereken “Çözüm Masası”nın oluşturulması değil midir?
Sorular, sorular…
Ayrıca, aşağıda belirtilen soruların daha çok yazılması, yorumlanması, cevaplanması da gerekmiyor mu?
“Uzmanlar, yetkililer her türlü şiddetin önlenmesi için daha fazla hangi önlemleri alabilir?”
“Sıklıkla yaşanan bu şiddet olaylarının altında yatan sebepler nasıl ortadan kaldırılabilir?”
“Kadına yönelik şiddete karşı, bir anlamda her türlü şiddete karşı daha çok farkındalık çalışmaları nasıl yapılabilir?”
Hükümetiyle, muhalefetiyle ve sivil toplum örgütleriyle birlikte “Her türlü şiddete karşı” çözüm üretilebilmesi için neler yapılabilir?
*****
“İstikrarlı zamanlarda, değişiklikler aşamalı olarak gerçekleşir, yıkıcı zamanlarda, yaşadıklarımız gibi, değişiklikler dramatik ve beklenmedik olabilir.”
Tesla’nın otomotiv sektörünün en değerli markası olması gibi… Ya da Jeff Bezos’un bir gecede milyar dolarlar kazanması gibi…
Geçen hafta Türkiye'nin yerli otomobil fabrikasının temel atma töreni düzenlendi. Törende TOGG CEO’su Gürcan Karakaş’ın konuşmasından bazı bölümleri belirtmek isterim: Karakaş şöyle diyor:
“Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’deki tüketicilerin elektrikli otomobil almaya yatkın olduğunu, hazır olduğunu gördük. Bu oran % 70’ler olarak Avrupa’nın ilk sıralarında yer alıyor.” Karakaş, bir anlamda elektrikli araç üretme hamlesinin ne kadar isabetli olduğunu belirtiyor.
Bu arada markanın TOGG ismi ile devam etmesi de çok yerindedir düşüncesindeyim. Zira Türkiye’nin otomobilini yediden yetmişe hepimiz benimsedik…
Ayrıca, Gürcan Karakaş’ın şu bilgileri vermesi de önemlidir: “Dünyada pandemi döneminde elektrikli araç projeleri (yeni nesil araç projeleri) ya durduruldu ya da ertelendi. Bizim ise, ekibimiz büyüyor, ekosistemimiz gelişiyor ve uluslararası tescillerimizi tamamlıyoruz.” Dolayısıyla, projenin hızlı bir şekilde ve çalışmaların da program dâhilinde devam etmesi önemlidir.
Diğer taraftan, BloombergNEF (BNEF) tarafından yayımlanan Yeni Uzun Vadeli Elektrikli Araç Satış Hedefi Raporu’na göre, 2040 yılındaki araç filosunun % 31’i elektrikli araçlardan oluşacak. Şu anda ise, elektrikli araçlar % 3’lük bir orana sahip. Özetle, geleceğin dünyasında elektrikli araçlar hayatımızda olacağına göre, TOGG’u en yakın zamanda yollarda görmek ümidiyle…
****
Ford Otosan, ülkemizin ilk yerli hibrit elektrikli aracı “Ford Custom PHEV” modelinden 2 adet test aracını Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne hibe etti. Araçlar Ulus ve Ankara Kalesi bölgesinde vatandaşlara ücretsiz servis hizmeti sağlayacak. Ayrıca Başkent 153 gezici aracı olarak da faaliyet gösterecek. Bu konuda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın söyledikleri önemlidir. Şöyle ki:
“Ankara’yı akıllı bir başkent yapmak, daha temiz, sürdürülebilir ve çevreci uygulamalarla vatandaşımızın hayatını kolaylaştıracak teknolojileri şehrimizde kullanmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz.” Ayrıca, Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün’ün de belirttiği üzere; otomotiv sektörü, tüm dünyada akıllı ve temiz şehirlere yönelik, çevreci ve teknolojik bir dönüşüm geçiriyor. Akıllı ve çevreci ulaşım sistemlerine yönelik yapılacak geliştirmeler; gelecekte artan nüfus ve şehirleşmenin yarattığı iklim değişikliği gibi çevresel konularda mücadelede önemli bir iyileştirme sunuyor.
Bu vesileyle, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin “Temiz şehir” uygulamaları çerçevesinde gerçekleştirdiği çalışmaların diğer belediyelerimizde de uygulanması dileğiyle…