Nedir bu “sessiz istifa”?
Pandeminin etkisinin azalmasıyla birlikte 2021 yılından itibaren yoğun gündem olsa da “sessiz istifa”, içerik itibarı ile 1999 yılından beri tartışılan bir kavram (1, 2).
Bu kavram, çok genel olarak “iş saatlerinde sadece tanımlı işi yapmak” olarak özetlenebilir. Daha geniş bakış açısıyla, “işte yapılması gerekenler dışında hiçbir şey yapmamak, özel hayatı korumak, daha az sorumluluk almak” şeklinde de ifade edilebilir.
Çalışanlar; yoğun mesai saatleri dolayısıyla iş ve özel yaşam dengesinin korunamaması, düşük ücret, iş tanımının net olmaması, kariyer basamaklarının açık olmaması gibi nedenlerle sessizce tepki gösteriyorlar.
Daha çok Z kuşağının gündeme taşıdığı bu kavram; “yaşamak için mi çalışmak, çalışmak için mi yaşamak?” sorusuna verilen bir cevap olarak da değerlendirilebilir, isten ayrılma lüksü olmayan çalışanın çıkış yolu bulana dek direnme yöntemi olarak da...
Bunun geçici bir tepki mi yoksa bir yaşam felsefesi mi olduğu kişiden kişiye değişebilir. Çünkü sessiz istifadan sonra daha mutlu olduğunu, rahatladığını söyleyenler de var (3).
Sessiz istifa tanımı görevinden istifa eden birini ifade ediyor gibi görünse de aslında fiilen istifa etmeyi değil, bir işin gerektirdiğinin ötesine geçmeme halini tanımlıyor. Daha basit tanımıyla; sessiz istifa, kişilerin sadece görev tanımında yer alan görevleri yerine getirmesi ve diğer sorumluluklardan kaçınmasıdır.
Bu kavrama yüklenen anlam ortama ve kişiye göre farklılaşır. Masum ve makul hak arayışını, özgürlük arayışını, yeni ve farklı bir yaşam tarzını gösterebileceği gibi, radikal bir direniş eylemini de ifade edebilir.
Sessiz istifa ne kadar sessiz?
Sessiz istifa, sessiz, sakin bir süreç gibi algılanıyor. Ancak sessiz istifada olan bir çalışan, durumunu çığlık çığlığa bağırıyor da olabilir. Örneğin; başlangıçta çok hevesli, projeleri olan, yenilikçi bir çalışanı düşünelim. İşe girdiği andan itibaren bu çalışanın gelişim alanları ilgili birimler tarafından düzenli olarak takip edilirse hem şirketin hem de çalışanın durumu çok rahatlıkla gözlemlenebilir. Gün geçtikçe çalışanın motivasyonu azalıyor, daha az performans sergiliyor, eskisi kadar vizyoner davranmıyorsa sessiz istifa sürecinde olduğu anlaşılır. İşe girdikten sonra bu çalışan, dalgalanmalar olsa dahi, üretken olmaya devam ediyorsa sessiz istifa tedirginliğine düşmeye gerek olmayabilir (4).
Sessiz istifanın sebepleri
“Sessiz istifa” hareketinin pek çok sebebi vardır. Bu amaçla yapılan araştırma ve çalışmalarda öne çıkan bazı başlıklar:
- Çalışanların görüşlerinin önemsenmemesi.
- İşverene ve yöneticiye karşı hissedilen güvensizlik duygusu.
- Anlamlı, değerli bir iş yapıldığının hissedilmemesi, iş tatminsizliği.
- Yöneticilerin yetersizliği.
- Kariyer ve kişisel gelişim imkanlarının kısıtlı olması.
- İş-kazanç dengesizliği.
- İş baskısı, aşırı iş yükü.
- Çalışma ortamı ve çalışma koşullarındaki olumsuzluklar.
- Tükenmişlik sendromu ve motivasyon eksikliği.
