Avrupa’da zaman zaman İslamofobi göstergesi olarak kadınların kılık kıyafetlerine müdahale isteği hortlar. Yakın sayılacak tarihlerde kadınların kılık kıyafetleri üzerinden yapılan yasaklar, ülkemizde bile, neredeyse bir neslin eğitim öğretim hayatının yarım kalmasına sebep oldu. E tabi Avrupa’da böyle menfi isteklerin hortlaması, Müslüman ülkelere göre daha normal. Bu kez adres İtalya. Habere göre “İtalya’da koalisyon hükümetinin ortaklarından Lig Partisi'nin milletvekili Igor Iezzi, parlamentonun alt kanadı Temsilciler Meclisi Anayasa Komisyonu'na burka ve peçe gibi kıyafetlerin kamusal alanda yasaklanmasını ve yasağa uyulmaması durumunda cezalar uygulanmasını öngören bir yasa teklifi” sunmuş. Teklifin ilgi çekici yanı, İtalya’da zaten yürürlükte bulunan, 1975 tarihli kamu güvenliği gerekçesiyle kamusal alanlarda yüzün örtülmesini yasaklayan yasaya göre daha sıkı düzenlemeler istemesi. Yürürlükteki yasada, haklı gerekçelere dayandırılarak ibadet yerleri, sağlık kurumları gibi bazı alanlarda bazı muafiyetler varmış, yapılan son teklif bu istisnaları da kaldırmak istiyor; ayrıca kadınları peçe takmaya zorlayan erkekler için iki yıl hapis, 30 bin euroya varan para cezası ve vatandaşlık başvuru hakkının düşürülmesi gibi cezalar öngörüyormuş. Söz konusu suçun bir çocuk ya da engelli birine uygulanması durumunda cezaların arttırılması da teklif edilmiş.
Kadınların yüzünü örtmesi meselesi, başka bir ifadeyle burka veya peçe kullanmak, dinî olarak bir zorunluluk değil. Âlimler, bu durumu Nur suresi 31. ayette geçen “…ziynetlerinden görünen kısım dışındakileri açmasınlar…” şeklinde anlamlandırılan mealle delillendiriyor. Bir başka delil olarak da Ahzab suresi 52. ayette geçen “…bunlardan sonra başka kadınlar almak ya da bunları boşayıp da yerlerine başkaları ile evlenmek sana helal olmaz; güzellikleri hoşuna gitse bile …” ifadesini gösteriyorlar çünkü bir kadın zaten tesettürlüyse, yüzü de görünmüyorsa hangi güzelliğinin hoşa gitmesinden söz edilebilir ki! Haklı olarak kadının yüzünün ziynet olduğu; fakat kendiliğinden görünen ziynet olduğu kabul ediliyor. Buraya aktarmıyorum ama Resulullah’ın hayatında da kadının eli ve yüzünün görünen ziynet olduğunu işaret eden durumlar var. El ve yüz, kamusal alanda tanınmayı sağlamasının yanı sıra yemek yeme, alış veriş yapma vb en temel ihtiyaçları giderme sırasında da gerekli olduğundan insan fıtratı da görünür ziynet olmasını kolayca benimsiyor. Böyle bakınca burka veya peçe için “dinen kullanılması lazım” demek neredeyse mümkün değil, peki ne bu burka veya peçe? Muhtemelen örf. Örf derken kastım, bazı toplumların kadınlarının, o toplumun yaşadığı iklim, güvenlik durumu vb ile ilgili oluşan ve yerleşen giyim şeklinin bir parçası. Mesela çok soğuk bir coğrafyada, soğuktan korunmak için, değil kadınların, erkeklerin bile yüzlerini örtmesi normal değil mi? Burka ve peçe, bu vb şekillerde gelişmiş bir giyinme örfünün parçası muhtemelen.
Bunları bilince, İtalya’da, Hıristiyan bir memlekette, bir koalisyon ortağı tarafından sıkılaştırılarak düzenlenmesi istenen burka ve peçe gibi yüzü örten giysi parçaları ile ilgili tasarıya karşı çıkmamam lazım fakat konu bu kadar değil ki, konu bunların ‘yasaklanarak’ yapılmak istenmesi ile ilgili temelde. Örfe ait şeyler yasaklanarak nasıl değiştirilir ki! Bunu sosyolojik olarak biraz inceleseler bile yasakların daha çok tepki oluşturduğunu kolayca görürler, hadi ibadet yerlerinde yasakladılar diyelim, sağlık kuruluşlarında nasıl yapacaklar o işi çünkü sağlık kuruluşlarında yüz örten giysi parçası olarak burka veya peçe yok, hijyenik gerekçeler ile yüz maskeleri var. Pandemi sürecinde hepimizin uzun süre hemhal olduğu o yüz maskelerini hangi mantıkla yasaklayacaklar? Yasaklayacaklar da hastanelerde enfeksiyon riskini mi artıracaklar?
Burka ve peçe çoğunlukla, İtalya’ya gelmiş göçmenler tarafından kullanılıyorsa o göçmenlere, kimliklerini yitirmeden İtalyan örfünde varlık gösterme imkânı tanısalar, burka ve peçenin İtalyan örfünde olmadığını, bunun Müslümanlığın bir gereği de olmadığını delilleriyle anlatsalar meseleyi belki daha kolay çözecekler. Şimdi ise yokuşa koşuyorlar ve işte ben de tam bu noktada eller ve yüzün görünmesini daha uygun bulmama rağmen “yasakla olmaz” diyor ve yapılmak istenen kısıtlamaları hoş bulmuyorum.