Azın kıymetini yok bilir

Sacide Özlem

Geçtiğimiz haftalardaki yazılarımla ilgili olarak bazı okuyucuların yazdıkları yorumlardaki "Faiz ile riba aynı şey değil, siz ribadan söz ediyorsunuz." gibi cümleleri şu iki açıdan anlıyorum, birincisi: Kur'an'da yasaklanan şey 'riba' kelimesi ile yasaklanıyor, doğru ve bu kelimenin halkın kullandığı güncel dildeki anlamı da 'faiz', dolayısıyla yazılarda faiz dediğimde 'riba' demek istiyorum.

İkincisi, 'enflasyonist ortamda elindeki para biriminin değerini korumak' için parayı bankaya yatırarak belli oranda artışını garantilemeye 'reel negatif faiz' diyen ve bunun riba olmadığını yazan okurlar var, bunu ise ancak 'umulan ve istenen kârı getirmeyen, eh işte idare ederci riba' yani benim kullanmayı tercih ettiğim dil ile yine 'faiz' olarak görüyorum ama bunun sebebini açıklayayım:

✓Birinin elinde ihtiyacı olmayan bir miktar para var

✓Parası yeterli olmadığı için ihtiyaçlarını karşılayamayan başka birileri de var, üstelik bu insanlar yakın çevresinde hatta ailesinde bile olabilir

✓Bu arada bir de piyasalar var

✓Piyasalarda, az veya çok çeşit çeşit ihtiyaç maddesi satışa sunuluyor

✓Parası olanlar alıyor ve ihtiyacını gideriyor

✓Parası olmayanlar alamıyor ve ihtiyacını gideremiyor

✓İhtiyacın tanımı ayrı bir konu ama en temel ihtiyaçlar yeme-içme ve barınma ile ilgili, bu net

✓ve ihtiyacı olmayan biri, elindeki para ile ihtiyacı olan birinin ihtiyacını gidermek yerine, parasını ticaret vb bir yolla piyasaya da sürmeyip, sadece parasının alım değerini korumak için 'bu parayı koruyarak arttıracaksın' şartıyla bankaya veriyor parayı

✓Banka, verilen parayı çeşitli işlerde değerlendirecek ve koruyarak arttırmaya çalışacak ama piyasadaki dengeler çok faktörlü ve ortamda belirsizlik de çok olduğu zaman, hesapladığı kazancı sağlayaması zor olacağı için de parayı alırken söz verdiği arttırma oranını düşük tutuyor ki kendisi zarar etmesin

✓Şimdi bunun yani reel negatif faizin neresi riba değil, parayı veren kişi, başta anlaşırken "ben bu parayı nasıl değerlendireceğimi bilmiyorum, sana vereyim, bir işte değerlendir, kâr edersen de zarar edersen de belli bir oranda paylaşırız." dememiş, aksine "Zarar edersen bana ne, sana verdiğim parayı senden başta konuştuğumuz oranda arttırılmış olarak istiyorum" demiş

✓Bu arada çoğu insan günlük ihtiyaçlarını gidermek için sabah erkenden kalkıyor, dükkanını açıyor veya çalıştığı yerdeki işinin başına geçiyor, kâr edip evine ekmek götürebilmek için saatlerce alın teri döküyor

Konuyu bu açıdan görüyorum, evet, bu bir bakış açısı ki isteyen istediği açıdan bakmakta özgürdür, faiz yasağını ayetlerden öğrenmemiş olsaydım boyundan büyük sulara açıldığı için batan tüccarlardan, piyasa kesat olduğu için çoluk çocuğunun bazı ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan esnaflardan, hiçbir şey olmasa bile üniversitede çektiği krediyi, mezun olunca hemen iş bulamadığı için ödemekte zorlanan gençlerden öğrenirdim.

Çoğunlukla ihtiyaçlarının ne olduğunu doğru belirleyemediği için evine haciz gelen ve çoka sevdalıyken yoka düşenler ayrı bir yazının konusu.

ve şunu herkese öğretmek lazım: "Azın ne kadar çok olduğunu en iyi yok bilir."

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (17)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.