- Pandeminin getirdiği yeni iş görüş tarzları.
- Pandemi sonrası kişisel sağlığa daha fazla önem verilmesi.
- İş değiştirme, iş bırakma eğilimlerinin artması.
- Uzaktan çalışma modelinin benimsenmesi.
Sessiz istifanın Türkiye’deki yansımaları
Türkiye’de yaşanan Türkiye’ye özgü ekonomik sıkıntılara bağlı olarak; artan işsizlik, gelirlerin azalması, satın alma gücünün aşırı ölçüde düşmesi, gelir dağılımı dengesizliğinin büyümesi halkın ekseriyetinde gelecek endişesinin artmasına yol açmaktadır.
Özellikle genç kuşak ve üniversite öğrencilerinin, fikir ve düşünce özgürlüğü alanındaki sıkıntıların da etkisiyle, Türkiye’yi terk ederek, yurt dışına çıkmak istediği çıplak gözle görünür bir gerçek haline gelmiştir.
Yurt dışına çıkmayı düşünen veya bu imkânı bulamayan gençlerin büyük çoğunluğunun “sessiz istifa” hareketinin mensupları olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Gençlerdeki kadar yoğunluk taşımasa da sessiz istifa oranının, küresel verilere paralel olarak her kesimden vatandaşlarımızda %50’den fazla olduğu söylenebilir.
…
Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin Türkiye’de kalarak hizmet etmeleri için değişen koşullara uyum sağlayıcı strateji ve politikaların hazırlanması ve uygulanması öncelikle kamu yöneticilerinin sorumluluğundadır. Devleti yönetenlerin, gençlerin aidiyet duygularını güçlendirici önlemleri acilen almaları gerekmektedir. Yarın çok geç olabilir. Bir “milli beka” gündemimiz varsa en öncelikli gündem maddelerinden birisi de budur.
Sessiz istifanın olumsuz etkisini azaltmak için işverenlerin yapabilecekleri
Bu süreci en az hasarla atlatarak, çağdaş dünyada saygın bir yer almamız için işverenlerimize şu tavsiyelerde bulunabiliriz:
- Çalışanlarınızla güven ortamı oluşturun. Güven ortamının oluşması için öncelikle adaletli olun, bu çerçevede emeğin hakkını verin. Çalışanlarınızla iletişim kurun, tutarlı olun ve yetkinliklerinizi geliştirin.
- Çalışanlara kariyer ve kişisel gelişim fırsatları oluşturun.
- Kararlarınızı istişare ile alın ve inisiyatif almaları için çalışanlarınıza yetki devredin.
- Çalışanların yaşam beklentilerini önemseyin, iş-aile dengesi kurmalarına yardımcı olun.
- Çalışma ortamını iyileştirin.
- Çalışanları motive edin, başarılı olanları ödüllendirin.
- Kişiler arası iletişime önem verin.
- İşe alımlarda kişi-iş uyumuna özen gösterin.
- Ağır iş yükünü azaltmak için, ihtiyaç olduğunda yeni işe alımlar yapın
Bu tavsiyelere uyarak işte, özel yaşamda ve ailede huzur ve refaha katkı sunan işverenlerimizi ve yöneticilerimizi saygıyla selamlıyoruz.
Detaylı bilgi isteyenler için:
1.Jack Zenger, Joseph Folkman. HBR-Türkiye. Sessiz İstifa Kötü Çalışanlarla Değil, Kötü Patronlarla Alakalı. 22 EYLÜL 2022.
2.Ahu Bade Özkan. HBR-Türkiye. Büyük İstifa Hareketi Türkiye’yi Nasıl Etkileyecek. 4.10.2022.
3.Burçak Orçun. https://www.haberturk.com/sessiz-istifa-tepki-mi-yeni-calisma-modeli-mi-3529009. 16.10.2022.
4.Kübra Nur Duman. HBR-Türkiye. ‘’Sessiz İstifa’’ Ne Kadar Sessiz. 6.10.2022.