Siber savaşın önemli cephelerinden birisi de sosyal medya.
Sosyal medya siteleri ve onların cep telefonu uygulamaları, -zaman zaman en mahrem olanları da dâhil olmak üzere- kişisel verilerimizi siber sömürgecilerin eline kaptırdığımız mecraların başında geliyor.
Kitlelere bu tehlikeye karşı farkındalık kazandırmak oldukça zor ama tehlikenin farkında olan devletler en üst seviyede gardlarını almış durumdalar.
Çin, Facebook, Twitter, Instagram, Tumblr, Disqus, Reddit, Quora gibi sosyal medya uygulamalarının yanısıra Youtube, DailyMotion, Vimeo, Periscope ve Twitch gibi video paylaşım/canlı yayın uygulamalarının hiçbirini hudutlarından içeriye sokmuyor.
Ruslar kendi alternatif sosyal medya uygulamaları olan vk.com (VKontakte), ok.ru (Odnoklassniki), Rutube sitelerini kullanıyorlar.
Siber sömürgecilikle mücadelede en önemli cephe olan sosyal medya cephesinde ortaya yeni alternatifler koymak çok önemli.
Meseleye sadece teknolojik bir problem gözüyle bakmak yanıltıcı olur. Bu bir prensip, ahlak ve medeniyet meselesi. Eğer bu noktada yükselttiğimiz itirazlar, tutarlı, etik çerçevesi ve kırmızı çizgileri belli, makul ve sahici bir alternatif üretmezse hiçbir anlam ifade etmez.
Kimse yağmurdan kaçarken doluya tutulmak istemez.
Aslında tamamen yerli olarak üretilmiş, ülkemize mahsus diyebileceğimiz kendi alternatif sosyal medyamız hâlihazırda mevcut: İnteraktif Sözlükler ve forumlar.
Başta Ekşi Sözlük olmak üzere, Uludağ Sözlük, Süslü Sözlük, Dünya Sözlük gibi sayısız site “bize özel” bir sosyal medya alternatifi sunuyor. Ekşi Sözlük ülkemizde en çok tıklanan ilk on yerli site arasında. Çoğu kez hem gündemi belirliyor hem de gündemle ilgili haberlere en hızlı ulaşılan platform oluyor.
Forum tipindeki yerli sosyal medya örneklerimizden en öne çıkanlar ise memurlar.net, kizlarsoruyor.com, shiftdelete.com, donanimhaber.com gibi siteler.
İnternet haber portallerimiz -öyle tasarlanmadıkları halde- okuyucu yorumları sayesinde birer sosyal etkileşim platformuna dönüşüyor.
Bu saydığım “alternatifler” siber sömürgeciliğe karşı savaşta son derece önemliler. Tabi kişisel verilerin işlenmesi konusundaki kurallara uydukları müddetçe.
Bu sitelerimiz bize ümit ve heyecan verseler de Twitter ve Facebook’un doldurduğu alanların tümüne alternatif oluşturmuyorlar.
Twitter alternatifi, yerli bir “micro blogging” sitesi ve uygulamasına ihtiyaç var. Özellikle gençlerin temposu artan sanal dünyada, onları oyalayan uzun metinleri okumaktan imtina ettikleri biliniyor. Öyle olunca da ilgi, ister istemez micro blogging uygulamalarına kayıyor.
Facebook, bizi gerçek ismimiz ve ilişkilerimizle tanıyıp hepimizin aile, okul, iş ilişkilerimizi “öğrenmesi” sayesinde bize sürekli yeni irtibatlar öneriyor. Çoktan unuttuğumuz ilkokuldaki sıra arkadaşımızı, askerdeki devremizi, mahalledeki çocukluk arkadaşımızı bulup getiriyor. Sözlükler, forumlar genelde müstear isimlerle kullanıldığı için böyle bir imkân sağlamıyor.
Kişisel verilerimizi sömürmeyen, unutulma hakkına saygılı, mahrem bilgilerimizi siber sömürgecilerin dev “veri kazanına” atmayan alternatifleri nasıl üreteceğiz?
Alternatif yerli ve milli bir sosyal medya uygulamasının “tutması” için kullanım kolaylığı, hız, teknik stabilite gibi unsurlar elbette çok önemli. Ama daha önemlisi, siber sömürgeciliğe karşı toplumsal seviyede farkındalık geliştirebilmek için siyasetçisinden, sanatçısına, sporcusundan sosyal medya fenomenlerine kadar tüm “etkileyicilerin” kurulacak alternatif platforma taşınmalarını sağlayabilmek. Kitleler onları takip edeceklerdir.
İnsanlar, ancak ulusal ya da uluslararası seviyedeki “big brother’ların” gözetiminden gerçekten kurtulacaklarını bilirlerse yeni bir mecraya taşınabilirler. Şeffaf, denetlenebilir, kişisel verilerin ne amaçla kullanılacağını, kimlerle hangi şartlarda paylaşılacağını ve nasıl korunacağını açıkça ortaya koyan, kullanıcıların istemesi halinde tüm kişisel verilerini geri getirilemeyecek şekilde silen bir platform kurulmazsa gerçek bir alternatif üretilmiş olmayacağı için çabalar boşa gitmiş olacaktır.