Hepimizin ihtiyacı: “Finansal okuryazarlık”

Raşit Yıldırım

Ekonomik ilişkilerin, ticaretin gelişmesine ve çeşitlenmesine bağlı olarak insanların finansal bilgiye ihtiyacı da artıyor.

Çocukluk dönemimizde lise, belki de üniversite çağına gelene kadar paranın yönetimiyle ilişkimiz yok denecek kadar azdı. Parayla tanışıklığımız bayram harçlıklarıyla başlardı. Aldığımız kısıtlı-sembolik bayram harçlıklarını genellikle yine bayramda harcardık. O harçlıkları belli bir program dahilinde harcamak gibi bir kaygımız olmaz, bizden de böyle bir şey beklenmezdi. İlkokula giderken iaşemizi yanımızda götürdüğümüz için de paraya ihtiyacımız olmazdı.

Günümüzde çocuklar parayla ilkokulda tanışıyorlar. Çocuk kendisine verilen harçlıkla okul kantininden alışveriş yapıyor.

İlkokulda başlayan parasal ilişkiler her zaman ve her yerde hayatın vazgeçilmezi oldu. Her an ve her yerde finansal kavramlarla iç içe yaşıyoruz. Öyle ki klasik para kavramının yanında dijital para ve kripto para ile de tanışıyoruz.

Sosyolojik ve ekonomik gelişmelere bağlı olarak; farklı seviyelerde de olsa, işçiden memura, çiftçiden tüccara, şirket-STK yönetiminden devlet yönetimine kadar, finansal işlemlere taraf olan herkesin temel finansal bilgilere ihtiyacının olduğu bir çağda yaşıyoruz.

FİNANSAL OKURYAZARLIK NEDİR?

Kısa, öz ve basit ifadeyle; “finansal okuryazarlık”, kişilerin paranın kullanımı ve yönetimi hakkında doğru bilgiyle değerlendirme yapması, etkili finansal karar verme yetisine sahip olması ve finansal risklerini doğru yönetmesidir.

Kişinin parayı nasıl kazandığı, onu nasıl yönettiği, onunla nasıl yatırım yaptığı ve onu başkalarına yardım etmek amacıyla nasıl bağışladığı finansal okuryazarlık kapsamındaki konulardır.

Türkiye Bankalar Birliği finansal okuryazarlığının üç temel unsurunu şu şekilde sıralıyor:

  • Finansal bilgi: Bireylerin bütçe, sigorta, tasarruf, yatırım, kredi, basit ve bileşik faiz, enflasyon, risk, getiri, vade, varlık, borç gibi temel finansal kavramları bilmesidir. Basit aritmetik işlemler, faiz hesaplamaları, enflasyon bilgisi, risk ve riski dağıtma bilgileri bu kapsamdadır.
  • Finansal tutum/tavır: Bireylerin, parayı dikkatli kullanma, idareli tüketme, gelecek için birikim yapma gibi konularda daha önce yaşadığı çeşitli deneyimler sonucu düzenli bir finansal tavır sergilemeleridir. Kişinin harcama ve tasarruf bilinci eğilimi bu kapsamdadır.
  • Finansal davranış: Bireylerin, kişisel bütçelerini izlemeleri, dikkatli alışveriş yapmaları, birikimlerini, tasarruflarını ve yatırımlarını, kişisel borç ve kredilerini yönetebilmeleridir. Finansal davranış, bilgi ve tutumun davranışa dönüşmesi olarak da tanımlanabilir. Satın almadan önce düşünmek, gelir-gider dengesini gözetmek bu kapsamdadır.

FİNANSAL OKURYAZARLIĞIN ÖLÇÜLMESİ

Türkiye bankalar Birliği, kişilerin finansal okuryazarlık seviyelerini ölçmeleri için pratik bir anket portali hazırlamıştır. Portale girerek üç bölümdeki sorular cevaplandırıldığında kişiler kendi seviyeleri hakkında bilgi sahibi olmaktadır.

Siz de aşağıdaki linke girerek kendi seviyenizi ölçebilirsiniz:

https://foy.tbb.org.tr/finansal-okuryazarlik-olcumu

FİNANSAL OKURYAZARLIĞIN ÖNEMİ

Finansal tercihlerde bulunan ve işlemlere taraf olanların; yaptıkları işlemlerin amacını, etkilerini ve sonuçlarını bilerek bilinçli tercihlerde bulunmaları toplumdaki toplam kaliteyi arttıracak, kalkınma ve refaha katkı sağlayacaktır.

Finansal okuryazarlık, herkes için önemli olmakla beraber, bir şirketin yönetiminde sorumluluk alan her seviyedeki yöneticiler için daha da önemlidir. Çünkü bu yöneticiler, temel finansal bilgi ve becerilere, kendi yaşamları için ihtiyaç duydukları gibi yönettikleri faaliyetlerle ilgili olarak da ihtiyaçları vardır.

Öte yandan yanlış bir kültürel algıya bağlı olarak Türkiye’de, finans ve muhasebe servislerinde çalışanların dışındaki yöneticilerin finansal okuryazarlık ihtiyacı yeterince fark edilmemiştir. Yabancı şirketlerde satış-pazarlama, üretim, satın alma, İK, BT gibi alanlarda sorumluluk alan yöneticilerin hemen hemen tamamı finansal tabloları ve verileri rahatlıkla okuyup tartışır. Dönemsel durum değerlendirme toplantılarında, şirketlerin finansal tabloları ve bütçeler gündemin ilk sıralarında yer alır, bu konular toplantı zamanının yaklaşık yarısını alır. Ülkemizde ise yöneticilerin %80-90’ının finansal okuryazarlığı olmadığını söylemek abartı olmaz.

Finansal okuryazarlığın önemine bağlı olarak; küresel planda olduğu gibi, Türkiye’de de kapsamlı çalışmalar başlatılmış, Haziran 2014’de finansal erişim, finansal eğitim, finansal tüketicinin korunması stratejisi ve eylem planlarına ilişkin Başbakanlık genelgesi yayınlanmıştır. Bu kapsamda Merkez Bankası ve Türkiye Bankalar Birliği tarafından farklı projeler geliştirilmiştir.

Finansal uygulamalarla doğrudan bağlantısı olmayan yöneticilerin aldıkları kararların, yaptıkları uygulamaların da finansal sonuçları vardır. Yöneticilerin, aldıkları kararların şirketin finansal tablolarını nasıl etkileyeceğini önceden bilmesi çok önemlidir. Yöneticilerin temel finansal bilgi ve becerilere sahip olmasıyla, şirketin finansal performansı artar. Artan performanstan tüm çalışanlar, hissedarlar ve diğer taraflar pay alır, şirket ailesinin refah seviyesi yükselir. Bu nedenle yönetim kademesi içinde yer alan herkesin finans ile ilgili temel bilgi ve becerilere sahip olması gereklidir. Hatta gerekli demekten öte zarurettir.

Finansal okuryazarlığın detayları, ilgili kavramlar, nasıl öğrenileceği konularına ilgi duyanlar için:

Finansal okuryazarlık nedir? Nasıl öğrenilir?

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.