İnsan zihniyle eşit seviyede yeteneklere sahip, çok çeşitli alanlarda yeni şeyler öğrenebilen, akıl yürütebilen ve sorunları çözebilen yapay zeka sistemlerine YGZ (Yapay Genel Zeka) deniyor.
Teknolojinin bu seviyeye erişmesine ramak var.
Dünyayı, insanlık tarihinde görülmüş her icattan daha fazla değiştireceği söylenen YGZ, belki iktisadi çöküşümüzün getireceği felaketlerden de bizi kurtarabilir!
1999 yapımı The Matrix filmi YGZ’nin insanları sanal gerçekliğe hapsettiği bir distopyaydı.
Bedenleri küvetlerde yoğun bir sıvı içinde yüzerken damardan beslenerek hayatta tutulan insanlar, YGZ tarafından üretilen ve “Matrix” adı verilen sanal gerçeklikte birbirleriyle etkileşim içinde yaşıyorlardı.
Matrix’ten çıkmayı başaranlar, oradan kurtarmak istediklerine hür iradeleriyle seçim hakkı vermek için biri mavi biri kırmızı iki hap sunuyorlardı.
Kırmızı hapı alan sanal gerçeklikten çıkıyor, doğumundan beri yattığı küvetten kalkıp, acısıyla, meşakkatiyle de olsa “gerçek hayatı” yaşamaya başlıyordu.
Ama herkes kırmızı hapı seçmiyordu! Bazıları sanal da olsa konforlu bir hayat yaşamayı, yani mavi hapı tercih ediyorlardı.
Bilinç kazanıp insanlıkla savaşa girişen YGZ, bir sinema fantezisi.
YGZ -en azından şimdilik- düşmandan ziyade hayatlarımızı kolaylaştıracak, yükümüzü azaltacak harikulade bir yardımcı olacak gibi görünüyor.
YGZ gerçekleştiğinde neredeyse kimsenin çalışmasına lüzum kalmayacak.
Bir çok meslek kısa bir süreçte ortadan kalkacak.
Çünkü hemen hemen tüm işler YGZ tarafından devralınacak.
O zaman geldiğinde, asgari masrafla azami konfor içinde bir hayat sürebilmek için YGZ yardımıyla Matrix benzeri bir sanal gerçeklik alternatifi üreteceğiz!
Muhtemelen, yaşamaya başladığımız ve etkilerini her geçen gün biraz daha derinden hissettiğimiz ekonomik çöküntünün çaresini, insanları fiziki gerçeklikten sanal gerçekliğe göç ettirmekte arayacağız.
Borç batağına batıp çöken sosyal güvenlik sisteminin artık sürdürülemeyeceği noktaya yakınız.
Hızla karşılayamaz hale geleceğimiz tedavi harcamalarımızı asgari seviyeye çekmek için YGZ’ye baş vuracağız!
Belki kitlelere, medikal tesislerde 2-3 metrekarelik odalarda özel olarak tasarlanmış küvetlerde, belli cihazlara bağlı olarak bir sanal gerçeklik simülasyonunda "yaşamayı" teklif edeceğiz.
Böylece fiziki dünyayla irtibatlarını kesen insanların, artık virüslerin yol açtığı hastalıklardan ve kazaların sebep olduğu yaralanmalardan dolayı tedavi edilmeleri gerekmeyecek!
Matrix’e göçü kabul edenler damardan beslenecekleri için gıda enflasyonundaki felaketi de savuşturmuş olacağız.
Matrix’te en lezzetli sanal kebapları yerken, fiziki bedenlerine sadece gerekli besinler verilen insanlar, sağlıklı şekilde zayıflayınca kalp damar hastalıkları ciddi şekilde azalacak.
Araba ve toplu taşıma araçlarının kullanımı azalacağından, aydınlatma, ısıtma ve soğutma için kullanılan elektrik, petrol, doğalgaz ihtiyacı sınırlanacağından enerji problemi büyük ölçüde çözülmüş olacak.
Herkes küvetinde uzanıp sanal âlemde gezip tozarken asayiş problemleri olmayacağından polise, askere, savcıya, hakime, avukata ihtiyaç kalmayacak.
Sanal alemin çalışkan, verimli ve dürüst memurları YGZ botları olacak.
Fiziki dünyaya ait davalar düşürülüverecek.
Öğretmenler, doktorlar, din adamları, siyasetçiler, devlet memurları hayalini kurdukları hayatı yaşamaya başlayabilecekler.
İnsanlar haklı, üstün, güçlü, zengin, meşhur ve başarılı oldukları, kendileri için özelleştirilmiş renkli senaryoların başrolünde ömürlerini geçirecekler!
Dini ya da ideolojik çatışmalar, paylaşım kavgaları, siyasi çekişmeler anlamsızlaşacak.
Ordulara, silahlara, savaş teknolojilerine para harcamaya gerek kalmayacak.
Bu senaryoda en büyük soru(n)lardan biri insan neslinin nasıl devam edeceği olacak!
Neslin devamı ve yeni doğanlara bir seçim hakkı vermek için çareler düşünmek gerekecek.
Bu gelişmeler şimdilik hayal gibi görünse de ummadığımız kadar yakın bir zamanda önümüze gelecek.
Herkese sorulacak: Mavi hap mı kırmızı hap mı? Gerçeğin çölü mü, sanalın konforu mu?
O yüzden bu konuda şimdiden beyin jimnastiği yapmakta fayda var!