Bakalım, boşlukta havasız fezada nasıl yaşayabileceksiniz

Salih Cenap Baydar

Meşhur Rus yazar İvan Sergeyeviç Turgenyev (1818-1883), “Babalar ve Çocuklar” isimli romanında, modernleşme sancıları çeken Rusya’da geleneği temsil eden babalarla, sadece tanrının varlığını veya geleneksel değerleri değil, mevcut değerlerin hepsini toptan reddeden çocuklarının çatışmasını anlatır.

Batı modernleşmesinin ayak izlerinden yürüyen Rus modernleşmesinde bütün değerlerin sorgulanıp reddedildiği ama yerlerine yenilerinin ikame edilemediği bir anomi dönemi yaşanmış, o dönem “nihilistleri” ortaya çıkarmıştır.

Romanda (biraz kısalttığım) şu diyalog geçer:

-Peki, aslında bu Bay Bazarov nedir?

- O, bir nihilist’tir.

- Nihilist kelimesi benim bildiğime göre bu, Lâtince nihil, yani hiç sözcüğünden gelmektedir. Bu hesapça bu söz, hiç... hiçbir şey tanımayan bir adam demektir, öyle değil mi?

- Desene, hiçbir şeye saygı göstermeyen bir adam! Yani her şeye tenkitçi bir gözle bakan adam

- Bunların ikisi de aynı şey değil mi? diye sordu.

- Hayır, aynı şey değil. Nihilist, hiçbir otorite önünde eğilmeyen, ne kadar saygıdeğer olursa olsun hiçbir prensibe inanmayan adam demektir.

- Demek böyle. Görüyorum ki bu bize göre değil. Biz eski zaman adamlarıyız. Bizim inancımıza göre hiçbir prensibe inanmayan bir insan, bir adım atamaz, nefes bile alamaz! Eskiden Hegelistler vardı, şimdi nihilistler. Bakalım, boşlukta, havasız fezada nasıl yaşayabileceksiniz…

Yaşadığımız şu günlerde çok benzer sancıları tecrübe ediyoruz.

Kendisini de bir nihilist olarak tanımlayan Fransız filozof Jean Baudrillard’a göre;

* Kendinden önce var olmuş tarihsel biçimlerden çok daha acımasız ve radikal bir “yeni nihilizm” yaşanıyor.

* Enformasyonun kanser gibi büyüyüp yayılması, anlamsızlaşma ve duyarsızlaşmayı getiriyor.

* Diyalektik ve eleştiri alanları ortadan kalkıyor.

* Her şey belirsiz ve akışkan hale geliyor.

* İnsanlık amacını kaybediyor.

* Olanı biteni anlama sahnesi, belirsiz, rastlantısal bir şeye dönüşüyor. Ne olup bittiğine dair teoriler boşlukta yüzüyor.

* Kitleler gittikçe daha çok tepkisizleşiyorlar.

“Post modern nihilizm”, insanımızı bir girdap gibi içine çekiyor.

İnsanların söylediklerine, yapıp ettiklerine, yazıp çizdiklerine baktığımızda gittikçe derinleşen bir inançsızlık görüyoruz.

Sadece dini inançtan bahsetmiyorum.

İnsanlar iyiliğe, doğruluğa, güzelliğe, hakka, hakikate, adalete dair inançlarını da kaybediyorlar.

Her müspet gelişmeye derin bir şüpheyle yaklaşıyor, her değişikliğin ardında mutlaka bir bit yeniği arıyorlar.

Gittikçe karamsarlaşan bakışlarını destekleyecek her menfi gelişmeyi coşkuyla kucaklıyorlar.

Ortak değerlere tutunmaya çalışan, henüz kendileri gibi inançlarını kaybetmemiş insanlardan hazzetmiyorlar.

Fakirlerin yardımına koşan birisini görseler, “örgütüne destekçi devşiriyor” diye düşünmek istiyorlar.

Mazlumların, haksızlığa uğrayanların hakkını savunan birisini görseler mutlaka bir gizli ajandası olduğuna hükmediyorlar.

Tabiatın kirletilmesini protesto eden birisini görseler akıllarına ilk olarak o kişinin çevreye sahip çıkma kılıfında şahsi bir menfaatini kovaladığı geliyor.

Ülkemizde herkesi iki yüzlülüğe, olduğundan farklı görünmeye mecbur eden ağır bir linç kültürü var.

O yüzden Rus nihilistleri gibi çıkıp açık açık “hiçbir şeye inanmıyoruz artık” diyemeyenler, sanki hala inançlılarmış, bir takım değerlere hala saygıları varmış gibi yapıyorlar.

Ahlaki ilkelere bağlıymış gibi görünüp ahlaksızlıkta sınır tanımıyorlar.

Allah’tan korkarmış gibi görünüp, mescitlerde rüşvet pazarlığı yapabiliyorlar.

Torpilin, vazifeyi suiistimalin karşısındaymış gibi görünüp, söylediklerinin tersini yapıyorlar.

Çünkü aslında menfaatlerinin ötesinde hiçbir şeye inanmıyorlar.

***

Toplum, paylaşılan değerler ve o değerlerden türeyen kurallar üzerine kurulur.

Medeniyet, ancak ortak değerleri şahsi menfaatlerinin önünde tutan insanlar varsa yaşar.

Artık inanılacak hiçbir değer kalmadıysa medeniyet biter; güç ve menfaatten başka kuralın tanınmadığı bir “orman kanunu” hâkim olur.

Ama bu boşlukta, bu “havasız fezada” kimse uzun süre yaşayamaz.

En kuvvetliler bile!..

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.