Her zaman satan hikaye: Mazlumun rövanşı

Salih Cenap Baydar

Dünyaya içimizde bir adalet hissi ile geliyoruz.

Hayata gözlerimizi açtığımız andan itibaren bir adalet bekleme temayülü gösteriyoruz. Bir haksızlık veya eşitsizlik gördüğümüzde tepki veriyoruz.

O haksızlığın giderilmesinden, adaletin tekrar sağlanmasından bir tür tatmin hissi alıyoruz.

Tarih boyunca, bu temel hisse hitap eden sayısız hikaye yazılmış.

Mağdurun, mazlumun, ezilenin, haksızlığa uğrayanın güçlenip kendisine o muameleyi reva gören güçlü kişi ve topluluklardan intikam aldığı hikayeler...

Mesela Monte Cristo Kontu, Suç ve Ceza, Sefiller hemen akla geliveren roman örnekleri.

Sinemada Ben Hur, Spartacus, Viva Zapata, Rambo, Gladiator, Django Unchained, V For Vendeta, Snowpiercer, White Tiger, Joker gibi sayısız örnek var.

Pink Floyd’un “Another Brick in the Wall”, Michael Jackson’ın "They Don't Care About Us", Rage Against The Machine grubunun Sleep Now in the Fire ve Gazapizm’in (daha önce müstakil bir yazıma konu ettiğim) “Ölüler Dirilerden Çalacak” video klipleri de müzik dünyasından verebileceğimiz örnekler.

Meşhur sosyal medya platformu Reddit’te, itilip kakılan, devlet, toplum, asker, polis ya da mafya tarafından zorbalığa uğrayan çaresiz insanların bazen bir tesadüfün yardımıyla, bazen zıvanadan çıkarak yahut cinnet geçirerek intikamlarını aldıkları videoların hikayelerin paylaşıldığı InstantKarma, JusticeServed, JusticePorn gibi yüzbinlerce insanın takip ettiği gruplar (subredditler) var.

Twitter (yeni adıyla X), zorba devlet yöneticilerinin, zengin şirket sahiplerinin, acımasız mafya babalarının domine ettikleri adaletsiz bir dünyada kendilerini güçsüz hisseden, maruz kaldıkları yahut şahit oldukları zorbalıklar karşısında kendilerince adalet arayan ağ vatandaşları (netizen) ve toplumsal adalet savaşçılarıyla (SJW) dolu.

Fakat büyük bir problem var: Çoğu zaman kitlelerin aradığı şey adalet değil intikam!

Tazminat, özür, iade-i itibar ve suçlunun cezalandırılması gibi, mağdurun uğradığı maddi ve manevi zararları azaltmaya yönelik “adâlet enstrümanları” çoğu kimse tarafından “rövanş vasıtaları” gibi algılanıyor.

Adaletin, zulme uğrayanların kendilerine zulmedenlerden aynı yöntem ve şiddetle (hatta bazen onların da ötesine geçerek) intikam almasıyla sağlanacağını zannediyor pek çoğumuz.

Aynı deseni hayatın tüm fraktal boyutlarında tekrar tekrar yakalıyoruz!

Zenginlerin ayak işlerini son derece düşük ücretler karşılığı yaparken, bir yolunu bulup çok kısa bir sürede güçlenen fakir “internet fenomenlerinin” kendilerine bir zamanlar o sefaleti ve mağduriyeti layık görmüş toplumdan öç alırcasına hareket ettiklerini görüyoruz mesela.

Yaşadıkları derin yoksulluk travmalarının, kanunları alenen çiğnemelerine mazeret olması gerektiğini düşünüyorlar.

Yahut ideolojik sebeplerle devlet şiddetine maruz kalmış, baskıya uğramış, mağdur edilmiş gruplar “iktidarı” elde ettiklerinde başkalarına aynı zulmü reva görmenin en tabii hakları olduğuna inanıyorlar.

Her gün dehşet içinde kanlı katliamlarını, peş peşe işledikleri savaş suçlarını izlediğimiz Siyonistler, bir zamanlar dindaşlarının uğradığı soykırımın onlara her türlü hukuki, ahlaki, insani kuraldan muafiyet sağlayacağını zannediyorlar.

Bunların hepsi fena halde yanılıyor!..

Adalet intikamla sağlanamaz.

Zulüm, zalimle mazlumun yerini değiştirerek ortadan kaldırılamaz!

Aklı devre dışı bırakıp, hisleri merkeze alınca adaleti tesis etmek imkansızlaşır.

Ne kadar zor olsa da kitlelerin bu konuda bir bilinç kazanması için çabalamamız gerekiyor.

Çünkü böyle bir bilinç olmayınca meydanda sadece korku, kin, nefret ve zulüm kalıyor.

Haksızlığa uğrayanlar, kendilerine zulmedenlerin yaptıklarını burunlarından fitil fitil getirecekleri “güzel günlerin"(!) hayaliyle yaşayıp hınç biriktiriyorlar.

Onlarla aynı zihniyeti paylaşan bugünün zalimleri ise o günler gelmesin diye ellerindeki gücü gittikçe daha çok istismar ediyor, zulümlerini artırıyorlar.

Böyle bir tablodan barış, emniyet, huzur, gelişme ve medeniyet çıkmaz!

Çıksa çıksa ilkellik çıkar, savaş çıkar, vahşet çıkar, dehşet çıkar.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (14)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.