Günümüzün en az 3-4 saati ekran başında geçiyor. İş yerinde bilgisayar ekranları, iş dışında da telefon ekranları adeta vücudumuzun ve zihnimizin ayrılmaz parçaları gibi. Yakın zamanda kolumuzdaki saatler, ilerleyen zamanlarda gözlüklerimiz de ekran işlevi görecek.
Türkiye’de 683 katılımcı ile yapılan bir çalışma sonuçlarına göre: Katılımcıların yüzde 42’si 3-4 saat ekran başında vakit geçirdiklerini ifade ederken, yüzde 33’ü günde 11-20 kez e-posta kontrol ettiklerini belirtmiştir. Sosyal medya alışkanlıkları açısından bakıldığında, katılımcıların yüzde 26’sı günde 1 saatten az, yüzde 26’sı günde 3 saatten fazla, yüzde 21’i 2-3 saat, yüzde 21’i ise 1-2 saat sosyal medya kullandığını ifade etmiştir. Yüzde 6’sı ise hiç sosyal medya kullanmadığını belirtmiştir. Sosyal medya için günde ortalama 2,2 saat ekran başında kalınıyor (1).
Çalışma sonucuna göre yaş, teknoloji kullanımını anlamlı şekilde etkileyen en önemli demografik faktör. Gençler daha fazla ekran süresi harcıyor ve daha sık sosyal medya kullanıyor.
Çalışanlar üzerinde yapılan başka bir çalışmaya göre, çalışanların yüzde 61’i mesai saatleri içinde sosyal medya kullanıyor.
Bazı işverenler “sosyal medya kullanımı” sebebiyle iş akitlerini feshediyorlar. Mesai saatleri içinde sosyal medya kullanımını Yargıtay da geçerli fesih sebebi olarak kabul ediyor.
Dijital yaşamın artmasının; yeniliklerin yakından izlenmesi, yeniliklere ilginin artması, bilgiye hızlı erişim, stres atma, psikolojik rahatlama, sosyal iletişim, sosyal aktivite, haksızlıklara karşı sosyal direnç oluşturma, muktedirleri kontrol altına alma, sosyal dayanışma, verimlilik artışı gibi faydaları olduğu bilinmektedir.
Ancak her şeyin fazlası zararlı olduğu gibi, dijital yaşamın fazlası da zararlıdır.
Ekransız bir hayat tasavvur edemeyeceğimize göre, ekranların zararlarını asgariye indirmenin ve faydalarını azamiye çıkarmanın yollarını bulmalıyız.
ÖLÇÜSÜZ EKRAN MEŞGULİYETİN ZARARLARI
Dijital platformların en önemli zararlarından birinin “bilgi kirliliğini büyütmesi ve yaygınlaştırması” olduğunu söyleyebiliriz. Asılsız kimi haberler, bilgiler kısa zamanda geniş kitlelere ulaşmaktadır. Okuma ve doğrulama alışkanlığı olmayan ülkemizde bu tür manipülatif bilgiler gerçekmiş gibi kabullenilmekte ve sosyal dokumuz zedelenmektedir. Bilgi kirliliği riski kişisel alandan başlayarak kamusal alana kadar her alanda yaygınlaşmaktadır.
Bir diğer önemli sakınca “gizlilik ve bilgi güvenliği riski” olarak ifade edilebilir. Yakın zamanda, hepimizin kişisel bilgilerini veri korsanlarının ele geçirdiğini biliyoruz. Şirketlerin ticari sırlarının dijital korsanlar her ana ele geçirilebilir. Dijital ortamlarda bulunan kişisel verilerimizi ticari amaçlarla veya kötü amaçlarla kullanılabilir.
Yapılan çalışmalar ekran başında uzun sürelerde vakit geçirildiğinde iş veriminin düştüğünü göstermektedir (1).
Ekran başında uzun süreler kalmanın fizyolojik ve psikolojik sağlığımızı tehdit ettiğini de biliyoruz.
Önemli zararlar arasında izole yaşam alışkanlığının yaygınlaşmasıyla sosyal bağların zayıflamasını da zikretmeliyiz. Özellikle genç kuşaklarda bu risk giderek artmaktadır.
DİJİTAL MİNİMALİZM
Dijital minimalizm, aşırı ekran meşguliyetinin, bireylerin üretkenlik, yenilikçilik ve iş-yaşam dengesi üzerindeki olumsuz etkilerini hafifletmeye yönelik bir strateji.
Cal Newport’un “Dijital Minimalizm” yaklaşımı, hayatın “pause” tuşuna basmamıza fırsat sağlıyor. Dijital minimalizm işe yarar çözümler sunuyor.
