Muhalefet seçimi iki puanla kaybetmese ve sonuç farklı seyretse bugün birbirine veryansın eden siyasiler büyük ihtimalle farklı konuşacaklardı.
Tarihte varsayım yapmanın yanlışlığını ya da imkansızlığını üniversitede tarih hocam “Tarihte keşke ya da olsa idi kalıbı kullanılmaz” diye anlatmıştı. İnsan yine de kendini düşünmekten alamıyor.
Eğer Altılı Masa doğru aday ve doğru strateji ile 2023 seçimlerine girse idi sonuç farklı olabilirdi. Erdoğan kaybedebileceği bir seçimi muhalefetin yanlış stratejisi sonucu kazandı. Erdoğan kazanmasına rağmen hem kendisinin Kılıçdaroğlu karşısında ancak ikinci turda kazanabilmiş olması hem de partisinin eriyen oy oranı üzerinden bir muhasebe yapmış görünüyor.
İktidar elindeki tüm imkanları kullanmış olmasına rağmen kolay elde edemediği bir zaferden sonuç çıkarırken muhalefet kazanabileceği bir seçimi kaybetmesi üzerinden benzer bir sorgulama yapmaktan hâlâ uzak duruyor.
“İyi ki olmamış” yorumlarını haksız çıkarmayacak bu suçlama yarışında parti için kavgalar, liderlik rekabetleri, sorumluluğu başkasına yıkma çabaları ve tüm ortaklardan ve kamuoyundan gizlenmiş ‘Güneş Motel’ pazarlıkları arasında fatura en son Altılı Masa’nın bizatihi varlığına kesildi.
Bugün Altılı Masa’yı günah keçisi ilan etmek için önce ilk toplantıların yapıldığı zamandaki psikolojiyi hatırlamak gerek. 28 Şubat 2022’de Bilkent Otel’de altı lider ilk kez yan yana kameraların karşısına geçtiğinde muhalefet kamuoyunda ciddi bir birleşme baskısı vardı. Bugün seçimin günahlarını masanın boynuna yükleyen birçok isim o gün “Bu kadar farklı partiye ne ihtiyaç var, üstelik karşıda güçlü bir blok varken birlikte hareket edilmesi şart.” yazıları kaleme alıyordu.
CHP’nin tek başına yüzde 23 bandını aşamaması, İYİ Parti’nin yakaladığı yükselişi sürdürememesi ve Gelecek, Saadet ve DEVA’nın hem birleşmeyi başaramaması hem de tek başlarına güçlü aktörler haline gelememesi ister istemez masayı tek alternatif haline getirdi.
Altılı Masa, aynen işlevsel olduğu zamanki gibi, amorf bir aktör olarak herkesin faturayı kesip sıyrılabileceği ama kimsenin de üstüne alınmayacağı belirsiz bir konumda duruyor. Altılı Masa’yı en sert eleştiren ya da satır arasında ‘ne işimiz vardı orada’ diyen aktörlerin hepsi ya masayı kuran ya masayı ayakta tutan ya masa sayesinde vekil çıkaran ya istese de masadan ayrılamayan konumunda.
CHP eğer Altılı Masa olmasa idi Kılıçdaroğlu’nu aday olarak gösterebilir miydi? Kılıçdaroğlu’nun adaylığı muhalefetin seçimi kaybetmesinin belki en önemli sebebi idi ama adaylığı da Altılı Masa sayesinde mümkün oldu. Bugün Altılı Masa’yı eleştiren CHP sözcülerinin bu mekanizma olmasa idi stratejileri ne idi onu da anlatmalarında fayda var.
Gelecek, Deva ve Saadet ise siyaseten gerçekleştiremedikleri çıkışı Altılı Masa sayesinde yakaladılar. Altılı Masa toplantıları ve ortak programlar sayesinde her biri ayrı birer aktör haline geldi.
Ortada bir seçim başarısızlığı var iken Altılı Masa’nın da bunun sorumlusu olması gayet normal. Ama masanın tek tek aktörleri masayı ve süreci bir bütün olarak suçlayıp kendilerini temize çıkarmaya çalışıyor ki bu yanlış. Aktörler başarısızlıkta kendi paylarını konuşmak istemedikleri için diğerlerinin ya da sistemin üzerine sorumluluğu yıkmaya çalışıyorlar.
Kaldı ki önümüzdeki yerel seçimlerde ya da sonrasında benzer birlikteliklerin yeniden kurgulanması bir ihtimal olarak duruyor. Üstelik mevcut yüzde 50+1 sistemi AK Parti dahil hiçbir partinin tek başına ne seçimleri kazanmasına ne de parlamentoda çoğunluk sahibi olmasına kâğıt üzerinde imkân vermiyor. Yani hem seçimden önce hem seçimden sonra farklı ortaklıklar bir seçenek değil mecburiyet.
Dolayısıyla Altılı Masayı, ortaklık yapısını, karar alma süreçlerini, aday tercihini, seçimden sonrasını birinci öncelik yapıp seçimi nasıl kazanacağına o kadar kafa yormamasını eleştirmek, yeniden değerlendirmek başka; bir daha benzer bir tecrübenin yaşanmasını tümüyle imkânsız hale getirecek bir tavır takınmak başka.
Birlikte yapılan onlarca toplantıdan, ortak mitinglerden sonra “keşke olmasaydı, pişmanız” demek hem seçim öncesinde yapılan doğrulara haksızlık hem de ilerde oluşabilecek ihtiyaçların önünde bir engel.
Muhalefet aktörleri Altılı Masa sorgulamasından önce kendi stratejilerini ve bireysel hatalarını düşünseler ilerisi için daha fazla katkısı olur.