Altılı Masa’daki partiler güç dengesini sarsabilecek mi?

Semra Alkan

Altılı Masa toplantılarında ilk tur, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun ev sahipliğinde yapılan altıncı toplantı ile tamamlandı.

Ve toplantı sonrasında liderlerin ortak açıklaması paylaşıldı.

Açıklamada en dikkat çekici cümle şuydu:

“Bugünden itibaren seçim öncesi, seçim dönemi, seçim günü ve seçim sonrası olmak üzere önümüzdeki tüm süreçlerde istişareye önem veren anlayışımızla birlikte yol yürümeye devam etme kararlılığında olduğumuzun altını tekraren çizmek isteriz.”

Aslında en önemli cümle de diyebiliriz…

Neden böyle söylüyorum?

Aynı masa etrafında ortak bir amaç için buluşan partiler arasında zaman zaman gerilimler yaşanabiliyor.

Açıkçası bu partilerin ortak bir amaç için de olsa bir araya gelmiş olmaları onların rakip olmadığı anlamına da gelmiyor doğrusu…

Bu durum da son derece doğal… Diğer türlü, hepsi aynı parti olurdu.

Şunu da biliyoruz ki, her parti oy oranını artırmak istiyor, bir anlamda sahanın en ücra noktasına kadar nüfuz etmek istiyor.

Ki bu da son derece doğal…

Diğer taraftan işlerinin kolay olmadığını da belirtmek isterim. Zira karşı bloktaki ana rakiplerin zayıf rakipler olmadığı hepimizin malumu…

Yani…

Seversiniz ya da sevmezsiniz ama 21 yıllık geçmişi olan bir AK Parti gerçeği ile karşı karşıyayız.

Ekonomide ya da genel yönetimle ilgili konularda yaşanan bunca olumsuzluğa rağmen oy oranlarını bir noktada şimdilik tutabilen güçlü bir rakip olarak da belirtilebilir.

Bir de bu kadar olumsuzluğa rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin uyumlu bir görüntü verdikleri aşikâr… Ki iki liderin de yıllarca siyasetin karanlık dehlizlerinden başarıyla çıktıkları unutulmamalı.

Diğer taraftan sahada ekonomiyle ilgili bu denli rahatsızlık varken Cumhur İttifakı yetkililerinin çok rahat olduklarını düşünmüyorum.

Asıl bu konuyu konuşmamız gerekirken daha önemsiz konuların içinde boğuluyoruz.

O zaman son dönemde muhalefetin gündemi belirlediği önermesi pek de geçerli değil gibi…

Ya da Altılı Masa ve Cumhur İttifakı arasındaki rekabet dengesi tam da Altılı Masa’nın istediği noktada değil gibi…

***

Görünen o ki, pazarlama stratejisi olarak Altılı Masa’daki partiler lider olma ya da başı çekmek için uğraş veriyor.

Yani karşı bloktaki lider partinin (AK Parti’nin) artık bulunduğu alanda liderliğinin son dönemlerini yaşadığı düşünülüyor. Özellikle ekonomideki kötü gidişat sebebiyle liderlik günlerinin bittiği hesabı ya da kendi yapacakları hamlelerle biteceği hesabı yapılıyor.

Bir anlamda yıllardır değişmeyen güç dengesini sarsmaya çalışıyorlar.

Ki bu stratejinin gerçekleşmesi için de agresif bir şekilde büyümeleri, etki alanlarını genişletmeleri gerekiyor.

Ayrıca seçime de çok zaman kalmadı…

İşte bu yüzden zaman zaman partiler arasında gerginlikler yaşanabiliyor.

Örneğin geçen hafta İYİ Parti’nin “Ekonomik İstikrar ve Kapsayıcı Büyüme Eylem Planı” toplantısında Bilge Yılmaz’ın belirttiği şu cümle dikkat çekiciydi…

“Bunu Ali Bey-Bilge Yılmaz mücadelesine çevirmek istemiyorum. Doğru da değil. Ama Ali Bey’in yapabileceğine inansaydım bugün burada olmazdım.”

Açıkçası aynı masa etrafında ortak bir amaç için hareket ederken bu gibi açıklamalar karşı bloktaki asıl ana rakiplere yarayabilir, ellerini güçlendirebilir.

Çünkü…

Altılı Masa’yı izleyen kararsız seçmenler bu gibi cümleleri duyduğunda belki hemen AK Parti’ye geri dönmeyebilir ama kararsız kalmaya da devam edebilir.

O zaman partiler yıllardır değişmeyen güç dengesini sarsmaya çalışılırken karşı bloktaki rakiplerin yeniden güçlenmesine katkı sağlayabilir.

Ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Bahçeli’nin bu yaşananları dikkatle izledikleri düşüncesindeyim.

Peki, yapılması gereken nedir?

Altılı Masa’daki partilerin kendi aralarındaki rekabet dengesini oluşturmaları anlamlı olacaktır. Diğer türlü kendi alanlarını genişletme esnasında yaşayacakları yol kazaları sebebiyle, asıl ana rakiplerin alanlarını genişletmiş olurlar.

Kalabalıkların Altılı Masa’dan beklediği nedir?

Partilerin mutabık kaldığı bir programla kalabalıklara seslenmeleri...

Ve asıl nefesler tutulmuş bir şekilde beklenen Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı sorusunun cevabı…

Şunu da belirteyim…

Partilerin işi kolay değil… Bu noktada empati yapmadığım düşünülmesin.

Bir taraftan masadaki her bir partinin büyümesi, etki alanını genişletmesi gerekiyor.

Diğer taraftan da ortak bir amaç için aynı masada olduklarını unutmamaları gerekiyor.

Arada yol kazaları da olabiliyor doğrusu…

İşte o yüzden toplantı sonrasında belirtilen şu cümlenin önemi bu noktadan sonra daha da artmıştır.

“Bugünden itibaren seçim öncesi, seçim dönemi, seçim günü ve seçim sonrası olmak üzere önümüzdeki tüm süreçlerde istişareye önem veren anlayışımızla birlikte yol yürümeye devam etme kararlılığında olduğumuzun altını tekraren çizmek isteriz.”

Bu bağlamda, Seren Selvin Korkmaz’ın da yazısında belirttiği üzere; Altılı Masa’daki partilerin birbirleri ile rekabet edebileceği demokratik düzleme geçiş için bugün etkin rekabetin değil etkin işbirliğinin zamanıdır.

Velhasıl;

Asıl karşı bloktaki rakiplere etkin rekabetin yapılması anlamlı ve önemlidir.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.