Dijital meşguliyetin mümkün olan en az seviyeye indirilmesini amaçlayan bu yaklaşımın geniş bir şekilde benimsenmesinin, çalışanların verimliliğini ve yaşam kalitesini artırabileceği görülmüştür.
Dijital minimaliz uygulayan bazı şirketlerin verimlilik ve çalışan memnuniyeti artışları dikkat çekiyor.
Küresel bilgi teknolojisi şirketlerinden bazılarının çalışma gününü dört güne indirmesiyle yüzde 40 verimlilik artışı yanında çalışan memnuniyetinde ve inovatif düşünce süreçlerinde önemli gelişmelere yol açılması bu stratejiyi destekliyor.
Küresel bir şirket, dijital iletişimi sadeleştirerek çalışanlarının odaklanmasını ve hayat dengesini iyileştirdi. Bir başka şirket, dijital detoks programlarıyla çalışanların zihinsel sağlığını ve üretkenliğini geliştirdi. Küresel bir otomotiv şirketi, iş saatleri dışında eposta alımını sınırlayarak iş hayatı ile yaşam dengesini destekledi (1).
Dijital minimalizm stratejisini destekleyici ve ekran bağımlılığının zararlarını azaltıcı bazı tavsiyelere aşağıda yer verilmiştir.
DİJİTAL SAĞLIK VE EĞİTİM PROGRAMLARI
İlköğretimden başlamak üzere, bütün eğitim kademelerinde insanlara dijital araçları bilinçli kullanmaları için rehberlik edecek programlar sunulmalıdır.
Bu programlarda, dijital platformların nitelikleri, ekran süresi yönetimi, psikolojik ve fizyolojik etkileşim ve dijital bağımlılıkları azaltma konusunda yardımcı olmak amaçlanmalıdır.
Devletin alacağı önlemler uzun vadede etkili olacağı için, şirketler ve sosyal sorumluluk misyonu üstlenmiş STK’lar bu programlara öncelik vermelidir.
GRUP ETKİNLİKLERİNİ ARTTIRICI PROGRAMLAR
Eğitim faaliyetinde olduğu gibi, ilköğretimden başlamak üzere, bütün eğitim kademelerinde gençlerimizin grup etkinliklerini arttırıcı aktivitelerde rol almaları teşvik edilerek sosyal yalnızlığın doğuracağı dijital bağımlılık riski azaltılmalıdır.
Basketbol, voleybol, futbol gibi grup sporları ve tiyatro, müzik gibi kültürel grup faaliyetleri gençlerin sosyalleşmesini artıracak ve yalnızlaşmasını önleyecektir. Grup aidiyeti olan bireyler dijital ortamın risklerinden daha kolay korunacaktır.
ERİŞİM KONTROLLERİ VE İNTERNET FİLTRELEME
Şirketler, mesai saatlerinde çalışanların yalnızca iş ile ilgili platformlara erişmesini sağlamak için internet erişimlerini sınırlayabilir. Bu amaçla, sosyal medya siteleri, oyun platformları veya video paylaşım siteleri gibi dikkat dağıtıcı içeriklere erişim engellenebilir.
Aynı şekilde, çalışanların yalnızca belirli web sitelerine erişmesini sağlamak için beyaz liste yöntemleri kullanılabilir. Bu şekilde, sadece şirketle ilgili işlerin yapılabileceği sayfalara erişim sağlanabilir.
Bu uygulama yapılırken özgürlük-iş disiplini dengesinin bozulmamasına özen gösterilmelidir. Denge gözetilmezse çalışan memnuniyeti azalır ve beklenen sonuca ulaşılamaz.
…
Yukarıda ekran bağımlılığının olumsuz etkilerinden korunmanın bazı yollarını özetledik.
Konunun uzmanları ve bilim insanları ekran bağımlılığının olumsuz etkilerinden korunmanın yollarını sistematik olarak açıklayacaklardır. Biz bunlardan sadece birkaçına işaret etmiş olduk.
Özellikle şirketler için dijital minimalizmin önemine bir kez daha işaret edelim.
Dijital minimalizm, iş dünyasında “minimal” bir dokunuşla “maksimum” etki oluşturma potansiyeline sahip. Ekran başında daha az, gerçek hayatta daha çok olmanın zamanı gelmedi mi? Dijital minimalizm, iş dünyasında hem çalışanların verimliliğini hem organizasyonların rekabet avantajını artırabilecek stratejik bir fırsat sunuyor. Bu sebeple dijital minimalizmi benimsemek, yalnızca bireysel değil, kurumsal başarının anahtarlarından biri olabilir.
Dijital dikkat dağınıklığını bırakın, odaklanarak üretkenliğinizi zirveye taşıyın (1).
1.Cevahir Uluscul. Dijital Minimalizm ile Teknolojiyi Doğru Kullanarak Odağınızı Artırın. HBR Türkiye. 17.10.2024.