Kasım'ın 105'inde
yani bugünkü takvime göre
19-20 Şubat'a denk gelen günlerde, birinci cemre havaya düşer
112'sinde yani 26-27 Şubat gibi ikincisi suya
119'unda yani 5-6 Mart gibi üçüncüsü toprağa düşer
ve yedişer günlük aralıklarla da havanın, suyun, toprağın ısındığına inanılır
Toprağa cemre düşmeden atılan tohum yeşermez
Emekler ziyan olur gider
Bu yüzden mevsim bilgisi çok önemlidir
Mevsimleri okuyamayan rızkını üretemez
Mevsimleri okuyamayan gelecekte yaşayamaz
Mevsim sadece yeryüzü için mi geçerlidir
Hayatlarımız da mevsim mevsim değil mi
Sadece çocukluk, gençlik; olgunluk, yaşlılık değil
Yenilgiler ya da zaferler, hüzünler ya da sürûrlar mevsim mevsim değil mi
Kasımlar ve hıdrellezleri bilmeyen bir nesle aşinayız bugün
Erbain belki ancak bir kitap adı
Hamsin unutulmuş
"Geldik yüze çıktık düze" deyimler sözlüğünde yer bulur mu kendine bilmem
Cemreler ise ancak arkaik dilden bir gazete haberi
Oysa bir zamanlar cemrelerin, rüzgarların, fırtınaların dilini bilenler vardı
Mevsimleri okurlardı
Yüreklere okurlardı
O zaman fırtınalar bu kadar sert esmez miydi sanki
Eserdi esmesine de bir "tevekkel tu al Allah" vardı
"La havle ve la kuvvete illa billah"a dayanıp, develerini sağlam kazıklara bağlamayı unutmayan insanlar vardı
Önce sağlam kazıklara bağlamaktan ayırdılar tevekkülü
Sonra mevsimlerin cahili olduk
Hangi mevsimde ekilir toprak
Hangi mevsimde biçilir ekin
Hangi mevsimde alınır hasılat
Unuttuk
Her mevsim her şeyi ister olduk
Hortladı içimizde Lat, Menat
Adını koymadan Uzza'ya tapar olduk
"Tohum saç, bitmezse toprak utansın" dedik de toprağın, suyun, havanın dilini unuttuk
Ama hayat hâlâ mevsim mevsim
Şimdi yeniden öğrenmeliyiz her şeyi
Tıpkı bir çocuk gibi
"La havle ve la kuvvete illa billah"tan başlayarak havanın, suyun, toprağın dilini
ve tohum saçmak için cemrenin ne zaman düşeceğini